AFRİKA’YA İLK YOLCULUK – FİLDİŞİ SAHİLLERİ - rahle.org

AFRİKA’YA İLK YOLCULUK – FİLDİŞİ SAHİLLERİ - rahle.org

AFRİKA’YA İLK YOLCULUK – FİLDİŞİ SAHİLLERİ


Facebookta Paylaş
Tweetle

 

Emre YAVUZ

Sadece maddi olarak yapılan desteklerin ötesini görme, insanların hayatlarına nasıl dokunduğunu anlayabilme ve infak kavramının zihinde daha anlamlı bir yere oturması isteği idi Fildişi Sahilleri’ne Ramazan ayında yapılan 2 günlük yolculuk. Ülkenin en büyük şehirlerinden olan kıyı şehri Abidjan’daki partner kuruluş ile iki günlük plan yapılmış, 2 yetimhane ziyareti, 2 akşam iftar ve 1 köye erzak yardımı için yola çıkmıştık. Tropik iklim, göz alabildiğince yeşillik, yıl boyunca sıcak ve nemli bir hava. Gitmeden çoğu insan gibi Afrika hakkında zihnimizde var olan sıcak, kurak, verimsiz topraklar algımız uçaktan adımımızı attığımız andan itibaren yıkılıyor. Esas merak ettiğimiz ise merkezde ve kırsal kesimde insanların yaşantıları oluyor. Programa başladığımız andan itibaren ülkenin sistematik olarak nasıl sömürüldüğünü sadece çevre hakkında izlenimimizden değil insanların yüzlerinden ve bize bakışlarından anlamamız çok uzun sürmüyor. Bazen şaşkın, bazen mütebessim, bazen ise tehditkâr bakışlar sizi daha ülke hakkında bir algınız oluşmadan değişik duygulara sürüklüyor. Her türlü sıfatımızdan bağımsız olarak beyaz olmak ağır geliyor bir an. Umutsuzluğun havadaki nem gibi olanca ağırlığıyla insanların üzerine çöktüğünü yediden yetmişe görüyorsunuz. Yetimhaneye gidiyoruz ve bizi birkaç saattir bekleyen yetim çocukları görüyoruz. Hediyelerine seviniyorlar, beraber fotoğraflar çekiliyoruz, kısa bir süreliğine de olsa eğlenmelerine vesile olmaya çalışıyoruz, ama bizde de onlarda da tarif edilemeyen bir burukluğu hissediyoruz. Anlamlandırma çabalarımız ise koşturmaya yenik düşüyor. Bunu, dönüşte fotoğraflara bakınca anlamaya gerek kalmadan ikinci yetimhane ziyaretinde anlayabiliyoruz. Bu sefer çocuklar gülmüyor verilen hediyelere. Yine şaşkınlar, yine hocalarının direktiflerini eksiksiz yerine getiriyorlar, verilen şekerler veya balonlar ancak belirli yaşın altındaki çocukları mutlu etmeye yetiyor. Diğerleri? Onlar tek seferlik yapılan bu yardımın hayatlarında bir değişiklik yaratmayacağını biliyorlar.

Bir çevre kasabada avlusunda ve sınıflarında bekleyen insanların olduğu bir okula gidiyoruz. Burada Ramazan için hazırlanan erzaklar dağıtılacak. Bizi orada yağmur ve nemli havada insanların 3 saattir beklediğini öğreniyoruz. Bu yetmezmiş gibi insanların minnet dolu bakışları yüreğimizi daha da sıkıştırıyor. Bizi bekledikleri süre aklımıza geldikçe, konuşmalar bitsin de insanlara paketlerini dağıtalım diye içimizden geçiriyoruz.. Paketler dağıtılıyor. Hiç görmeyecekleri fotoğraflarda yer almak isteyen çocuklar ile beraber fotoğraflar çekiliyoruz. Bazıları profesyonel model gibi poz veriyor ve biz de bir yerden sonra fotoğrafların içinde yer almayı bırakıp sadece onları çekiyoruz. Farklı programlarda dağıtılan yardımlar ile ilgili hikâyeler duyuyoruz. Kurban bayramında hayatlarında hiç et yememiş çocuklarına verilmesi için bir et poşeti veren yardım kuruluşu çalışanına bir daha ne zaman geleceklerini sormuş bir kadın. Belki sonraki sene cevabını alınca, çocuklarının bir daha ne zaman geleceği belli olmayan bu yardımdan dolayı daha da üzüleceklerini düşünen kadının yardımı reddettiğini anlatıyor bir kişi. Bir kere görüp bir daha görememektense hiç görmemenin daha doğru olacağını düşünen bu ana yüreği kalbimizi biraz daha sıkıştırıyor.

Dönüşte artık tek seferlik yardımların yaraya merhem olmadığı, aksine bazı yaraları belki daha da dağladığı düşüncesi daha ağır basmaya başlıyor. Düzenli infakın ne kadar önemli olduğunu anlıyoruz. Daha da ötesinde oraya yapılacak yatırımların, sorunları daha temelden çözmenin önemini fark ediyoruz. Kendi kendilerine yetecek hale gelmeleri için daha uzun soluklu projeleri düşünüyoruz. Yapılan okulların, açılan su kuyularının, hibeler ile açılan köy marketlerinin, ihya edilen tarım arazilerinin coğrafyaya nasıl etkisi olabileceğini yakinen kavrıyoruz.

Siz de kendinize bir iyilik yapın, yaptığınız iyiliğin nereye dokunduğunu bizzat görmek için bir adım atın. Merhem olduğunuz yaraları görmek başta canınızı biraz sıksa da, sonrasında devamını getirmek ve kardeşlik hukukunu tekrar hatırlamak için size iyi gelecek.

 

Dert daim, ahir güzel olsun.

Copyright 2018 © RAHLE DERGİSİ