Kur’an İlimlerine Genel Bir Bakış - rahle.org

Kur’an İlimlerine Genel Bir Bakış - rahle.org

Kur’an İlimlerine Genel Bir Bakış


Facebookta Paylaş
Tweetle

H. Serdar Canoğlu 

Giriş:

Kur’an ilimleri, genel bir ifade ile söylersek, Kur’an’ı Kerim’in bünyesinde barındırdığı konuların tasnif edilmesi ile oluşturulan ilimlerin ilki olarak değerlendirilir.  Kur’an, İslam akidesinin birincil kaynağı, İslam’ın inşa edilebilmesi için en sağlam sütun, İslam ahlakı için saf bir pınar, hükümde, tavır ve davranışlarda, teşride ve ibadet konularında temel kaynaktır.

Geçmişten günümüze kadar fonksiyonunu devam ettiren, günümüzde ve gelecekte ise nesillere yol gösterecek olan Kur’an, içerisinde bireysel ve toplumsal salahiyetin anahtarı, gelişim ve ilerleyişin formülü yatan bu mukaddes anayasa; ebediyete kadar varlığını ilahi koruma altında sürdürecek; bireylerin, ailelerin ve toplumların önünde göz aydınlığı olmaya devam edecektir. Bu göz aydınlığı, bu hayat damarı, kendisine dayanıldığında, hedefe ilerleme konusunda kaynak haline getirildiğinde, Müslümanların ilerleyişini, yükselişini tetikleyecek ve İslam hâkimiyetinin yeryüzüne yerleşmesini sağlayacak ilahi bir ışıktır.

“Şüphesiz ki bu Kur’an en doğru yola iletir. İyi davranışlarda bulunan mü’minlere, kendileri için büyük bir mükâfat olduğunu müjdeler.”

Ulum-ul Kuran’ın (Kuran İlimleri) Tanımı: Ulum-ul Kur’an; Kur’an’ın nüzulü, düzenlenmesi, toplanması, yazılması, okunması, tefsir edilmesi, mucize oluşu, nâsih ve mensûh vb. meselelerin bütünsel bir incelemedir.

Aşağıda geniş bir biçimde açıklayacağımız bu başlıklar âlimlerin Kur’an ilimleri ile alakalı yaptıkları bu tanım çerçevesinde toplanmıştır.

Ulum-ul Kur’an’ın Önemi: Alimlerin bütünsel bir inceleme olarak niteledikleri bu alan üzerinde yapılacak bir araştırma, Kur’an ayetlerini bilgisizce yorumlamak suretiyle yanlışa varılması, Kur’an meallerine bakarak usulsüzce bir takım hükümler çıkarılması, Kur’an’ın ifade ettiği mananın saptırılması gibi içerisine çokça düşülen hatalardan, hatta çoğu zamanda vebal altına girebileceğimiz bir durumdan bizleri koruyacaktır.

Bu açıdan bakıldığında Kur’an ilimlerinin önemi anlaşılacak ve yitik olan bu bakış açısı yerini sahih olan bir anlayışa, sağlıklı bir kavrayışa bırakacaktır.

Kur’an İlimlerinin Bölümleri

Kur’an’ı Kerim üzerinde birçok araştırma yapılmış ve bunun neticesi kimi konular birer müstakil ilim haline gelmiştir. Bu bağımsız hale gelen konuları birçok âlim, eserler halinde kaleme almıştır. Burada bu bölümlerin en mühim olanlarını zikretmekle yetineceğiz.

Bölüm: 1

Kuran’ı Tanımı, İsimleri ve Sıfatları

Kur’an’ın Tanımı: Hz. Muhammed’e (sa) Cebrail (as) vasıtası ile Arapça bir lafız olarak indirilen, tevatür yoluyla nakledilen, tilaveti ibadet sayılan ve Fatiha sûresi ile başlayıp Nas sûresi ile son bulan, Mushaflar-da yazılı / mucize olan Allah’ın kelamıdır.

Kur’an, birçok özelliği ile Peygamber efendimizin (sa) hadislerinden ayrılır:

Kur’an lafızlarının namazda okunması ibadet olmasına rağmen hadislerde böyle bir şey söz konusu değildir. Ayrıca hadislerin mana olarak nakli caiz iken bu durum Kur’an metninin naklinde caiz değildir. Kur’an hem mana hem de lafız olarak vahiy mahsulüdür. Bu şekilde nakil vaciptir.

