AİLENİN DÜŞMANLARI - rahle.org

AİLENİN DÜŞMANLARI - rahle.org

AİLENİN DÜŞMANLARI


Facebookta Paylaş
Tweetle


Ebuzer Çetin

Aileye olan düşmanlık da aslında imana ve mümine olan düşmanlığın bir cep­hesidir. Ve bu cephede iblis (şeytan), Nefis ve Evliyau’ş-Şeytan ittifak oluşturmuş, aile müessesesini öncesi ve sonrasında yıpratmaya ve yıkmaya çalışmaktadır. Böylece mümin bir ferdin, cemaatin ve ümmetin oluşmasının önüne geçebile­ceklerdir.

iblis’in düşmanlığı, Adem (as)'a, onun halifeliğine yönelik başladı, sonrasında ailesine ve insanlık ailesine yayıldı. O, daha insan doğmadan mücadelesini başlat­makta, dünyaya gelir gelmez ve ölüm anında dahi sürdürmektedir. Özellikle, ha­lifelik görevi ile Allah’ın rızasını arayışta aile hayatının misyonu ve hilelerine karşı bir sığınak vazifesi görmesi, iblis'in bu müesseseyi hedef almasına sebep oldu, ib­lis, aile ile olan mücadelesinde, önce harama nazar, zina, livata, nikahsız beraber­lik vs. ile kişiyi evlilik ve aileden alıkoymaya; evlilik sürecinde yanlış evlilik ve son­rasında aldatma (metres), boşanma, aile planlaması, kürtaj, aile fertlerinin eğitimi hususunda ciddiyetsizlik veya zararlı eğitim vs. ile alıkoyamadığını da ifsada çalış­maktadır. Üstelik bunun için iblis, ins ve cinden askerleri ile organizeli hareket et­mektedir.

iblis(ve şeytanlar), aile fertlerinin birini veya tamamını Allah'ın rızasından uzak­laştıracak amellere sürüklemek için onların za'fiyet, şüphe ve şehvetlerini kullan­maktadır. Onlar, insan vücudunda kanın dolaştığı gibi dolaştığından ondan ayrıl­mamakta, ona karşı nefsinden yardım isteyerek sevdiği ve etkilendiği şeyleri öğ­renmektedir. Tespit ettiği hususlarda şahsı fitneye düşürmek için .nasihatçi rolü­ne girerek, yapacaklarını veya yaptıklarını faydalı göstererek, süslü ve çekici kıla­rak yaklaşmaktadır.

Allah tealanın: "Gerçek şu ki, şeytan sizin düşmanmızdır, öyleyse siz de onu düşman edinin..."(35 /6)ayetindeki emrin şuuruna varan mümin fert ve aile, mü­cadelesini başlatmalıdır. Mümin, kalp ve ailesini imanla mamur hale getirmeli, tak­va ile örtmeli ve zikirle korumalıdır.

Öncesinde ve sonrasında veliliği yıpratan ve yıkan düşman olarak belirttiğimiz nefis, aile fertlerinin her birinin (bilhassa erkek ve kadının) nefsidir ki o, şeytanın

 

işbirlikçisi ve var gücüyle kötülüğü emredendir.

Nefis sevgisi (nefsinden razı olmak), insanın bütün ayıplarını kendisinden giz­lemekte; kişi hiçbir ayıbını gör(e)memektedir. Hatta bazı zamanlar bu ayıbını gü­zellik olarak bilir. Böylesi bir nefis, evlilik öncesinde isabetli eş seçimine, evlilik son­rasında ise sıhhatli ve ahenkli bir aile hayatının teminine en büyük engeldir.

Fert, Allah'ı zikir ve nefisten razı olmama şuuru ile, amel öncesi ve sonrasında nefsini muhasebe etmeli. Ayıp ve eksikliklerim görmeli, hevadan sakındırmak tez­kiye ederek felaha ulaşmaya çalışmalıdır. Diğer aile fertlerini de murakabe etme­li, aile hayatını terbiye ortamına dönüştürmelidin "Ey iman edenler, siz nefisleri­niz^ ıslah etmey)e bakın. Kendiniz doğru yolu bulunca (ve marufu emredip, mün- kerden sakındırınca), sapanlar size zarar vermez."(5 /105)

