Suriye’deki Direnişi Selamlıyoruz! - rahle.org

Suriye’deki Direnişi Selamlıyoruz! - rahle.org

Suriye’deki Direnişi Selamlıyoruz!


Facebookta Paylaş
Tweetle

Rahle Yayın Kurulu

 

Sanayileşme ile çağın önüne geçen ve maddî gücü eline geçiren Batılı Devletlerin önündeki en temel problem, hammadde kaynaklarına erişim ve bu kaynakları elinde tutanların kontrol edilmesiydi. Bu amaçla seferber olan Batı, Osmanlı Devletinin tasfiyesi, İslam Ümmetinin ayrıştırılması ve bağımlı bir hale getirilmesi amacıyla çalışmalara başladı. Osmanlının yönetimsel zaafları, mezhepsel farklılıklar, ekonomik değerlerin paylaşımı, kavmiyetçilik ve hatta aşiretçilik gibi tarihsel alt yapısı bulunan argümanlar kullanılarak atılan fitne tohumları, Birinci Dünya Savaşı’nın ardından mahsullerini verdi ve İslam Coğrafyası kâfir emperyalistlerin insafına terk edildi. Orta Doğuyu dizayn eden güçler, bu coğrafyada kendilerine hizmet edecek yöneticileri iktidara taşıdı. Bunu yaparken aradıkları en temel özellik, bu kişilerin kendilerine karşı ayak direyip, başkaldıramayacak kişiler olmasıydı. Bu amaçla hemen hemen her yerde azınlık nüfusa sahip alt topluluklar seçildi. Tercihlerini, mezhepsel veya ırkî bir temele dayandırmadan, kontrolden çıkmayacak, daha doğrusu çıkamayacak kişilerden veya zümrelerden yana kullandılar.

Geçen yüzyılda bu coğrafyada görevlendirilen iktidarlar, efendilerini rahatsız edecek her türlü oluşumu engellemek için seferber oldular. Özellikle İslam eksenli bir uyanışın (nelere mal olacağını iyi bildiklerinden olsa gerek) ve her türlü İslamî oluşumun önünü kesmek için bütün yolları denediler. Zindanlar, darağaçları, sürgünler, bombalamalar ve hatta kimyasal silahlar, hep bu amaca hizmet etti! İslam’ı, salt bir kültür olarak algılayan bir neslin inşası için tüm kaynaklar seferber edildi. Farklı coğrafyalarda yaşayan, aynı dine mensup kişilerin, birbirlerinden nefret etmesini sağlayacak propagandalar yapıldı. Dinsizleştirmek ve özellikle İslam’dan nefret ettirmek için yoğun çabalar harcandı. Tüm bunlar olup biterken kurucu efendiler, sadece yer altı ve yer üstü kaynaklarını sömürmekle yetinmeyip, Orta Doğunun kalbine, İsrail denilen bir fitneyi de itina ile yerleştirdiler.

Tüm bu sindirme ve yok etme politikalarına rağmen varlığını devam ettiren İslamî muhalefet, çok büyük bedeller ödeyerek sinmeyeceğini ve yılmayacağını tüm dünyaya ispat etti. Her şehit, geride kalanlar için bir çağrı oldu. Canından vazgeçmiş bir topluluğun önünde durulamayacağını fark eden yöneticiler, istemeyerek de olsa bazı konularda geri adımlar attılar. Ancak, engellenemeyecek bir çığ, artık kapıya dayanmıştı…

Emellerini gerçekleştirmek için taşeron iktidarları kullanan Batılı emperyalistler, elbette ki bu coğrafyayı kolay kolay gerçek sahiplerine terk etmeyeceklerdir. Şu anda, engellenemeyecek bir selin önüne baraj yapmaya çalışmaktansa, bu suya yön vermeyi tercih ediyorlar… Yoksa Mısır’da Müslüman Kardeşlerin iktidara gelmesinde, ABD’nin ne gibi bir menfaati olabilir?

Asıl gayeleri, bu süreçte demokratik bir düzeni tesis ederek, gelecekte yeniden söz sahibi olabilmek olan bu emperyalist güçler, iktidar nimetleri ile gevşeyecek olan Müslümanların, dünyalık hırs ve hayallerinden istifade edebilecekleri günlerin geleceğini çok iyi biliyorlar!

Son yüzyıllık süreçte, her türlü bedeli ödeyerek varlığını devam ettiren muvahhitlerin bugünkü kazanımlarını, “emperyalistlerin emellerine hizmet” etiketi ile yaftalamak, en hafif hali ile insafsızlıktır. Elbette ki bugünkü direniş farklı unsurların iştiraki ile gerçekleşmektedir ve aralarında emperyalistlere hizmeti gaye edinmiş topluluklar mevcuttur. Basın-Yayın tarafından bu yönü ağır basan toplulukların öne çıkarılması, direnişin ana unsuru olan Müslümanların varlığını gölgeleyemeyecektir. Bugünkü direnişler planlanmış değil, engellenememiş direnişlerdir. Bu direnişe destek veren emperyalistlerin birinci gayesi, kontrolü tamamen kaybetmemek ve bir şekilde gelecek hakkında söz sahibi olabilmektir.

Şu yadsınamaz bir gerçektir ki; Orta Doğu halklarının tamamı, İslamî bir hayat tarzını benimsemiş değillerdir. Bu gün elde edilen kazanımlarla, yeni nesillerin inşası için, yeni fırsatlar oluşacak ve toplumlar dönüşecektir.

Rabbimiz! Kardeşlerimize, sunulan bu imkânları, İslam ümmetinin birliği için kullanma feraseti ver. Onları, iktidar nimetlerinin cazibesinden koru ve sırat-ı müstakim’den ayırma. (Âmin)

 

 

Copyright 2018 © RAHLE DERGİSİ