Kur’an tamamen Allah (cc) kelamıdır. Resulullah’ın (sa) buna katkısı yoktur. Peygamberimiz’in hadisleri ise ya tevfiki;  yani Resulullah’ın Allah (cc) kelamından istinbat yoluyla veya varlık âlemindeki gerçeklere bakarak düşünce mahsulü olarak söylediği sözler ya da tevkifi; yani içeriğini vahiyden alıp kendi ifadeleri ile insanlara açıkladığı sözlerdir. Hadis-i kudsilerde olduğu gibi, birçok hadisin manası vahye dayanır. Ancak bunların lafızları Resulullah’a (sa) ait olup bunlarla ibadet edilememesi Kuran ile sünnet arasında ki en önemli farka işaret etmektedir.

Kur’an’ın Sıfatları: Allah (cc) Kur’an’ı Kerim’de kitâbı için altı tane isim zikretmektedir. Bu isimleri şu şekilde sıralayabiliriz.

- Furkan: “Âlemlere uyarıcı olsun diye kulu Muhammed’ Furkan’ı indiren Allah, yüceler yücesidir.” (Furkan, 1)

- Zikir: “Zikri (Kur’an’ı) kesinlikle Biz indirdik; elbette onu yine Biz koruyacağız.” (Hicr, 9)

- Tenzil: “Şüphesiz ki o Tenzil (Kur’an) âlemlerin rabbinin indirmesidir.” (Şuara, 192)

- Beyan: “Rahman Kur’an’ı öğretti. İnsanı yarattı. Ona Beyan’ı öğretti.”(Rahman, 1-4)

 - Nur: “Ey İnsanlar! Şüphesiz size Rabbinizden kesin bir delil geldi ve size apaçık bir nur indirdik.”(Nisa, 174)

- Öğüt, Şifa, Hidayet ve Rahmet: “Ey insanlar! Size Rabbinizden bir öğüt, gönüllerdekine bir şifa, mü’minler için bir hidayet ve rahmet gelmiştir.” (Yunus,  57)

- Mübarek: “Bu (Kur’an),Ümmü’l-kura (Mekke) ve çevresindekileri uyarman için sana indirdiğimiz ve kendinden öncekileri doğrulayıcı mübarek bir kitaptır.” (En’âm, 92)

- Mübin: “Gerçekten size Allah’tan bir nur, apaçık bir kitap geldi.”(Maide, 15)

- Aziz: “Şüphesiz ki o Aziz bir kitaptır.” (Fussilet, 41)

- Mecit: “Hakikatte o levh-i mahfuzda bulunan şerefli (mecid) Kur’an’dır.”(Buruc, 21-22)

- Arapça, Müjdeleyici ve Uyarıcı: “Bilen bir kavim için, ayetleri Arapça okunarak açıklanmış bir kitaptır. Bu kitap müjdeleyici ve uyarıcıdır.” (Fussilet, 3-4)

Bölüm: 2

Kur’an’ı Kerim’in Nüzulü

N-z-l kelimesi lugatte “ aşağı inme, konaklama “ anlamına gelir. “Rabbim beni mübarek inişle indir. Sen konuklayanların en hayırlısısın”. (Mü’minun, 29 ) ayetinde “konuklama”; “Gökten su indirdi.” (Bakara, 22) ayetinde de “inme” anlamında kullanılmıştır. Ancak bu iki manada da mekân ve cisim söz konusudur. Allah’ın kelamında ve vahiyde böyle bir mananın kastedilmesine imkân yoktur. Nüzul kelimesi Kur’an hakkında mecaz kabilinden kullanılmıştır ve bundan “bildirmek “ anlamı kastedilmiştir.

Âlimlerin büyük çoğunluğuna göre Kur’an’ı Kerim’in nüzulü üç aşamada gerçekleşmiştir.

