Necmettin Irmak
Giriş
Bilmek gerekir ki sohbet ortamları Allah’ın Müslümanlara en büyük lütuflarındandır. Sohbet ortamlarından kastettiğimiz ise İslâm’ın öğretildiği özel ve genel bütün ortamlarla beraber Müslümanların bir araya geldiği, bilişip tanıştığı ve kardeşlik bağlarını pekiştirdiği her ortamdır. Değil mi ki, sahabeyi (ra) sahabe yapan, Rasulullah’ın (sa) sohbetidir.
Sohbet, iman edenlerin kalplerini diri tutar, katılıktan muhafaza eder, aklı terbiye eder, ruhu ayağa kaldırır. Sohbet ortamları her devirde Müslümanların ta’lim ve terbiye ortamları olmuştur. Modern zamanlarda kıymeti unutulmaya başlanmış olan sohbetler, neyi yitirdiğinin farkında olmayan Müslümanlar için yeniden uyanışın da zemindir aslında.
Sohbetler esasen birer ilim meclisidir. Ancak sohbetleri diriltmedikçe bu uyanış da mümkün olmaz. Sohbetlerin diriltmenin yolu, hem sohbet edenin hem de sohbeti dinleyenin sohbetin adabına riayet etmesinden geçer. Biz burada sohbeti dinleyen talibin sohbet adabına işaret edeceğiz. Allah’tan, sözlerimize uygun ameller talebi ile…
1. Sohbete Hazırlık
Bil ki; sohbete hazırlık bizatihi sohbetin kendi kadar önemlidir. Hem kalbin, hem zihnin ve hem de bedenin sohbete hazır olması gerekir ki beklenen fayda hâsıl olabilsin.
a. Kalbin Hazırlığı
i. Niyet: Kişi sohbet dinleme ile alakalı halis niyet sahibi olmalıdır. Zira ameli anlamlı kılan, yapılan niyettir. Bozuk niyet, kişiyi istifade etmekten alıkoyar. Kişinin niyetinde Allah’ın rızası mutlak olmakla beraber sadece ilim talebi, kardeşleriyle birliktelik ve bu birliktelikten meydana gelen bereketten istifade olmalıdır. Bilmeli ki, Allah sadıklarla beraber olmayı emreder.
ii. Dua: Kişi iştirak edeceği sohbeti Allah’a yakınlaştırıcı bir vesile bilmeli ve bu vesileden hayır elde etmek için Allah’a dua etmelidir. Duasında hem kendisi için, hem sohbet arkadaşları için, hem de hocası için Allah’tan hayır talep etmeli ve: “Ya Rabbi! Benim, kardeşlerimin ve hocamın ilmini, anlayışını, kavrayışını arttır. Bizi salihlerin arasına ilhak et” diye dua etmelidir.
iii. Zan ve vesveselerden arınma: Kişi kendisini önce sohbete iştirakten ve sonra sohbetten istifadeden uzak tutan yanlış zanlardan, isabetsiz kanılardan ve vesveselerden kendisini arındırmalıdır. Bilmelidir ki, nefis ve şeytan, kişiyi hayırdan uzaklaştırmak için her daim hazır beklemekte ve bütün çabalarını sarf etmektedirler. Sohbet ehli; “Benim ihtiyacım yok; ben zaten biliyorum; yine aynı şeyler; hoca da kendini hiç yenilemiyor; hoca zaten yetersiz; sohbette hiç heyecan ve coşku yok; bu sefer gitmesem ne olur ki; bir sefer gitmesem ne olur ki; zaten biraz da hastayım; bu günlük şu işimi halledeyim; eve ve aileye hiç zaman ayıramıyorum…” gibi bin bir türlü vesveseye karşı uyanık olmalıdır. Bilmelidir ki bereket, istikrardadır. Zira ‘amellerin en hayırlısı az da olsa devamlı olanıdır’.
b. Zihnin Hazırlığı
i. İstekli olmak: Kişi esasen istekli olduğu miktarca şuur sahibi olur. Şuursuzluk ise kişiye hakkı talep etmekten, hakkın peşinden koşmaktan uzaklaştırır. Kaldı ki ilim, merakla başlar; merakın ortaya çıkması ise sual yani istek iledir; istek kişiyi gönüllü kılar; gönüllülük bütün duyargaları istenilen şeye açık ve hazır hale getirirken niyetin de ihlâs üzere olmasını mümkün kılıp kişiyi ihsana yani işini/talebini en güzel şekilde elde etmeye götürür. Bununla beraber her istek kişiyi şuur sahibi yapmayabilir. Ne istediğini bilememek gibi veya maymun iştahlılık gibi haller kişiyi şuur sahibi yapmadığı gibi aynı zamanda zihnen yorar.
ii. Okumak: Kişi iştirak edeceği sohbetin mevzusuna dair önceden az da olsa okumalar yapmalıdır. Zira bu, zihni sohbete hazır kılar ve kavrayışı kolaylaştırır.
iii. Soru hazırlamak: Kişi “şunu öğrenmeliyim” diye önceden hazır edeceği soruları olmalı ki zihnini mevzuya odaklayabilsin.
