ZULÜM ve UMUT - rahle.org

ZULÜM ve UMUT - rahle.org

ZULÜM ve UMUT


Facebookta Paylaş
Tweetle

Meliha ÖZGÜL

Bismillahirrahmanirrahim

Ümmeti Muhammed yaşatmak için öldürmesi gerekmeyen kültürün ümmetidir1. Güçlünün zayıfı, zenginin fakiri yok etme ideolojisi İslam’da tam tersi bir gerçeklik ile kendini gösterir;  güçlü güçsüze sahip çıkar, zengin fakire yardım eder.

Modern Dünya, güçsüzü yok ederek fakiri daha da fakirleştirip sömürerek hâkimiyet sağlama stratejisi ile yönetilmektedir. Bundan sebeptir ki asırlardır güçsüzler ve fakirler zulüm altındadır.  Zulüm gören mazlumlar ise Müslüman kardeşlerimizin ta kendisi…

...Nuh (aleyhisselam)’ın asırlarca süren daveti neticesinde ailesinden eşi ve oğlunun onun davetine icabet etmediği, üzerine bir de zayıf ve fakirlerin ona imanı sebebiyle, evladı ve eşinin toplum içerisinde Nuh aleyhisselam’dan hicap duydukları anlatılmaktadır. Nuh aleyhisselam büyük afet yaklaştığında oğlu için “Ey Rabbim! Benim oğlum da elbette benim ailemdendir. Elbette ki senin (ailemi kurtarma) vaadin haktır ve sen hâkimlerin hâkimisin.2” diye dua ettiğinde Allah Teâlâ ona: “Ey Nuh! O (oğlun, inanmayıp asi olduğundan) senin ailenden değildir. Doğrusu o(nun yaptığı), iyi bir iş değildir. O halde, bilgin olmayan şeyi benden isteme! Doğrusu ben, sana cahillerden olmamanı öğütlerim.3” buyuruyor.

Bu ayetler bize anlatıyor ki; akrabalık, kardeşlik imanla ilişkili bir değer, kan ile değil kalp ile bağlılığı kişilerin birbirine. Bundan sebeptir ki kardeşlerimize bir zarar gelse uyuyamaz elimizden ne gelir diye düşünür dualar ederiz.  Sokaklarda meydanlarda eylemler yaparız.  Gücümüz var ise hakkı adaleti ve güzelliği tahsis etmek ve zulme son vermek için o yerlerde ve gücümüzün yettiği her yerde savaşırız. Dünyanın dört bir yanında Müslüman kardeşlerimiz haksızca eziyet görüyor ve öldürülüyor. Elimizden ne gelir? Düşünüp duruyoruz. 

Güzel olan şey, güzel olanı bulur bu sebeple güzeli aramak değil, güzelin kendisi olmak gerekir.  Ya da güzeli kendi içinde aramalı insan ki güzellikler ile çevrilsin etrafı. İyi olan şey,  iyi olanı bulur.  Bu sebepledir ki iyi olanı aramak yerine iyiliği kendinde aramalıdır insan.  Yani iyi ve doğru olmaya çalışmalıdır.  İşte o zaman iyi ve güzel olan ile karşılaşma ihtimali artacaktır. Zira kader kombinasyonlarında iyilik ve güzellik yolları,  diğer iyilik ve güzellik yolları ile daha çok kesişmektedir. İyiyi ve doğruyu o halde insanlarda değil benliğimizde ve yolumuzda arayalım.  İtikadımızı, amelimizi, yolumuzu sağlam tutalım.  Bizler Allah’ın bize nasip ettiği her şeye razıyız, bizler umut doluyuz, imtihanımızla barışığız.

