ENDÜLÜS YA DA UNUTULMUŞLUK - rahle.org

ENDÜLÜS YA DA UNUTULMUŞLUK - rahle.org

ENDÜLÜS YA DA UNUTULMUŞLUK


Facebookta Paylaş
Tweetle



Şahbaz Sinanoğulları

Hüzün ifade eder, Endülüs. Kelimenin kendisi de hüznü çağrıştırır, nedense. Hüzünle beraber bir zerafeti ve asaleti de barındır içerisinde; barbar batının hakkı ortadan kaldırmak için yaptığı batıl ve mütemerrid-anarşist- saldırılara karşı bir asalettir bu.

Endülüs isminin nereden geldiği mutlak olarak bilinmemekte. Nereden geldiği ilmi açıdan önemli ise de asıl önemli olan bu kelimenin daha sonra yüklendiği muhtevadır.

Endülüs'ü en öz şekliyle ifade etmek herhalde şöyle olurdu: Müslümanların hakim olup, bir medeniyet meydana getirip sonra kimsesizlik içersinde tümüyle çekilmek zorunda bırakıldığı yegane yer.

Bütün tarihi boyunca, Endülüs'ün yükselişi de dahil olmak üzere her türlü karışıklık ve isyanlarla beraber, ilmi, bedii ve kültürel hareketlerin de dorukta olduğu bir dönem geçirmiştir Endülüs.

Raşit I halifeler devrinden sonra başlayan saltanat devrinde de, fetih anlayışı içerisinde dünyanın her beldesinin İslam’a açılması İslam ile tanışması gayesiyle fetihler bütün hızıyla devam etmiş ve Müslümanların hakimiyetindeki ülkenin sınırı Çin’den Atlas Okyanusuna kadar genişlemişti. Bununla beraber bu geniş topraklardaki insanlar islami eğitimden geçirilmemiş ve/veya geçirilememiş ve git­tikçe örnek, çekirdek nesil sahabeden uzaklaşılması -zaman dilimi olarak- bu insanların saf İslam akaidi ve sade amel anlayışına sahip olmasını engellemişti, insan fıtratındaki nefse meyletme özelliği, bu devirde bir daha tezahür etmiş, ikti­dara sahip olma ve hükmetme hırsı ön plana çıkmış, bu da beraberinde Müslümanlardaki islami vahdet anlayışını zaafa uğratmış, kıskançlıkları, grupçuluk­ları, kavmiyetçiliği beraberinde getirmiştir.

ispanyanın fethi işte böyle bir devreye rastlar. Gerçi Müslümanlar, Hz. Osman ve Muaviye devrinde olmak üzere iki defa daha Ispanya’yı işgal etmişlerdi, ancak bunlar kalıcı olmak üzere yapılan fetih hareketleri değildi.

 

Emevi sultanı Velid devrinde Ispanya’nın fethi gerçekleşir. Ifrikıyye genel valisi olan Musa b. Nusayr, Tarif b. Malik Nakhi komutasında bir birliği Ispanya güney sahillerini keşif için gönderir. Tarif 710 yılının temmuzunda Ispanya’ya çıkar ve çok değerli bilgiler ve ayrıca bol ganimetle geri döner. Bir yıl sonra Musa b. Nusayr nisan 71 l'de Tarık b. Ziyad komutasında yedi bin kişilik bir orduyu Ispanya'yı fethe gönderir.

Tarık, ordusuyla Ispanya’ya geçince geldikleri gemileri yaktırır. Bu, ordu üzerinde menfi yerine müspet etki yapar. Bu duruma Tarık b. Ziyad'ın samimi hitabeti de eklenince İslam ordusu büyük bir manevi moral ile fethe başlar.

Tarık b. Ziyad’ın Ispanya'yı Endülüs yapacak hitabesi şöyledin "Askerlerim! Görüyorsunuz ki arkanızda deniz, önünüzde düşmanlar var ve kaçacak hiçbir yeriniz de yok. Düşmanımızın bütün gücüyle üzerimize geldiği apaçık bir gerçek­tir. Üstelik yiyecek ve teçhizatı da boldur. Halbuki bizim kılıçtan başka silahımız ve düşmanın elinden alacağımız yiyecekten başka erzağımız da yoktur. Bu güçlü düşman karşısında ölümden korkmayanlar ve ölümü yaşamaya tercih edenler zafere ulaşacaklardır. En ucuz malın can olduğu bu cihat pazarına sadece sizin canınızı değil en önce kendi canımı sürüyorum. Yaptığınızın cihat, gayenizin ise ilay-ı kelimetullah (Allah kelamını yüceltmek) olduğunu unutmayın. Ben hepinizin yüce İslam dinini bu ülkeye yerleştireceğinize inanıyor ve hepimizi Allah’a emanet ediyorum. Allah yardımcımız olusun."

Evet, Ispanya'nın fethi böyle ve bu gayeyle başlar. Ancak sonrakiler bu emanete riayet etmez, iktidar ve saltanat hırsı, zevk, sefa ve eğlenceye düşkünlük başta olmak üzere bütün iç ve dış düşmanların saldırısıyla en az bir Mısır kadar bir Suriye, bir Irak, bir Iran, bir Anadolu kadar Müslümanlaşmış olan Endülüs yeniden Ispanya olur.

Yeni Endülüsler yaşamamak dileğiyle.    

Copyright 2018 © RAHLE DERGİSİ