1. Aşama: Kuran’ı Kerimin Allah tarafından Levh-i Mahfuz’a indirilmesi: “Hakikatte o levh-i mahfuzda bulunan şerefli Kur’an’dır.” (Buruc, 21-22)

2. Aşama: Kuran’ı Kerim’in Levh-i Mahfuz’dan dünya semasında bulunan Beyt-ul İzze’ye indirilmesi. Kaynaklarımız bu indirilişin Kadir gecesinde gerçekleştiğini ifade etmektedir: “Biz onu (Kuran’ı) kadir gecesinde indirdik.” (Kadir, 1)

3. Aşama: Kur’an’ı Kerim’in Cebrail (as) vasıtası ile Beyt-ul İzze’den Peygamber’in  (sa) kalbine indirilmesi. Bu indiriliş ise yaklaşık 23 yıl boyunca farklı farklı zaman dilimlerinde gerçekleşmiş ve tamamlanmıştır.

Kur’an’ı Kerim gerçekleşen hadiseler ve olaylar bütünlüğü içerisinde 23 yılı bulan bir zaman dilimi içerisinde indirilmiştir. Tabi bu uzun zaman dilimi içerisindeki indirilişi ile alakalı kaynak kitaplarımız belirli hikmetlerden bahsetmişlerdir. Bu hikmetleri, bazılarını delillendirmek kaydı ile aşağıda zikredeceğiz.

- Peygamberin kalbinin teselli edilmesi için;

“İnkâr edenler: Kuran ona bir defada indirilmeli değil miydi? dediler. Biz onu senin kalbine iyice yerleştirmek için böyle yaptık (parça parça indirdik) ve onu tane tane (ayırarak ) okuduk.” (Furkan, 32)

- Kur’an’ı Kerim’in ezberlenmesinin mü’minlere kolaylaştırılması için;  

“(Resulüm!) onu (vahyi) çarçabuk almak için dilini kımıldatma. Şüphesiz onu toplamak ( senin kalbine yerleştirmek ) ve onu okutmak bizim elimizdedir.” (Kıyamet, 16-17)

“Sana O’nun vahyi tamamlanmazdan önce Kuran’ı (okumakta) acele etme.” (Taha, 114)

“Sana Kur’an’ı okutacağız; artık Allah’ın dilediği hariç, sen hiç unutmayacaksın.(A’la, 6-7)

- İlk Müslümanların yaşanan olaylar çerçevesinde eğitmesi/terbiye etmesi;

- Gerçekleşmekte olan hadiselere yönelik sorulan soruların cevaplanması ve problemlerin ortadan kaldırılması veya İslamî hükümlerin (hüküm ayetlerinin) aşama aşama (tederrücen) inmesi için;

“Hurma ve üzüm gibi meyvelerden hem içki hem de güzel gıdalar edinirsiniz.” (Nahl  67)

“Sana şarap ve kumar hakkında soru sorarlar. De ki: Her ikisinde de büyük bir günah ve insanlar için bir takım faydalar vardır. Ancak her ikisinin de günahı faydasından daha büyüktür.” (Bakara, 219)

“Ey iman edenler! Şarap, kumar, dikili taşlar (putlar),fal ve şans okları birer şeytan işi pisliktir; bunlardan uzak durun ki kurtuluşa eresiniz.” (Maide, 90)

Yukarıda sıralanmış olan ayetlere baktığımız zaman içki konusu ile alakalı hükmün aşamalı bir şekilde indirildiğini görürüz.

Bölüm: 3

Vahiy

“Vahiy” kelimesi Arapça da işaret etmek manasına gelir. Sözlük anlamı “hızlı işaret” ya da “gizli işaret” demektir. Istılâhi olarak;Allah’ın kullarından seçtiği kimselere,  insanların idrak edemeyeceği bir tarzda hidayet yollarını ve ilmini bildirmesidir.

Vahy’in Çeşitleri: Kur’an-ı Kerim çerçevesinde bakıldığında vahyin; kalbe ilham yoluyla, Allah’ı görmeden perde arkasından konuşarak veya vahiy meleği Cebrail (as) aracılığı ile gerçekleştiğini görürüz. 

