EŞ SEÇİMİ (I) - rahle.org

EŞ SEÇİMİ (I) - rahle.org

EŞ SEÇİMİ (I)


Facebookta Paylaş
Tweetle

Emin Oğulcan

Her canlı bir eş arar. Böyle başlayalım yazımıza. İnsanlar maddi ve manevi bel­li bir olgunluğa eriştiklerinde hayatlarını beraberce sürdürecekleri eşlerini ararlar.

Her iki taraf da yaşamları boyunca gerekli olan ihtiyaçlarını beraberce birbir­lerinden istifade ederek tamamlarlar. Biz konumuz gereği bu olaya çocuk eğitimi açısından yaklaşmaya çalışacağız. Çocuğun eğitimi konusunda İslam dünyasında ve Batı dünyasında araştırmalar yapılagelmiştir ve yapılmaktadır. Araştırmalar ilerle­dikçe ve elde edilen bulgular da ilerlemekte ve çocuğun eğitiminde sadece do­ğumla işe başlanmaması gerektiği aşikar olarak anlaşılmaktadır. Çocuk eğitimi ile alakalı kitapların çoğunda doğum öncesi ve doğum sonrası gibi ayrımlar yapılmak­tadır. Doğum öncesi dönemi en mükemmel şekilde inceleyen ve titizlikle davranılması gerektiğini savunan sadece İslam dünyasıdır. Daha yuva kurulmadan önce eş seçimine kadar titizlikle durmakta ve bunun önemini vurgulamaktadır. Batı dünyasının ise eş seçimi ile ilgili veya doğum öncesi dönemle alakası endişesi ol­mamıştır. Sadece çocuğun anne kamına düştükten sonraki kısmıyla işe başlarlar. Ama İslam bunun da ötesinde işe eş seçimiyle ilgili tavsiyelerle başlamaktadır. Ai­lenin mutluluğu ve çocuğun gelişimi için bir daha dönüşü olmayan bu durumlara bir tedbirdir bunlar. Bu tedbirler daha evlenmeye karar verirken başlamaktadır. Çocuğun terbiye ve sıhhatli gelişmesinde en mühim unsur olan kan-koca müna­sebetlerini en güzel ve en istikrarlı bir istikametle devam ettirecek şartların düşü­nülmesi, birinci durumda nazara alınması istenmekte evliliğin her halükarda geçi­ci olan şehvani arzular için bina edilmemesine dikkat çekilmektedir.

Peygambere (sav) göre bu tedbirlerin ilki dindar ve asaleti için kadın seçimi­dir "Kadın dört şeyi için nikah edilir malı, güzelliği, soyu ve dini. Siz dindar olanı tercih edin, huzur bulursunuz."

Abd Ibn Humeyd’in rivayetine göre de: "Kadınları güzelliği için nikahlamayın, güzellikleri onları düşürebilir. Mallan için de nikahlamayın mallan onları tuğyan et­tirebilir. Dindar olanını alın, dindar, kulağı kesik siyahi bir kadın öbüründen efdaldir." denmektedir. (Peygamberin Sünnetinde Terbiye, İbrahim Canan, s.52)

Dihlevi de çevre şartlarını dikkate alarak (insanın yetiştiği ortam) zevce ola­rak seçilecek kadın, kadınlarının adet ve ahlakı salih ve iyi olan kabile ve bölge­den olması müstehaptır. Zira insanlar altın ve gümüş gibi bir kısım madenlere benzerler. Bir kavmin adet ve gelenekleri insan üzerine galebe çalar ve fıtri bir’ vasıf hükmüne geçer. Dolayısıyla insanlardaki şeref sıfatı madenlerin vasfı gibi de­ğişmez. (Yukarıda geçen eserden)

İnsanlar doğarken beraberinde getirdikleri özellikleri çevre şartlarıyla olgunlaştırırlar. Güzel bir ortamda yetişen insan güzel olur. Kötü ortam büyük ihtimalle kötü insanların yetişmesine sebep olur. Hz. Peygamber (sav) çöplükte yetişen (kırmızı gül )den sakının. Bu da ne ya Resulüllah, diye sorulunca: "Kötü muhitte yetişen güzel kadındır." cevabını verir.

