"Takva Kavramı - rahle.org

"Takva Kavramı - rahle.org

"Takva Kavramı


Facebookta Paylaş
Tweetle

"Üsve FURKAN tarafından yazıldı.

 

Takvanın özünde yatan incelik, iman ve mes'uliyet duygusudur. Bu, ibadetsiz asla olmaz... Takvanın özünde yatan incelik, iman ve mes'uliyet duygusudur. Bu, ibadetsiz asla olmaz...


Belki de hayatın gerçek anlamı…

Belki de kâinatın insan için, tek anlamı…

Belki de insanlığın, kulluğun gerçek anlamı veya hedefi…

Belki de sonsuzluk ufkunun derinliği, budur

Bekli de Allah teala insanlığa bütün Peygamberlerini bunun için göndermiştir.

Demiyor mu ki hz.peygeamber (sav) "Ben güzel ahlakı tamamlamak için gönderildim.''

Korkma, sakınma, Allah korkusuyla günahlardan kaçınma, Allahın emir ve yasaklarına uymakta titizlik gösterme, Allahın himayesine girmek, emrini tutup azabından korunma anlamında kur'ani bir terimdir.

Takva, bir sur'dur, bir kalkandır, bir kaledir.

Peki neyin;

İmanın… O' na zarar verebilecek, O'nu yıpratabilacek olabilen her şeyden uzak durmaktır.

Hz.Peygamber (SAV) bir hadisi şeriflerinde; "Helal belli, haram da bellidir. Fakat bu ikisinin arasında şüpheli şeyler vardır. Bu nedenle şüphelerden korunan, dinini ve ırzını temiz tutmuş olur. Şüphelere düşen, harama da düşer. Nasıl koruluğun kenarında koyun otlatan çobanın koyunlarının her an koruluğa girme ihtimali varsa, şüpheli şeylerden korunmayanın harama düşme ihtimalide öylece vardır. Haberiniz olsun ki, her hükümdarın koruluğu vardır. Allah'ın korusu da haramlardır.(Buhari iman-39, Müşlim müsakat-107…..)

Sanki burada Takvanın bir dost, bir arkadaş olduğu anlaşılabilir. Eğer arkadaşınız, adam gibi adamsa, başınızı belaya sokmaz. Ama kötü biriyse, dahil olmasanız bile, işine sizi ortak kılabilir ve başınızı belaya sokabilir.

Kur'an da takva;

1- Ebedi olarak cehennem azabında kalmamak için, İMAN edip ŞİRK'ten korunmaktır.

"O zaman inkâr edenler, kalplerine taassubu, cahiliyyet taassubunu yerleştirmişlerdir. Allah (cc) da elçisine ve mü'minlere süku^net ve güvenini indirdi. Onları takva sözü üzerinde durdurdu. Zaten onlar buna pek layık kimselerdir. Allah her şeyi bilendir."( El-Fetih, 48-26)

2- Büyük günahlardan kaçınmak, küçük günahları tekrar tekrar işlemekten uzak durmak ve farzları eda etmektir;

"O (Peygamberlerin gönderildiği ) ülkelerin halkı, inansalar ve takva ile hareket edip ( Allah'ın azabından) korunsalardı, elbette onların üstüne gökten ve yerden nice bereket ( ve bolluk kapılarını) açardık. Fakat yalanladılar. Biz de kazanmakta oldukları kötülükler yüzünden onları yakalayıverdik." (El- Araf, 7-96)

3- Bütün benliğiyle Allah'a dönmek ve insanı Allah'tan alıkoyan her şeyden uzak durmak;

"Ey iman edenler! Allah' tan, O'na yaraşır şekilde korkun ve ancak Müslümanlar olarak can verin." ( Ali-imran 102)

Şeklinde tasnif edilir.

Teknik bir bilgi verelim: Takva ‘nın türediği ‘veka' fiili ve türevleri Kur'an da tam iki yüz elli sekiz yerde geçmektedir.

Kur'an Muttakiler için bir yol göstericidir…(El bakara 2)

Doğru yolu bulmak; doğru kitabı bulmakla mı olur? yoksa; kitabı dosdoğru okumakla mı?