“Allah bir insanla ancak vahiy yoluyla veya perde arkasından konuşur, yahut bir elçi gönderip izniyle ona dilediğini vahyeder. O yücedir, hâkimdir.” (Şûra, 51)

1. İlham yolu ile vahiy: Bu kısım iki farklı şekilden oluşur.

i. Salih Rüya: Buna Hz. İbrahim (as) ve Hz. İsmail (as) arasında Kuran’da zikredilen şu hadiseyi örnek verebiliriz: “Babasıyla beraber yürüyüp koşabilecek çağa erişince: Yavrucuğum! Rüyada seni boğazladığımı görüyorum bir düşün, ne dersin? dedi. O da cevaben: Babacığım! Emrolunduğun şeyi yap. İnşallah beni sabredenlerden bulursun, dedi.”(Saffat, 102)

Hz. Aişe’den (ra) şöyle rivayet edilmektedir: “Vahiy ilk olarak Peygamber’e (sa) uykuda salih rüyalar şeklinde başladı. O hiçbir rüya görmesin ki daha sonra günün aydınlığı gibi gelmesin. Daha sonra Allah Resulüne yalnızlık sevdirildi. Sayılı gecelerde Hira Mağarasında ailesine dönüp, kendisi için benzeri gerekli azığını alana kadar itikâfa girer ve orada ibadet ederdi.” (Buharî)

Başka bir hadisi şerifte ise Peygamber efendimiz (sa) şöyle buyurmuştur: “Peygamberlikten müjdeler hariç hiçbir şey kalmamıştır.” Dediler ki: O müjdeler nelerdir? Dedi ki: “Salih rüyadır.” (Buharî)

ii. Mananın kalbe ilham edilmesi: Peygamber efendimiz (sa) şöyle buyurmuştur: “Cebrail (as) kalbime ilham etti. Rızkı ve eceli tamamlanmadan hiçbir nefis ölmeyecektir. Allah’tan korkun ve isteklerinizi güzel (yüce) tutun”. (Hakîm)

2. Perde Arkasından Konuşma Şeklindeki Vahiy: Bu vahiy türüne Hz. Musa’nın (as) Allah (cc) ile perde arkasından yapmış olduğu konuşmayı örnek verebiliriz:

“Mûsâ, ateşin yanına gelince o mübarek yerdeki vadinin sağ tarafındaki ağaçtan şöyle seslenildi: Ey Mûsâ! Şüphesiz ben, evet, ben âlemlerin Rabbi olan Allah’ım.” (Kasas, 30)

3. Cebrail (as) Vasıtası İle Gerçekleşen Vahiy: Bu kısma örnek olarak Cebrail’in (as) ilk vahyi getirdiğinde, gökyüzünü kaplayan asıl sureti ile göründüğü şeklini örnek verebiliriz:

“Kur'an ancak kendisine bildirilen bir vahiydir. (Kur’an’ı) ona, üstün güçlere sahip, muhteşem görünümlü (Cebrail) öğretti. O, en yüksek ufukta bulunuyorken (aslî suretine girip) doğruldu. Sonra (ona) yaklaştı derken sarkıp daha da yakın oldu. (Peygambere olan mesafesi) iki yay aralığı kadar yahut daha az oldu. Böylece Allah kuluna vahyedeceğini vahyetti.”

Bölüm: 4

Ayetlerin İniş Sebepleri (Esbab-ı Nüzul)

Efendimiz (sa) döneminde meydana gelen olaylara binaen veya kendisine yöneltilen sorulara cevaben Allah’ın (cc) ayetlerini indirmesi hadisesine Sebeb-i Nüzul denir. Kur’an ayetlerinin inişi, sebeb-i nüzul açısından iki şekilde gerçekleşmiştir.

i. Belirli Bir Sebebe Bağlı Olmaksızın İnen Ayetler: Bu kısımla bağlantılı olarak inen ayetler daha çok geçmiş olan ümmetlerin kıssalarından, gaybi haberlerden, cennet, cehennem ve meleklerin keyfiyetinden haber veren ayetlerdir.