Aynı mealde Hz. Ömer'den (ra) nakledilen hadiste: "Kötü muhitte yetişen ka­dınlardan sakının, çünkü o, kendi aslına benzeyeni doğurur. Soyu sopu iyi olanı tercih edin. Çünkü o, babası, amcası ve kardeşlerinin mislini doğurur. Ebu Amr Ibnu’l-Ala anlatıyor "Bir adam: "Ben çocuğumu görmeden anasını almam." dedi. Bu nasıl olur diye sorulunca: "Kadının annesini ve babasını görürüm, zira çocuk ikisinden birine çeker."

Yukarda sıralanan hadislerde dikkati çeken bir unsur daha vardır kalıtım.

Kuran sınırlı da olsa kalıtıma işaret etmiştir. Bu durum kurulacak ailenin sağ­lam temeller üzerine bina edilmesi açısından olduğu kadar, doğacak çocukların ana ve babalarından alacaklar bazı özellikler yüzünden de son derece önemlidir. Buna göre çocuğun terbiyesinden birinci derecede sorumlu olan ana-babanın çocuğun eğitimi ile ilgili tedbirleri nikah öncesinde, evlenmeye karar verirken baş­latması gerekir. Bunun da sebeplerinden biri kalıtımdır. Çünkü kalıtım zekayı, ki­şilik yapısını ve davranışlar etkilemektedir. (Ailede Çocuğun Din Eğitimi, MÜİFV Yay. Abdurrahman Dodurgalı, s. 147)

Kur'an-ı Kerim’de kalıtımın varlığına açık seçik temas 6den bir ayet yoktur. An­cak şu ayetlerin kalıtıma işaret ettiği söylenebilin

"Çünkü sen onlar bırakırsan kullarını saptırırlar. Yalnız ahlaksız, nankör kişiler doğurur." (Ankebut, 29/27)

Bu ayetle Hz. Nuh'un ağzından, kafirlerin ahlaksız kişiler doğuracağı belirtilmektedir. Hz. Nuh’un bu tespitinin Kuran tarafından doğrulandığı açıkça belirtilmektedir. Fakat onun isteğine uygun olarak kavminin helak edildiğine bakılırsa bu tespite hak verildiği söylenebilir.

Bir başka ayette şöyle geçmektedir

"İyi toprak-Rabbinin izniyle-bitki verir. Çorak toprak kavruk bitki çıkarır."

Ayette geçen "iyi toprak" "çorak toprak" terimlerini zahiri olarak toprak mana­sına tefsir edenler olduğu gibi, bazıları "iyi insan" "kötü insan", bazılar da "mümin" "kafir" olarak tefsir etmiştir. Biz ikinci yorumu tercih ediyoruz. Ayette kastedilen manaya göre, yapılan evliliklerden kavruk bitkilerin çıkmamasının ancak toprağın (evlenilecek kişinin) iyi olması ile mümkün olacağı beyan edilmektedir. Ayetin ka­lıtıma işaret ettiği gibi eğitime de işaret ettiği söylenebilir. Öyleyse eğitimde eş se­çimini öne çıkartan ikinci husus eğitim ve kültür çevresidir. Bir anne veya bir ba­ba adayı eşini seçerken onun yetişme tarzını ve yetiştiği çevreyi incelemelidir. Çünkü insan bir yönden kalıtımın ürünü olduğu gibi, bir yönden de eğitim ve çev­renin ürünüdür. (Az önceki eser, s. 147)

 

Bütün bu söylenenler kalıtımın her şey olduğu manasına gelmez tabii.

Copyright 2018 © RAHLE DERGİSİ