c. Fizikî Hazırlık
i. Temizlik: Kişi, sohbete kıymet verdiğini kendine göstermek için kılık-kıyafeti ve bedenini temiz kılarak sohbete iştirak etmelidir. Her ne kadar burada imkân dairesini gözetmek gerekirse de, zira iş ortamından gelme zorunluluğu anlayışla karşılanmalıdır, yine de kişi temizliğine dikkat etmelidir. Hoş olmayan ağız ve beden kokularını mutlaka gidermeli bunun için güzel kokular sürünmelidir. Çirkin kokularla Müslümanların sohbet ve cemaat meclislerine iştirakinin nehyedildiğini bilmelidir. Eğer unutmuş veya zarureten katılmış ise kendine uygun bir ortam bulmalıdır; biraz uzakta durmak gibi.
ii. Sohbet için malzeme: Kişi katıldığı sohbetin kalıcılığını sağlamak ve istifadeyi azami dereceye çıkarmak için takip edilen bir kitap var ise mutlaka onunla sohbete gitmeli ve hocasını kitaptan takip etmelidir. Ayrıca kitabının yanında not tutacağı bir de defterini hazır tutmalıdır. Mümkünse farklı kayıt cihazları ile sohbeti kalıcı kılmalıdır. Bilmelidir ki ilim satırlardadır, sadırlarda değil.
iii. Zaman: Kişi, hem kendi, hem kardeşleri ve hem de hocasının hukukuna riayet edip sohbete zamanında iştirak etmelidir. Buna dikkat etmemek veya önemsememek hukuku ve ahlâkı zayi eder.
iv. Sohbete çağrı: Eğer kişi herkesin iştirak edeceği bir sohbet ortamında bulunacaksa ortamın şarlarına göre, kişinin kavrama yeteneğine göre başta kendi ailesi, yakınları ve komşuları olmak üzere başka kimseleri de davet etmelidir. Kişi, kalplerin Allah’ın elinde olduğunu bilmeli Allah’ın kime ne kadar vereceğini kimin kalbini ve zihnini İslâm’a açacağını bilmediği için bu önemli hayra vesile olmaya gayret etmelidir.
2. Sohbet Esnasında:
Sohbet ortamı her yönüyle kişinin dikkat etmesi gereken bir ortamdır. Zira bu ortamlar nasihat ortamlarıdır. Kişi dinine ehemmiyet verdiği oranda nasihate dikkat eder.
a. Kalbin Durumu
i. Niyeti Koruma:
Kişi sohbet için yaptığı niyeti sohbet boyunca korumaya çalışmalıdır. Bilmelidir ki niyet sadece amelin başında yapılan bir şey değildir. Bütün amel boyunca da hazır tutulur ki en baştaki gaye gerçekleştirilebilsin.
ii. Vesveselere karşı uyanıklık: Kişiye vesvese veren ve kalbini meşgul eden her şey, sohbetten istifadeye engel olur. Kişi bu vesveselere direndiği müddetçe sohbetten istifade eder. Sohbet dışı konuların kalbe doğması ve gelişmesine engel olaya çalışmalı ve sohbete kulak kesilmelidir; sohbet meclisinin dışına seyahat, ticari meselelerini halletmek gibi vesveselere karşı kalbin uyanıklığını diri tutmak gerekir. Yine kişinin sohbetin konusunu ve sohbet eden hocayı küçümsemesi, basit görmesi ve umursamaması da kalbe doğan ve kişiyi aldanışa götüren vesveselerdendir. Kaldı ki kişi, sohbet edenin sözleri basit olsa bile sohbette geçen ayet ve hadis gibi hak sözlere odaklanarak bu vesveselerden korunabilir. Çok iyi bilinen bir ayet veya bir hadis, kişi ihsan üzere olurda ihlâsını korursa kişiye farkında olmadığı nice ufuklar açar. Bir başka vesvese örneği de tatminsizliktir. Kişi, hocanın şahsına veya anlatımına karşı bıkkınlık duymaya başlar ve yahut hocadan her daim aynı performansı göstermesini bekler. Hâlbuki hoca dahi kendi gibi maddî ve manevî hallerden geçer. Kişi bu durumu bilmeli ve bu tür vesveselere karşı uyanık olmalıdır. Sohbet veya hocaya karşı duyulan bıkkınlık ve tatminsizlik, gerekli kimselerle istişare edilerek eğer doğru ve gerçek bir durum olduğu tespit edilir ise usulüne uygun tashih yoluna gidilmelidir.
b. Zihnin Durumu
i. İlim tedrisi: Kişi sohbet esnasında ilim tedris ettiğinin şuurunda olmalıdır. Zira bilmelidir ki ilim esasen Kur’an ve sünnetin dile getirildiği ve hakikatin tespitine çalışıldığı her ortamda elde edilir. Hakikatin bilgisinin dahi Kur’an ve sünnetin kendisi olduğunu bilerek sohbet ortamlarını küçümsemeden uzak durmalıdır. Şuur sahibi hocaların da kendi sözlerine değil, Allah’ın kitabına ve Rasulullah’ın (sa) sünnetine işaretle kişileri o yöne yönlendirdiklerini bilmelidir.