ii. Belirli Bir Sebebe Bağlı Olarak İnen Ayetler: Bu kısım ise gerçekleşen bir olaya binaen veya Efendimiz’e (sa) yöneltilen sorulara cevap niteliğinde inen ayetleri içerir. Buna içkinin haram kılınmasından önce, Peygamber (sa) ashabından içkili bir adamın imam olarak namaz kıldırdığı esnada, Kafirun süresinde geçen “Ben sizin taptıklarınıza tapıcı değilim” kısmını “Ben sizin taptıklarınıza tapıcıyım”  şeklide okuması sonrasında inen ve namaza içkili iken yaklaşılmaması gerektiğini bizlere emreden ayeti örnek verebiliriz. Bu ayette Allah (cc) şöyle buyurmaktadır:

“Ey iman edenler! Sarhoş iken - ne söylediğinizi bilinceye kadar – namaza yaklaşmayın.” (Nisa, 43)

Esbab-ı Nüzul’ü Bilmenin Faydaları:

- Allah’ın (cc) hüküm koymasındaki hikmetleri kavramak…

- Ayetlerin kastettiğini bilmek ve sahih bir şekilde manasını anlamak…

- Ayetlerin getirmiş olduğu hükümleri ezberlemeyi kolaylaştırması…

Bölüm: 5

Mekkî ve Medenî Ayetler

Mekkî: Efendimiz’e (sa) hicretten önce veya hicret esnasında inen ayetlere Mekkî ayetler denir.

Medenî: Efendimiz’e (sa) hicretten sonra inen ayetlere Medenî ayetler denir.

Mekkî ve Medenî Ayetleri Bilmenin Faydaları:

- Nâsih ve mensûhu bilmek.

- Ayetlerin nüzul sebeplerini bilmek, hangi ayetin önce hangisinin sonra indiğini bilmek, nesih ve mensûh meselelerinin hangi ayetler arasında gerçekleştiğini daha sağlıklı şekilde anlamamızı sağlar.

- Kur’an’ı Kerim’in uygulama alanına koymuş olduğu hükümlerin kronolojisini bilmek.

- Mekke’de veya Medine’de inen ayetlerden yola çıkarak Efendimiz’in (sa) siyerini daha iyi anlamak.

- Mekke’de ve Medine’de inen ayetlerde farklılık gösteren hükümleri ve bu hükümlerle ilişkileri açısından Kur’an’ın üslubunu öğrenmek.

Mekkî Sûrelerin Özellikleri:

- Mekkî ayetler genel olarak kısa ve lafızları da vurguludur.

- İçerisinde secde ayeti bulunan sûreler Mekkî sûrelerdir.

- İçerisinde “Kella” (kesinlikle hayır!) lafzı bulunan sûreler Mekkî sûrelerdir…

- Geçmiş ümmetlerden ve peygamberlerin kıssalarından, zaferlerden, iman ehlinden, kâfir ehlinin hüsranlarından bahseden ayetlerin büyük çoğunluğu Mekkî sûrelerde bulunmaktadır.

- Cahiliye ahlakı ile mücadele eden, düzgün toplumsal gidişatı ve faziletli bir ahlakı bina etmeye yönelik olan ayetler Mekkî sûrelerdedir.

Medenî Sûrelerin Özellikleri:

- Medenî ayetler genel olarak uzun ve lafızları da kolay ve basittir.

- Şeriatın ahkâmından, ferâizden (miras hukuku), hudutlardan tafsilatlı bir şekilde bahseden ayetler Medenî ayetlerdir.

- İçerisinde cihada izin veren ve cihad ahkâmı bulunan ayetler Medenî ayetlerdir.

- İçerisinde ehli kitaptan olan Yahudi ve Hıristiyanları İslam’a davet etmeyi içeren ayetler Medenî ayetlerdir.

Bu sayılan özellikler Mekkî ve Medenî ayetler içerisinde genel olarak tespit edilmiş özelliklerdir. Fakat içerisinde, Mekkî ayetlerin özellikleri bulunmasına rağmen herhangi bir ayetin Medenî, Medenî ayetlerin özelliklerinin bulunmasına rağmen de bir ayetin Mekkî ayet olması mümkündür.

(Araştırmamız, seri halinde devam edecektir inşaallah…)

Referanslar:

· Dr. Nureddin Itr, El-Kur’an-ul Kerim ve Diraset-ül Edebiyyeti.

· Dr. Vehbe Zuhayli, Usul-ul Fıkh El-İslami.

· Zerkani, Menahil.

 

 

 

 

Copyright 2018 © RAHLE DERGİSİ