i-Nesli – 3 [1] - rahle.org

i-Nesli – 3 [1] - rahle.org

i-Nesli – 3 [1]


Facebookta Paylaş
Tweetle

 

i-Neslini Anlamak - Kurtarmak

Telefonu kaldır: Çocuklara cep telefonu vermeyi ne kadar ertelersek o kadar iyi. Sadece arama özelliği olan telefon vermek iyi bir çözüm olabilir. Ortaokul yıllarında özellikle sosyal medya ergenlerin psikolojisini olumsuz etkiliyor. Akıllı telefon yerine kendi bilgisayarınızdan sosyal medya hesabı açıp sınırlı süre arkadaşlarıyla iletişim kurmaları sağlanabilir- çünkü mutsuzluk/akıl sağlığı sorunları 2+ saat kullanımda ortaya çıkıyor.            

 

Teknoloji dünyasındaki birçok CEO çocuklarının teknoloji kullanımını sıkı bir şekilde denetliyor. NYT muhabiri Nick Bilton Steve Jobs’a çocuklarının iPad i sevip sevmediklerini sormuştu 2010 un sonlarında, “Kullanmadılar daha” diye yanıtlamıştı. “Çocukların teknolojik aygıtları kullanması sınırlı bizim evde”. Bilton çok şaşırmıştı anca daha sonra Twitter’in eş kurucunun da kısıtladığını öğrenmişti. Adam Alter’in Irresistable’da (Karşı Konulamaz’da) söylediği gibi:  “Teknolojik ürünleri üretenler uyuşturucu satıcılarının en önemli kuralını uyguluyor gibi görünüyor:  Sattığın malla âlem yapma!”

 

Çocuklara akılı telefon verilecekse dahi kullanım süresini sınırlayan programlar yüklenebilir. Yetişkinlerde dahil uyurken telefonundan en az 3 metre uzak olması şart (ding dong sesleri ve ışık uyku sağlığını etkiliyor)

Birisiyle yüz yüze görüşürken telefonu bir kenara kaldırmak (örneğin birlikte yemekte telefonları sessize alıp masaya koymak, ilk alanın hesabı ödemesi)  

 

 

Telefonlar sayesinde hayatımızı kaydedebiliyoruz ama bazen de telefonlar yüzünden hayatımızı yaşayamıyoruz. “Artık insanlar orada olmakla yetinemiyor. Biraz gülünç bir şey yaşanmaya görsün, herkes hemen telefonunu çıkarıp kaydetmeye başlıyor”. WP bir aileyi haber yaptı ; “4 yaşındaki en küçük çocukları ailenin yaptıklarını YouTube’a koyma konusunu düzenli olarak tartışmaya açıyormuş”. Hayatı yaşamanın yolu bu olamaz. 

 

Akıllı telefonu kaldırmak ders çalışma ya da iş yapma açısından da çok önemli. Püf noktası şu: “Ders çalışmak ya da iş yapmak istiyorsanız telefonu kaldırın, Google’dan ve e-postadan olabildiğince uzak durun.  Yoksa dikkatiniz bir oraya bir buraya gidip gelir.”

 

Telefonu mümkün olduğunca bir yana kaldırın ve içinde bulunduğunuz anı yaşayın. Gerekirse sosyal medya kullanımını kısıtlayan bir program yükleyin. Telefonun rahatsız edemeyeceği çalışma blokları oluşturun. Telefonunuzla yatmayın, mahrem fotoğraflarınızı yüklemeyin. O sizin telefonunuz, sevgiliniz değil. Biriyle yüz yüze konuşurken dikkatiniz sürekli ona kaymasın o sizin en iyi arkadaşınız da değil.      

 

Yüz yüze iletişimi artırmak yalnızlığa ve depresyona karşı koruyor. Elektronik iletişim güvenli görülebilir ama bu akıl sağlığına mal olabilir. Arkadaşlarıyla yüz yüze iletişim de pratikle gelişebilir. 13 yaşındaki Athena “Normal iletişim kurmayı bilmiyoruz. Normal insanların nasıl iletişim kurduğunu ben bilmiyorum artık” diyor. “Senin kuşağının iletişim kurma biçimi bir gün normal görülecek mi sence?” “Evet” diyor. “Sonra da divandan kalkmak için hiçbir neden kalmayacak.” “Ey i-Nesli, aslında herkes! Divandan kalkmamız lazım.”