ii. Ciddiyet: Kişi sohbeti ciddiyetle dinlemelidir. Hem dış ahvali ve hem de iç ahvali itibarı ile ciddiyetten uzaklaşmamalıdır. Bilmeli ki Allah için yapılan hiçbir şey basit ve dahi önemsiz değildir. Kişi yaptığı amele ne kadar kıymet verir ve ciddiye alırsa Allah da ona o kadar kıymet verir ve ciddiye alır. Karşılığını da ona göre verir. İyilikten hiçbir şeyi tahkir etmemek gerektiğini Hz. Peygamber’in (sa) öğrettiğini bilerek ihlâsla yapılan amellerin karşılığını Allah’tan beklemek gerekir. Yine bilmeli ki, bazen küçük ve basit ameller kişiyi ahirette kurtuluşa dahi götürebilir. Kişi dış ahvalinde ciddiyetsizliğe sebebiyet verecek oturuş şeklinden, başka şeylerle uğraşmaktan, ilgisini başka noktalara odaklamaktan kaçınmalıdır. Aynı şekilde iç ahvalinde de ciddiyetini ortadan kaldıracak vesveselere karşı uyanık olmalıdır. Diğer taraftan ne kendisi başkalarının ciddiyetini dağıtacak söz, fiil, tavır ve davranışlarda bulunmalıdır, elindeki eşya ile oynamak gibi; ne de başkalarının bu türden eylemlerine izin vermelidir. Eğer bir başkası bu hal üzere ise onu münasip bir dil ile uyarmalıdır. Hz. Peygamber’in (sa) hutbe esnasında kişilerin sahip olması gereken ciddiyet hususundaki hassasiyetini bilmek gerekir.
iii. Anlama gayreti: Kişi sohbeti anlama hususunda bütün zihni çabasını ortaya koymalıdır. Sohbet ortamlarının kişiden kişiye değişen seviyesi anlamada güçlük oluşmasına sebebiyet verebilir. Ancak bu durum kişide “Ben bu sohbeti anlamıyorum, o halde dinlemem gerekmiyor” vehmi oluşturmamalı, anlama çabasının kişiyi zihnen geliştireceğini bilmeli ve kendini gücü nispetinde zorlamalıdır.
c. Ortam
i. Oturuş: Kişi sohbet de kendini rahatsız ederek ve kasılmalara sebebiyet vererek dikkatini dağıtacak oturuş biçimlerinden uzak durmalıdır. Ancak bu, kişiyi dağınık, saygısız, başkalarını rahatsız edecek oturuşlara kapı açmak manasına gelmez. Kibir ifade eden yahut edebe mugayir oturuş biçimleri kişinin heva ve hevesini azdırır. Bilmeli ki edepli bir oturuş biçimi kişiyi ancak değerli kılar. Edepli oturmak ise süklüm püklüm sünepece bir oturuş anlamına gelmez. Yine bu meyanda sohbet ortamına katılan hoca için yahut bir başka büyüğü için ayağa kalkmak, edep açısından güzel bulunsa bile kalkmamak daha güzeldir. Hz. Peygamber’in (sa) kendisine ayağa kalkılmasını istememesi dikkate alınmalı, ancak bu durumda saygısız duruşlardan da kaçınılmalıdır. En azından bu gibi şahısların ortama iştirakinden duyulan memnuniyetin yüzlere yansıtılması, aradaki sevgi bağlarının güçlenmesine vesile olur. Kişi sohbet esnasındaki uyuklama gibi üzerine çöken ağırlığa teslim olmamak ve onu üzerinden atmak içi gereken çabayı göstermeli ve bunun için gerekli vesilelere uygun biçimde sarılmalıdır. Oturuş biçimini değiştirmek, izinle beraber çıkıp el yüz yıkamak gibi.
ii. Sohbet halkası: Kişi sohbet halkasının veya halkalarının yahut eğer saf düzeni var ise safların ya da konferans salonu gibi ortamlarda sıraların dağınıklıktan uzak, boşlukların bulunmadığı bir halde olmasına dikkat etmelidir. Sonradan katıldığı ortamlar da ön saflara gitmek amacı ile başkalarını rahatsız etmekten ve dikkati dağıtmaktan sakınmalıdır. Eğer dağınık bir oturuş tarzı var ise bu durumda bile rahatsız etmek ve dikkati dağıtmaktan kaçınmalıdır. Eğer safta başkasına da yer verme imkânı var ise veya oturmak için izin istenmiş yahut safların düzeltilmesi için uyarı yapılmış ise gelene yer vermek ve safları düzgün tutmak için gerekli toparlanmayı yapması gerekir.
iii. Sohbet malzemesi: Kişi sohbet esnasında takip ettiği kitabını not tuttuğu defterini veya kayıt cihazlarını usulüne uygun ve mutlaka kullanmalıdır. Böylece bilgiyi kayıt altına aldığı gibi anlamadığı yahut doğru bulmadığı hususları usulünce sorma ve itiraz etme imkânını elde etmiş olur.®