Emin Oğulcan
Her canlı bir eş arar. Böyle başlayalım yazımıza. İnsanlar maddi ve manevi belli bir olgunluğa eriştiklerinde hayatlarını beraberce sürdürecekleri eşlerini ararlar.
Her iki taraf da yaşamları boyunca gerekli olan ihtiyaçlarını beraberce birbirlerinden istifade ederek tamamlarlar. Biz konumuz gereği bu olaya çocuk eğitimi açısından yaklaşmaya çalışacağız. Çocuğun eğitimi konusunda İslam dünyasında ve Batı dünyasında araştırmalar yapılagelmiştir ve yapılmaktadır. Araştırmalar ilerledikçe ve elde edilen bulgular da ilerlemekte ve çocuğun eğitiminde sadece doğumla işe başlanmaması gerektiği aşikar olarak anlaşılmaktadır. Çocuk eğitimi ile alakalı kitapların çoğunda doğum öncesi ve doğum sonrası gibi ayrımlar yapılmaktadır. Doğum öncesi dönemi en mükemmel şekilde inceleyen ve titizlikle davranılması gerektiğini savunan sadece İslam dünyasıdır. Daha yuva kurulmadan önce eş seçimine kadar titizlikle durmakta ve bunun önemini vurgulamaktadır. Batı dünyasının ise eş seçimi ile ilgili veya doğum öncesi dönemle alakası endişesi olmamıştır. Sadece çocuğun anne kamına düştükten sonraki kısmıyla işe başlarlar. Ama İslam bunun da ötesinde işe eş seçimiyle ilgili tavsiyelerle başlamaktadır. Ailenin mutluluğu ve çocuğun gelişimi için bir daha dönüşü olmayan bu durumlara bir tedbirdir bunlar. Bu tedbirler daha evlenmeye karar verirken başlamaktadır. Çocuğun terbiye ve sıhhatli gelişmesinde en mühim unsur olan kan-koca münasebetlerini en güzel ve en istikrarlı bir istikametle devam ettirecek şartların düşünülmesi, birinci durumda nazara alınması istenmekte evliliğin her halükarda geçici olan şehvani arzular için bina edilmemesine dikkat çekilmektedir.
Peygambere (sav) göre bu tedbirlerin ilki dindar ve asaleti için kadın seçimidir "Kadın dört şeyi için nikah edilir malı, güzelliği, soyu ve dini. Siz dindar olanı tercih edin, huzur bulursunuz."
Abd Ibn Humeyd’in rivayetine göre de: "Kadınları güzelliği için nikahlamayın, güzellikleri onları düşürebilir. Mallan için de nikahlamayın mallan onları tuğyan ettirebilir. Dindar olanını alın, dindar, kulağı kesik siyahi bir kadın öbüründen efdaldir." denmektedir. (Peygamberin Sünnetinde Terbiye, İbrahim Canan, s.52)
Dihlevi de çevre şartlarını dikkate alarak (insanın yetiştiği ortam) zevce olarak seçilecek kadın, kadınlarının adet ve ahlakı salih ve iyi olan kabile ve bölgeden olması müstehaptır. Zira insanlar altın ve gümüş gibi bir kısım madenlere benzerler. Bir kavmin adet ve gelenekleri insan üzerine galebe çalar ve fıtri bir’ vasıf hükmüne geçer. Dolayısıyla insanlardaki şeref sıfatı madenlerin vasfı gibi değişmez. (Yukarıda geçen eserden)
İnsanlar doğarken beraberinde getirdikleri özellikleri çevre şartlarıyla olgunlaştırırlar. Güzel bir ortamda yetişen insan güzel olur. Kötü ortam büyük ihtimalle kötü insanların yetişmesine sebep olur. Hz. Peygamber (sav) çöplükte yetişen (kırmızı gül )den sakının. Bu da ne ya Resulüllah, diye sorulunca: "Kötü muhitte yetişen güzel kadındır." cevabını verir.
Aynı mealde Hz. Ömer'den (ra) nakledilen hadiste: "Kötü muhitte yetişen kadınlardan sakının, çünkü o, kendi aslına benzeyeni doğurur. Soyu sopu iyi olanı tercih edin. Çünkü o, babası, amcası ve kardeşlerinin mislini doğurur. Ebu Amr Ibnu’l-Ala anlatıyor "Bir adam: "Ben çocuğumu görmeden anasını almam." dedi. Bu nasıl olur diye sorulunca: "Kadının annesini ve babasını görürüm, zira çocuk ikisinden birine çeker."
Yukarda sıralanan hadislerde dikkati çeken bir unsur daha vardır kalıtım.
Kuran sınırlı da olsa kalıtıma işaret etmiştir. Bu durum kurulacak ailenin sağlam temeller üzerine bina edilmesi açısından olduğu kadar, doğacak çocukların ana ve babalarından alacaklar bazı özellikler yüzünden de son derece önemlidir. Buna göre çocuğun terbiyesinden birinci derecede sorumlu olan ana-babanın çocuğun eğitimi ile ilgili tedbirleri nikah öncesinde, evlenmeye karar verirken başlatması gerekir. Bunun da sebeplerinden biri kalıtımdır. Çünkü kalıtım zekayı, kişilik yapısını ve davranışlar etkilemektedir. (Ailede Çocuğun Din Eğitimi, MÜİFV Yay. Abdurrahman Dodurgalı, s. 147)
Kur'an-ı Kerim’de kalıtımın varlığına açık seçik temas 6den bir ayet yoktur. Ancak şu ayetlerin kalıtıma işaret ettiği söylenebilin
"Çünkü sen onlar bırakırsan kullarını saptırırlar. Yalnız ahlaksız, nankör kişiler doğurur." (Ankebut, 29/27)
Bu ayetle Hz. Nuh'un ağzından, kafirlerin ahlaksız kişiler doğuracağı belirtilmektedir. Hz. Nuh’un bu tespitinin Kuran tarafından doğrulandığı açıkça belirtilmektedir. Fakat onun isteğine uygun olarak kavminin helak edildiğine bakılırsa bu tespite hak verildiği söylenebilir.
Bir başka ayette şöyle geçmektedir
"İyi toprak-Rabbinin izniyle-bitki verir. Çorak toprak kavruk bitki çıkarır."
Ayette geçen "iyi toprak" "çorak toprak" terimlerini zahiri olarak toprak manasına tefsir edenler olduğu gibi, bazıları "iyi insan" "kötü insan", bazılar da "mümin" "kafir" olarak tefsir etmiştir. Biz ikinci yorumu tercih ediyoruz. Ayette kastedilen manaya göre, yapılan evliliklerden kavruk bitkilerin çıkmamasının ancak toprağın (evlenilecek kişinin) iyi olması ile mümkün olacağı beyan edilmektedir. Ayetin kalıtıma işaret ettiği gibi eğitime de işaret ettiği söylenebilir. Öyleyse eğitimde eş seçimini öne çıkartan ikinci husus eğitim ve kültür çevresidir. Bir anne veya bir baba adayı eşini seçerken onun yetişme tarzını ve yetiştiği çevreyi incelemelidir. Çünkü insan bir yönden kalıtımın ürünü olduğu gibi, bir yönden de eğitim ve çevrenin ürünüdür. (Az önceki eser, s. 147)
Bütün bu söylenenler kalıtımın her şey olduğu manasına gelmez tabii.