Davetçi Üzerine (Röportaj) - rahle.org

Davetçi Üzerine (Röportaj) - rahle.org

Davetçi Üzerine (Röportaj)


Facebookta Paylaş
Tweetle

 

 
Mustafa Keleşoğlu tarafından yazıldı.

Davet, umulur ki sakınırlar ve Rabbimiz katında mazeret olur ümidiyle sürdürülmelidir. ... Tarz, bilginin önüne geçiyor. O halde anlatanın tarzına çok daha fazla dikkat göstermesi gerekiyor ... Allah ümmet içerisinde sancaktarlığı hayra çağırma işini en güzel şekilde gerçekleştirecek bir millete nasip edecektir. Davet, umulur ki sakınırlar ve Rabbimiz katında mazeret olur ümidiyle sürdürülmelidir. ... Tarz, bilginin önüne geçiyor. O halde anlatanın tarzına çok daha fazla dikkat göstermesi gerekiyor ... Allah ümmet içerisinde sancaktarlığı hayra çağırma işini en güzel şekilde gerçekleştirecek bir millete nasip edecektir.


 

Eğitimci Mustafa Keleşoğlu'na daveti sorduk...

 

[Rahle] Sayın hocam, Rasule gereği gibi tabi olmak dediğimiz zaman karşımıza kaçınılmaz bir şekilde ümmetin davetçi yönü çıkmaktadır. Bu konuda bizi aydınlatabilir misiniz? Öncelikle,  davet nedir?

[Mustafa Keleşoğlu] Daveti birbirinden farklı şekillerde tanımlamak mümkün ve öyle de farklı tanımlanıyor. Nasıl tanımlanırsa tanımlansın bütün tanımlarda ortak nokta konusunun "HAYIR" olmasıdır. Davete en geniş anlamıyla "hayra çağırma eylemi" veya "hayra çağrı" demek mümkün. Bu tanım içerisinde inanmayanlara karşı sürdürülmesi gereken tebliğ, cihad; inananlara karşı sürdürülmesi gereken vaaz, nasihat, marufu emir, münkerden nehiy de yer alır.

[Rahle] Davette davetçinin yaşayışı ve etkisi nedir? Veya davetin davetçi üzerinde etkileri nelerdir?

[Mustafa Keleşoğlu] Hayra çağırma eyleminin bu farklı kesimlere bakan yanı bilgi ve yetenekle de çok yakından ilgilidir. Bu konudaki bilgi anlatılacak konu ve nerede, ne zaman anlatılacağının bilinmesi, yetenek de "anlatma"ya ehil olmakla ilgilidir. Hayra çağırmak her müslümanın görevidir. Müslüman şerle ilgisi olmayan insandır. Hayrı iş edinmiş insandır. Hayrı iş edinmek sorumluluk almaktır. İman etmekle de bu sorumluluğu üstlenmiş olur insan. Sorumluluğun yerine getirilmesi seviyesinde bilgi, imkân, konum, yetenek gibi hususların farklı etkileri olabilir. Farklılıklar yöntemlere de etki edebilir, etmelidir de. Hayra çağırma eyleminin hep muhatap insanlardaki etkilerine dikkat edip bizzat eylemi gerçekleştiren üzerindeki etkisini görmezden geliyoruz. Hayra çağırma eyleminin asılda faydası gerçekleştiren üzerinde olur. İnancını sahiplenir, hayırları iş edinir. Başkasına ulaştırdığı hayırdan kendisini yoksun kılacak değildir herhalde. Bu durum hayırların insanı olmanın en güzel yoludur.

[Rahle] Davetçi ile muhatabı arasındaki ilişki nasıl olmalıdır

[Mustafa Keleşoğlu] Hayra çağırma eylemi ayni zamanda bir iletişim eylemidir. İletişimde ortaya çıkacak çatışmalar vardır. Çatışmalardan uzak durmak zorunda olan, iletişimi başlatan taraftır. Hayra çağıran kişiyi bilgi sahibi, en azından anlatacağı konuyu bilen birisi olarak kabul etmeliyiz. Hayra çağırmada problem bilgi problemi değil ilişki boyutudur. İlişki boyutu da iki tarafın birbirini algılama derecesiyle ilgilidir. Hepimiz ne anlatıldığına değil nasıl anlatıldığına daha çok dikkat ederiz. Bu durum bilgiyi önemsizleştirir. Dinleyenlerin savunma mekanizmalarını harekete geçirir. İletişimde söz-dışı unsurlar daha etkilidir. Anlatan muhatabı ne veya nesi görüyor? Kendisini hangi konumda görüyor da bunları anlatıyor? Bu soruların cevapları muhatabı dinlemeye veya dinler gözükmeye veya anlatanla çatışmaya sevk eder. İletişim süreci içerisinde muhatap, bu şahıs bana bunları niçin anlatıyor, sorusuna cevap arar.

[Rahle] Davetçi önce neye dikkat etmelidir?