 

  Egzersiz doğal bir antidepresan.  Klinik psikolog ve Kansas Üniversitesi Prof.’ü Stephan Ilardi “Depresyon Bir Medeniyet Hastalığıdır” başlıklı bir konuşma yaptı. Mağarada yaşayan atalarımızın hayatını taklidi önerdiler:  “Gün ışığına çıkmak, egzersiz, omega-3 yönüyle zengin diyet, döngüsel düşüncelerden kaçınmak, yeterli uyumak ve yüz yüze toplumsal etkileşim kurmak.” Bu tekniklerin çoğu ya bedava ya da çok ucuz, ancak zaman alıyor. 12-17 yaşlar arasındaki depresyon oranları hızla artıyor. i-Neslinin yardıma ihtiyacı var, bunu göz ardı edemeyiz.

 

Gençler üniversiteye ve iş dünyasına girdiğinde yetişkin bağımsızlığına dair fazla bir deneyimleri olmuyor. Arkadaşlarla dışarı çıkma konusundaki yasakları ve kuralları gevşetin- toplumsal beceri ve bağımsızlık kazanabilirler. Sürücü ehliyeti alması için ısrar edin, şoförlüğünü bırakın. Güveliği daha az vurgularsak öğrencilerin zor konularda akranlarıyla konuşma düşüncesinden kaçınma olasılığı da azalabilir. i-Nesli yüzleşmekten o kadar canlarını sıkan bir şey söyleyen bir başka öğrenciyle bizzat bir iki kelime konuşmak yerine yöneticilere başvurmayı tercih ediyor.

 

Zorbalık karşıtı uygulamaların bir çoğu o kadar geniş ve belirsiz ki öğrenciler her türlü etkileşimden korkmaya başlayabilir. Connecticut West Hartforddaki Aiken İlkokulu zorbalığı, bir öğrenciye  “fiziksel yada duygusal açıdan zarar veren her türlü iletişim ya da fiziksel eylem” olarak tanımlıyor. “Travma” olarak tanımladığımız şeyler artık bir kişinin başına gelebilecek her türlü kötü şeyi kapsıyor, buda ilgili duyguların abartıldığı bir mağdur kültürü oluşturuyor. Daha 80’lerde travma “sıradan insani deneyimler dışında kalan” olayları anlatmak için kullanılıyordu. Emory Üniversitesinde kaldırımlara “Trump 2016”  yazıldığında öğrenciler “Acı çekiyoruz!” diye bağıra bağıra protesto etmişlerdi.      

 

Y Nesli üniv. kampüslerine gelirken iyimser, kendinden emin ve güvenliydi: Özel muameleyi hak ettiğine inanan öğrencilerdi. i-Neslinde beklentiler daha az, narsistlik ve kendinde hak görme eğilimi daha az. i-Nesli Y Nesline göre daha kötümser, kendinden o kadar emin değil. i-Neslinin derse katılımı daha düşük, derse daha etkin katılmaları için güven verilmesi rahatlatılmaları gerekiyor.

 

i-Neslinin internette izlediği videoların çoğu 3 dakikadan kısa sürüyor. Telefonlarındaki uygulamaları arasında saniyeler içinde tur atabiliyorlar. Sınıfta i-Nesline ulaşabilmek için bu kısa süreli dikkat aralığına hitap edebilmek, ders anlatımı, tartışma, videolar ve gösterimler arasında gidip gelebilmek gerekiyor.

 

Cuyahoga Bölge Üniversitesinde Psikoloji dersi veren Kate Catanese “Çok fazla okuma ödevi verdiğimden yakınan öğrenciler var” diyor. Öğretim üyelerinin bu tür yakınmalara boyun eğmesi gerektiğini söylemiyorum. Öğrencilerin eninde sonunda uzun yazıları okumayı öğrenmesi gerekecek. Öte yandan onlarla “oldukları noktada buluşmamız gerekiyor” ve okumaları biraz kısaltmak verilebilecek en iyi ödün gibi görünüyor. Kate “Derinliğe genişlikten daha fazla önem veriyorum, öğrenciler daha başarılı oluyor” diyor.  “İyi konuları işle diğer her şeyi atla” diyor. Ders kitaplarının da benzer bir yaklaşım benimsemesi, en önemli konuları yeterli ayrıntıyla, öğrencinin meselenin farklı yönlerini anlayabileceği şekilde işlemesi, bir sürü konu başlığını en ince ayrıntısına kadar işleyip öğrencileri can sıkıntısından gözyaşlarına boğmaması gerektiğini düşünüyorum.

 

Ders kitaplarının sıklıkla en azından 3 yılda bir güncellenmesi gerekiyor. Lise ders kitapları 10 yılda bir güncelleniyor. 10 yıl her şeyin baştan aşağı değişmesi için yeterli bir süre. Kitaplar geç güncellenince i-Nesli yeniden internete dönüyor, uzun parçaları okumayı yine öğrenemiyor. Bunun bir çözümü sıklıkla güncellenebilecek elektronik kitaplar.