Kendisinden asla şüphe etmediğimiz dosdoğru kitap ortadadır ve herkes O'nu okumaktadır. Fakat herkes O, dosdoğru yolu bulamamaktadır. Hatta sapıtmak isteyenler O'nunla bile sapıtabilmektedir. Demekki kitabı DOSDOĞRU OKUMAK LAZIMDIR. İşte bence bu dosdoğru okuyuşun ADIDIR TAKVA…

Her yiğidin bir yoğurt yiyişi vardır. Takva, mü'minin Allah ‘ın emirlerini uygulayış tarzıdır. Bu tarz, imanının olabildiğince tezahürüdür. Bu iş sanki kadınların DANTEL işlemelerine benzer. Öyle danteller vardır ki işten anlamasanız dahi hayran kalırsınız. Tığ'ın iplikle olan kıvrak tarzına, bir de kadının kıvrak zekâsı ve aşkı girince, seyre doyum olmaz bir iş çıkar ortaya. Herkes yemek yapmasını az çok biliyordur ama bazıları gerçekten yemek yapar. Söz gelimi bayanın biri bir yemek yapacak, herkesin bildiği bir yemek. Herkes gibi tarifine uygun yapar ama bazıları aşkını da ortaya koyduğu için onların yemeklerinin lezzeti asla damaklardan gitmez. Sorduğunuzda ise işin bir PÜF noktası vardır der. Belki mü'min içinde bu iş böyledir. Allah'ın o güzel emirlerinden birini, öyle bir yerine getirir ki, Allah razı, mü'minlerde hayran bir şekilde tanık olurlar. İşte beklide TAKVA, İMANIN ‘PÜF' noktasıdır…

Takvanın özünde yatan incelik, iman ve mes'uliyet duygusudur. Bu, ibadetsiz asla olmaz. Âşık olupta sevgilinin isteklerini yerine getirmemek olur mu? Hem seveceksiniz, hem de isteklerini yerine getirmeyeceksiniz. Bu durum onun sizi sevmesini sağlamaz. Siz de O'nu sevdiğinize asla inandıramazsınız. Hem onu sevip başkalarıyla fink atacaksınız; hem de ondan başkasını tanımadığınızı, gül üstüne gül koklamadığınızı söyleyeceksiniz. Yakalandığınızda af dileyip, görmediği yerlerde fink(ŞİRK)-ki Allahlın görmediği yer yok- atmaya devam edeceksiniz.

İnsanoğlu bile bunu kabul etmiyorken Allah kendinden başka ilahlar edinip Şirk bataklığında yüzen ve sevdiğini söyleyen insanı affetsin mi? Emirlerini yerine getirmeyen yasaklarını çiğneyen ve utanmadan, sıkılmadan da seviyorum diyen insanlar… İşte takvanın aslı, kendisi,herseyi budur;

ŞİRK KOŞMAMAK, gül üstüne gül koklamamak..

Ondan sonraki herşey sevgiliyi razı etme şeklidir.

Ali (ra) Takva'yı sağlam ve sızılmaz bir kale ve kalkan olarak nitelendirip, buyuruyor ki: Takva ve sakınma, ona sığınanlar için en sağlam kale'dir… Takva insana bazı sınırlamalar getirdiği gibi, insanı koruyan bu kalkan olarak da görev yapar. Takva, insanın tehlikeli ve salgın hastalıklara karşı yakalanmaması için yapılan bir aşı gibidir. Bu yüzden bazı bilgin ve âlimlere göre,

Takva, sadece dini takvayla sınırlı değildir. Kim ki insani ilkeler, ahlak, ekol ve yüce öğretiler üzerine kendi kendini sınırlarsa, marifet ve insanlık ışığını özünde geliştirirse bir nevi Takva'ya ulaşmış olur.

İngiliz filozof Herbert Spenser diyor ki; İnsan en yüksek seviyede kemale ulaşmak isterse, kendi nefsine tamamen hâkim olmalıdır. Ahlaki terbiyenin en önemli hedefi; insanın heva hevesine kapılıp, her tarafa sürüklenmesi yerine, heva ve hevesine egemen olması ve kendi kendini bilmesidir, insanın her şeyden önce akıl ve duygularına müracaat edip, ihtiyatlı bir karar almasıdır.

Muttakiler: onlar, Allah'ın üzerlerine nurunu döktüğü kimselerdir. Hakkı o nûr ile kavrarlar. Hakkı onunla görürler. Yapılması vacip olan hayırla, terk edilmesi vacip olan şerrin arasını onunla ayırt ederler.