[Mustafa Keleşoğlu] Aslında iletişim çok geniş araştırmaların yapıldığı, üniversitelerde bilim dalı olarak görülen bir alan. Temel iletişim çatışmalarından söz ediliyor. Dinleyen, konuşanı yargılayıcı, denetleyici, aldırmaz, düşman, kendini beğenen, küçük gören, tahkir edici, küçümseyici, küstah, ukala, şahsiyetine saldıran biri olarak görürse savunma konumuna geçer. Dikkat edilirse tarz bilginin önüne geçiyor. O halde anlatanın tarzına çok daha fazla dikkat göstermesi gerekiyor.

[Rahle] Davette yanlış yaklaşımlar nelerdir?

[Mustafa Keleşoğlu] Hayra çağıran kişinin özellikle alçakgönüllü, dinleyene şefkatle davranır, yaptığı işi önemli görür, değer verir,dinleyeni değerli bulduğunu gösterir,ulaştırdığı hayra onu layık gördüğünü hissettirir bir tarza sahip olmalıdır. Derler ki bütün insanların hayra çağıran üzerindeki hakkı kendilerine değer vermesidir. En güzel değer verme biçimi de ayağına kadar gitmektir. Kim kendisini düğününe markette karşılaştığında davet edenle bizzat gelip davet eden arasında farklılık yapmaz? Yine kim birilerinin hareketlerini yargılamasından, denetlemesinden, değer vermemesinden, tahkir etmesinden, küçümsemesinden, bilgisizlikle suçlamasından hoşlanır? Kim yanlışının birilerince görüldüğünün kendisine bildirilmesinden hoşnut olur?

[Rahle] İşi gücü davet olan, mesleki özelliğinden önce davetçi yönü öne çıkan davetçi bir kimlikten bahsetmek mümkün müdür?  Yoksa Davetçilik müslümanın namaz, oruç gibi zamana bağlı sorumluluklarından biri midir?

[Mustafa Keleşoğlu] Hayra çağırmak Allah'ın yaptığı bir iş ve peygamberlerin de görevi. Mümin bir ferdin de katılması gerekli bir iş. Bu işi iş edinenler ancak ilahi sancaktarlığa aday olabilirler. Geçmiş peygamberlerin ümmetleri davetin sadece muhatapları olmuşlar, peygamberlerine ortak olmuş değillerdi. Ümmetimiz bu işe katılmış, ortak olmuş, muhatap olarak kalmayı aşmış ve sancaktar olmaya hak kazanmıştır. Ümmet içerisinde de Allah, sancaktarlığı hayra çağırma işini en güzel şekilde gerçekleştirecek bir millete nasip edecektir.

[Rahle] Davetçinin "benden bu kadar, kabuğuma çekiliyorum" diyebileceği bir nokta var mıdır?

[Mustafa Keleşoğlu] Hayra çağırma eylemi hangi biçimiyle yapılırsa yapılsın muhakkak faydalıdır. Kötülüklerin mevcudiyetini sürdürmesi kimseyi aldatmamalı. Mevcudiyetinde etki gösteremiyor olabilir, ama yayılma sür'atini yavaşlatıyordur, azaltıyordur, en azından birilerini koruyordur. Umulur ki sakınırlar ve Rabbimiz katında mazeret olur ümidiyle (ihtimaliyle değil) sürdürülmelidir.

[Rahle] Davet bireysel ve cemaatsel/toplumsal ayrıma tabi midir?

[Mustafa Keleşoğlu] Elbette bu noktada bu ümmet sorumluluğunu farz gibi yerine getirecek görevliler de bulunmalıdır. Böylelerinin varlığı veya yokluğu da hiç kimseye şerri anlattıracak değildir. Herkes hayra çağırmalıdır.

[Rahle] Öyleyse bireysel davetin sınırları nereye kadardır?

[Mustafa Keleşoğlu] Bir çarşıda yüzlerce insan, yüzlerce farklı giysiler içerisinde bulunur. Farklı giysiler arasında bile bir ortak nokta vardır. Herkes o farklı noktayı koruyacak bir giysi içerisindedir. Faklı giysiler içerisindeki herkesin veya bir kısmının yadırgayacağı bir giysiyi kimse giymemeli. Giyenin de maksadının farklılıklarda bile fark edilmek arzusundan başka bir arzusu bulunduğu zannedilmemelidir. Hayra çağırma yöntemi hayâ-ı kesir elde edilecek şekilde yapılmalı, başka kardeşlerimizin hayırlarına engel olunmamalı. Bunun için de hayra çağıranın, bir tek kendisi olduğu gibi bir zandan da kurtulunmalı. Kendisinden başka hayra çağıran kardeşlerinin varlığına da inanmalıdır.

[Rahle] Hocam verdiğiniz bilgilerden dolayı teşekkür ederiz. Umarız kendini davetçi gören okurlarımız için faydalı olacaktır...

Copyright 2018 © RAHLE DERGİSİ