 

Yöneticiler i-Neslinden memnun kalacak. Çalışmaya daha fazla odaklanıyorlar ve beklentileri bir önceki Y Neslinden daha gerçekçi. Güvenilir işlerde çalışmak istiyor ve kendini kanıtlamak için can atıyor. Girişimci olmak istemiyorlar, kendi işyerini açmayı veya serbest çalışmayı daha az. Y nesli ile karşılaştırıldığında i-Nesli daha az hak talep ediyor. Y Nesli gibi 5 yıl içinde şirketin başına geçme veya az çalışıp fazla maaş alma beklentileri daha düşük. Kendilerinden o kadar emin değiller ve çalışma ahlakları daha güçlü. Bunun kötü yanı daha endişeli ve güvensiz olmaları. i-Nesli iyi bir iş çıkarmak için hevesliler ama hata yapmaktan ödleri patlıyor. i-Nesli bir sunumun zamanında yetişmesi için fazladan çalışmaya daha eğilimli ama sunumun başarılı olacağından o kadar da emin olamıyor. Y neslini övmek gerekiyordu i-Neslini rahatlatmak gerekiyor.

 

i-Nesli yavaş büyüdüğü için bir çoğu o kadar bağımsız değil. Yapacakları işlerde daha dikkatli hazırlanmış talimatlara, daha fazla yönlendirilmeye ihtiyaç duyuyorlar. Y Nesline amigoluk yapmayı öğrenen yöneticiler i-Nesli için daha çok “terapist” , “hayat koçu” ya da “ebeveyn” gibi olduklarını görecekler. i-Nesli çalıştıkları işin net bir kariyer çizgisi olduğunu, ilerleyebileceklerini görmek istiyor. Bunun da hızlı olmasını tercih ediyorlar. Terfi süreleri düşünüldüğünde terfi sayısını artırmak gerekiyor. Her 2 yılda büyük bir sıçrayış yerine 6 ayda  küçük adımı değerlendirin. 6 ay, snapchat kuşağına, 6 yıl gibi gelecektir.

 

 i-Nesli iletişimle ilgili yeni tutumlarla geliyor, telefonla mesaj atmak daha hızlıyken e-postanın neden tercih edilebileceğini anlamıyor. Cep telefonu mesajlarının bile modası geçiyor olabilir: Instagram ve snapchat çok popüler,  i-Nesli sözcüklerden çok görsellerle iletişim kuruyor. i-Nesli emojilerle, imgelerle, video kliplerle konuşuyor.

                   

i-Neslini Neler Bekliyor?

i-Nesli korkuyor, belki de dehşet içinde. Yavaş büyüyen, güvenliğe değer verecek şekilde yetiştirilen ve gelir eşitsizliğinin getirebileceklerinden korkan bir nesil. En önemli sosyal aktiviteleri onları beğenebilecek ya da reddedebilecek küçük, dörtgen bir ekrana bakmak oldu. Ellerinde tuttukları aygıtlar hem çocukluk dönemlerini uzattı hem de onları gerçek insan etkileşimlerinden uzaklaştırdı. Sonuç olarak da fiziksel açıdan en güvende, zihinsel açıdan en kırılgan kuşak haline geldiler.   



[1]  “i-Nesli” kitabı Amerika’da yapılan ekran süresi, akıllı telefon kullanma, bilgisayar oyunu oynama gibi davranışların gençleri üzerindeki etkisini geniş şekilde ele alan bir kitap. Kitapta ekran süresinin i-Neslinde oluşturduğu “mutluluk, yalnızlık, depresyon, araç kullanımı, bir işte çalışma, dışarı çıkma, alışveriş, ev-arabaya karşı tutum, okula ve okumaya karşı tutum, din, siyaset, madde kullanımı, kürtaja karşı tutum” gibi hayatın neredeyse her alanlındaki  etkileri ele alınmış. Kitap Psikoloji Profesörü Jean M. Twenge tarafından yazılmış. Amerikada uzun yılları kapsayan çok sayıda araştırma çalışması ve Jean M. Twengenin yüz yüze görüşmeleri kitaba kaynaklık etmiş. Bu yazıda yazarın yüz yüze görüşmelerinde geçen veya elektronik ortamda kişilere ait ifadeler tırnak içinde yazılmıştır.

 

i-Nesli olmak elektronik aygıt kullanımı üzerinden ele alındığı için bizler için gençleri tanımak [ Davet – Eğitim ], çocuklarımızı tanımak [ Yetiştirme ] ve yetişkin i-Nesli ni tanımak [ Dikkat - Davet – Eğitim ] anlamında bir katkı sağlayabilir.

 

i-Nesli  nesil yıl ayrımında (1995-2012) arası doğanlar için kullanılmış. Bebek Patlaması Nesli (1946-1964) X Nesli (1965-1979)  Y Nesli (1980-1994) olarak ifade edilmektedir.

 

Copyright 2018 © RAHLE DERGİSİ