Müttakiler: Onlar Allah'ın velisi ve sevgilileridir. Allah onları, özenle muhafaza eder; afiyet içerisinde yaşatır; onları kötülüklerden korur; geçmişin üzüntülerinden ve geleceğin elemlerden onları uzaklaştırır.

Takva: Allah teala'nın emrettiği ve nehyettiği işlerin toplamıdır.(ibn-i Teymiye)

Takva, saliklerin derecelerinin sonudur ki, o da Allah'dan başka şeylerden (masivadan) uzaklaşmadır. (Beyzavî)

Takva, günahlardan kaçınmaktır. Onunla nefisler olgunlaşır, kişiler üstünlük kazanır. Her kim şeref elde etmek isterse, takvaya sarılsın. Nitekim Peygamber(s.a.v):"İnsanların şereflisi olmak kimi sevindirirse, Allan'dan korksun" buyurmuştur .(Beyzavî)

Takva: Allan'dan başka derdin olmamasıdır

Anlaşılacağı gibi sanki takvanın el atmadığı bir yer ve saha yok; Namaz kılmaktan sadaka vermeye, Allah korkusundan itaate.....

Her durum ve şekilde muttaki olarak bir tarz, bir stil geliştirmesi emredilmekte mü'mine… Her mü'min namaz kılar. Seccadenin serilerek namazın maddi pisliklerden korunma çabası gibi, Muttaki, manevi seccadesini de serer ve mü'minun süresindeki gibi namazını koruma altına alır.

Takvayı ben şu şekilde resmediyorum: Sanki kalbim elimde ve imanımı da görüyorum, etrafımı azgın, vahşi yaratıklar sarmiş durumda. Elimde kılıç veya başka bir şey bütün bu vahşi yaratıklardan korumaya çalışmalıyım. Her an uyanık olmalı ve nöbette olmalıyım. Nöbetimi aksatırsam veya bir boşluk bırakırsam sonumun kötü olacağını biliyorum. Dolayısıyla canımı kurtarmam için kovalamam ve –çekilin etrafımdan demeliyim. Yorgunluk, bıkkınlık gösterip savunmaktan bir an vaz geçersem kurtlara yem olacağımı biliyorum.

Bazen de başka bir şekilde hayal ediyorum takvayı; aşka benzetiyorum. Hani bir kıza aşık olursunuz da ondan başkasını gözünüz görmez ya onun gibi bir şey. Kalbe ondan başkasının sevgisinin girmemesi için bir mücadele…

Ya da gül üstüne gül koklamamak…… (bir kızı seveceksin başka kızlarla da fink atacaksın sonrada gelip bu kıza "sensin benim yarim" diyeceksin.)

Allahtan başka ilahlar edineceksin, yani gül üstüne gül koklayacaksın sonra da gelip, "benim rabbim, ilahım sensin" diyeceksin… Bunu bir insan bile kabul etmezken Allah niye kabul etsin… İşte takva gül üstüne gül koklamamaktır

Takva; aynı zamanda modern dünya ile kapitalizm ile savaşabilecek yegâne güçtür, motivasyondur, bilinçtir.

Takva; direnmektir...

Takva; heva ve hevesten vaz geçmektir...

Takva; affetmektir...

Takva; menfaati bile aşmaktır. Sadece Allah rızası vardır ve hatta doğruysa cennet bile İlahi rızanın yanında yok olmuştur....

Takvada sadece O'nun rızası vardır...

Takva; ilmek ilmek işlemektir, nefsi eze eze O'na sunmaktır...

Takva; savaştır, nefisle, şeytanla, tağutla... O'na karşı olan O'nu unutturan her şeyle....

Modern dünyanın ve insanın azgınlığını tutan zincirdir....

Takva; yetimin, açın ve aç komşunun, çıplağın ve mazlumun sigortasıdır, garantisidir,

Takva; insanlığın ve şehirlerin emniyetidir...

Takva (Muttaki) MECNUN dur, leylasını arayandır, aramaktır...

AŞK'TIR

O'dur....

Takva toplumunda Muttakiler olarak O'na koşmak dileğiyle....

Copyright 2018 © RAHLE DERGİSİ