Hak yolda yürürken aynı yolun yolcularıyla güzellikler yayalım etrafımıza, dünyaya. Zalimlerin korkulu rüyası biz olalım.  Şeytanlaşmış insanların zulümlerini bizim neslimiz durdursun. Adaleti tahsis edelim yeniden. Bizlerin çocukları adaleti tahsis etsin. Tüm bunların yolu benliğimizde doğruyu aramakta, doğru olanın Allah'ın emir ve yasakları ile yaşamak olduğunu bilerek ona teslim olmakta, rızayı yalnız ondan ummakta. Tüm ihtiyacımız samimi olmakta, çevremizde değil benliğimizde samimiyet aramakta, niyet edip yola çıkmakta, niyet edip elimizdeki son fidanı dikmekte.4

Akrabalık bağları ile kardeşlik hissiyatı dediğimiz olgu esasen İslam ve iman ile tanımlanmakta. Müslüman’ın Müslüman’a kardeş olduğunu, imansız olup kan bağı olan evladın ise evlattan sayılmadığını Nuh aleyhisselam’a hitaben geçen ayetler ile tefekkür ettiğimde neden Suriye neden Doğu Türkistan neden Afrika ya da Mısır diye uykusuz kaldığımızı ya da içimizin en derinlerinin neden sızladığını daha iyi idrak ediyorum.

Kardeşin kardeşe sahip çıkma ve onun izzetini, yaşamını koruma hissiyatını yaşıyoruz. Elimizden bir şey gelmezciler dışında elimizden gelecek çok şey olduğuna eminim. Çalışacağız, elimizdeki fidanlarımızı dikeceğiz. Ümmeti Muhammed için durmadan, kıyamet bile kopsa çalışmak. Bulunduğumuz sahada yapabileceğimizin en iyisi her ne ise var gücümüz ile onu yapacağız fakat yalnızca Allah rızası için. Her saniyede dünyada ezanlar okunsun diye her nerede olursak olalım her saniyemizin hakkını çalışarak vereceğiz.  Umutsuzluğa düşmeden en doğru işin bireyler yetiştirmek ve kendimizi yetiştirmek olduğunu bilerek çalışacağız.

Hasan El Benna rahmetullahi aleyh’in dediği gibi umutsuzluk ve ümitsizlik bizlerin ahlakı olamayacak.  Zira muzaffer olacak olan hak yolun yolcuları olacak.  Biz Allah’la beraber oldukça,  Efendimiz Muhammed aleyhisselam’ın izinde oldukça mağlup olan bizler olmayacağız.

Huzeyfe radiyallahu anh’dan nakledilir Efendimiz Muhammed aleyhisselam;

“Nübüvvet içinizde, Allah’ın dilediği kadar devam eder; sonra dilediği zaman onu ortadan kaldırır. Sonra, nübüvvet sisteminde bir hilafet olacaktır. Bu da Allah’ın dilediği kadar devam eder; ardından Allah onu da -dilediği zaman- ortadan kaldırır. Sonra ısırıcı bir saltanat olur. O da Allah’ın dilediği kadar devam eder, sonra Allah dilediğinde onu ortadan kaldırır. Daha sonra ceberut bir saltanat/bir krallık/zalim yönetimler başa gelir; o da Allah’ın dilediği kadar devam eder, ardından Allah dilediği zaman onu ortadan kaldırır. Sonra, nübüvvet sisteminde bir hilafet olur.” buyurdu ve sonra sustu.5 

Bizler bu dünyanın zalim krallık yönetimiyle imtihan olunanlarıyız.  Nübüvvet sisteminde hilafet döneminin neferleri neden bizlerin yetiştirdiği çocuklar olmasın?

(Mottomuz: Kalbimizdeki güzellikler ile etrafımıza fidanlar saçalım.)

 

1.        Hadislerle Diriliş Dersi- Nureddin Yıldız.

2.        Hud Suresi/ 45.Ayet

3.        Hud Suresi/ 46.Ayet

4.        Enes İbni Mâlik radıyallahu anh'den rivâyet edildiğine göre Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: "Herhangi birinizin elinde bir hurma fidanı varken, kıyâmet kopacak olsa, derhal onu diksin!"  ( Heysemî, Mecmeu'z-zevâid, IV, 63 (Bezzâr'dan naklen). Ayrıca daha uzun bir metin için bk. Ahmed b. Hanbel, Müsned, III, 191. Heysemî, Bezzar'dan naklettiği hadis için ravileri oldukça güvenilir dedikten sonra, kıyametin kopmasından maksadın, kıyamet alâmetlerinin belirmesi olabileceğine dikkat çekmektedir.)

5.        (bk. Ahmed b. Hanbel, 4/273)

 

Copyright 2018 © RAHLE DERGİSİ