Hatice Turgut
"(Ve) gerçek şu ki, gece vakti zihin daha zinde ve güçlü olur ve okuma daha da berraklaşır." (Müzzemmil, 6)
Dinimizde gece ibadetinin, gece hayatının değerini, yerini hepimiz biliyoruz. Rabbimizin bu hayatı hangi ayetler ile tavsiye ettiği, övdüğü çoğumuzun bildikleri, söyledikleri arasında. Ama maalesef Müslümanım kelimesinin altını çizen insanlar katında bilgiden söylemden öteye geçmiyor. Hepimiz biliyoruz ki Rabbimiz bildiklerimizle, söylediklerimizle değil yaptıklarımızla bizler hakkında hüküm verecek.
Değer yargılarının alt üst olduğu bir çağda, tüketimin, sömürünün, paranın kutsandığı bir çağda, insanın aklını ve kalbini uyuşturma adına her şeyin yapıldığı bir çağda, bizlerin muvahhitçe ve Müslümanca yaşamak için gece ibadetine, tefekkürüne ne de çok ihtiyacımız var.
Bir üstadın sözü bu anlamda çok özel. Şöyle ki: "İnsan kendi emeğiyle koruyacaktır imanını bile."
Gece, imanını tazeleme vakti, arınmak vakti, dua vakti. Kendini, konumunu, varoluş sebebini gözden geçirme vakti, yeniden başlamaya karar vermek vakti. Çünkü günahlarımızın arkasından yaptığımız tövbe ve istiğfarlar yeni başlangıçlara vesiledir.
Yarına ilişkin umutlarını yeşertme vakti, direnme adına güç toplama vakti. Çünkü insanı umut etmek ve direnmek ayakta tutar. Aşkının soluğunu duyma vakti, parçaları birleştirme vakti... iman ile amel, savunmak ile yaşamak, akıl'ile kalp...
Kendini sorgulama, öz eleştiri yapma vakti. Yirmi dört saatlik yaşamını iyisiyle kötüsüyle, günahıyla, sevabıyla fark etme vakti,
Kısacası, hayatta sahih ve sabit duruşlar için, içini ve dışını gözden geçirme vakti.
"Ve gecenin bir vaktinde kendi isteğinle yaptığın ilave bir eylem olarak namaz kıl; ki böylece Rabbin seni belki (ahirette) övgüye değer bir konuma yükseltir." (Isra, 79)