Müminler üzerinde nüfuzu (zorlayıcı gücü) olmayan iblis ve şeytanları, bu nü­fuzu,insan dostları (kafir ve münafıklar)ile sağlamaya çalışmaktadır. Mücadelelerinin merkezinde ise hem ferdin doğup yetiştiği hem de toplumun ve ümmetin teme­li olan aile er almaktadır. Evliyau’ş-Şeytan, aile müessesesini ve ailenin fertlerini if­sat etmeye çalışmaktadır "iş başına geçti mi yeryüzünde bozgunculuk çıkarmaya, hars(kültürü, kadın)ı ve nesli ifsat etmeye çaba harcar." (2 /205) Yani onlar sos­yal davranışları yönlendirir hale gelir gelmez, kaçınılmaz bir şekilde aile hayatı sar­sıntıya uğrar. Ahlakı çürüme ve sosyal bir çözülme yaşanır; sonuçta bütün bir top­lumsal yapı çöker.

Onlar, Müslümanların fert ve aile yapısının kuvvetli ve zayıf taraflarını tesbıt et­mekle işe başlarlar. Kuvvetli tarafları za'fa uğratmak, za'fları yaygınlaştırmak, fitne ve fesat kaynağına dönüştürmek için stratejiler belirlerler. Bu stratejiler ise şu va­sıtalar ile uygulamaya konun I-Devlet, 2-Ordu, 3-Eğitim Kurumlan (üniversite başta olmak üzere), 4-Misyoner Aydınlar, 5-Sosyal Kurumlar ve Dernekler, 6- Medya (TV başta olmak üzere).

Toplumda ve ailede büyük sorumluluklar üstlenen kadının rolünü bilen İslam düşmanları, işe kadını bozmakla başlamışlardır, istenilen vasıflarda olmayan kadın, istenilen vasıfta çocuklar da yetiştiremeyecektir. Ayrıca onlar, evliliği ve anneliği kutsallığından arındırıp özgürlüğün prangaları olarak tanımladıktan sonra, kadını, daha fazla hak ve özgürlük adına piyasaya sürmüş, fitne ve fesat kaynağına dönüş­türmüşlerdir. Bilhassa aile kurumunun zayıflaması ve çöküntüye uğramasının, ka­dınların yükselişe geçtiğinin düşünüldüğü bir döneme denk düşmesi tesadüfi de­ğildir. Günümüzde karşılaşılan feminizm hareketi, kadının cinsel meta haline gel-

 

mesi, fuhuş, bekaret aleyhine yapılan gösteriler, "Evlilik aşkı öldürüyor," ve "Nikah bir imza meselesidir, olmasa da olur." mantığının sonucu olan nikahsız beraber- liklerve boşanmalar kadının ifsadının örnekleridir. Kadınların bu şekilde ifsadının peşi sıra gelen neslin ifsadı ise, doğum öncesinde, aile planlaması, kürtaj, kiralık anne, sperm bankası vs. ile; sonrasında kreş hayatı, ebeveynin boşanması, eğlen­ce, alkol ve fuhuşla gerçekleşmektedir.

Günümüzde fert, aile, cemaat ve ümmet olarak Müslümanların, sıhhatli olu­şum ve devamlılığındaki en büyük engel, Batının bulaşıcı hastalığı Modernizmdir. Modernizm Müslümanları hayatın akışında merkezden, endişe-hedeflerden, de­ğerlerden uzaklaştırarak yabancılaştırmakta ve kendisine entegre etmektedir.

Diyebiliriz ki, İslam'ı yaşama mücadelemizi ya ailede kazanacağız veya ailede kaybedeceğiz. Çünkü ancak ailesinde İslam'ı yaşayan, ailesine karşı İslami vazife­lerini yerine getiren bir Müslüman, ümmete doğru uzanan ilişkilerindeki sorum­luluklarını gerektiği gibi yerine getirebilir... Aile fertlerindeki bozulma toplumun /cemaatin bozulmasına; fertlerdeki tekamül ise toplumun tekamülüne sebep olur. Toplumdaki bozulma aile ve ferdin bozulmasına , tekamül ise aile ve ferdin tekamülüne sebep olur: "Gerçek şu ki, insanlar kendi iç dünyalarını değiştirme­den Allah onların durumun değiştirmez." (13 /I I, 8 /53)

Copyright 2018 © RAHLE DERGİSİ