İlyas Şahin
-Merhaba dostum, nasılsın?
-Sen de kimsin?
-Senin yoldaşın…
-Yolu olmayanın yoldaşı mı olur?
-Herkesin bir yolu vardır…
-Bizim yolumuz hangisi peki?
-Nehir…
-Yaratılışla akmaya başlayan o nehir mi?
-O nehir…
-Neden fark edemedim?
-İçinde iken fark etmek güçtür…
-Ne zamandır içindeyim?
-Dert edinmekle başlar…
-Akıyor muyuz?
-Yeşerenleri görmüyor musun?
-Akışın sonu var mı?
-Dertsiz olmak senin sonun olur; akışın sonu sür la başlar; akış iki ayrı yönü olan iki nehirden ibarettir; diğer nehrin rengi karadır…
-Biliyorum.
-Bilgi yeterli değil, kara nehrin akışı kuvvetli, çekimi etkileyicidir…
-Ne yapmalıyım?
-Ne yapmalıyız, demeliydin aslında…
-Neden?
-Berrak nehir bizlerden oluşur, yeşerenler de zamanla biz olur…
-Yani?
-Yolcu yolunda gerek, yol bize muhtaç değil, nehir sadece bilgelerle sınırlı değil…
-Bilmek kara nehre karşı güçlü kılıyor ama beni!
-Kara nehir kuşatır insanı sağdan, soldan, önden, arkadan; bilmek akmak ile bir araya gelince güçlü kılar insanı…
-Akmalıyım…
-Akmalıyız…
-Berrak nurdan bir nehir gibi…
-Nura doğru…
-Kara nehre karşı…
-Kara nehre karşı…®