UYANDIRIN - rahle.org

UYANDIRIN - rahle.org

UYANDIRIN


Facebookta Paylaş
Tweetle

 

Üsve FURKAN

İnsanoğlu alışkanlıklarından öyle kolay kolay vazgeçemez. Alışkanlıklar da insa¬nın peşini öyle kolay kolay bırakmaz. Adı üstünde alışılmışlık hali. Tekrar ya da ya¬şantı sonucu davranışlarda meydana gelen kalıcı değişikliklere öğrenme denir. Uzun bir sürecin neticesinde organizma, (yani insan) bu alışılmış halin eksikliğini bilinç altından bir uyarıyla hissetmekte ve organizmayı rahatsız, huzursuz ederek alışılmışlığı yaptırtmaktadır. Dilimizde bu durumu anlatan atasözlerinden birinde 'Alışmış kudurmuştan beterdir.1 denir. Aslında alışmak hem iyidir, hem de kötü¬dür. Alışkanlık bir bıçak gibidir. Bir kasabın, bir kadının elinde et kesmeye, domates kesmeye yararken; aynı bıçak bu kişilerin elinde adam öldürmeye de yarayabilir, kati aracı olabilir. Fakat iki durumda da 'bıçağın1 hiç bir suçu yoktur. Bütün suç, eğer ortada bir suç varsa, onu doğru kullanabilen veya kullanamayanındır, yani bizlerindir. Alışkanlık halı adam gibi birinin elinde faydalıdır, adam olmayanın ha¬yatını adamlıktan çıkartır.

Hepimiz hayatımızın bir düzen içersinde gitmesini arzularız. Bazen monoton bir hayattan sıkılsakda, şikayette etsek düzenli bir hayatın insanı ihya ettiğini he¬pimiz biliriz. Biliriz de pek o kadarda kendimizi ayarlıyamayız. Çünkü alışılmışlık ha¬li yoktur, bunca yıldan sonra alışkanlık oluşturulmaya çalışılmaktadır.

Öğrencilerin büyük bir çoğunluğu, sınavlarına son günün akşamı çalışırlar. Biz millet olarak faturalarımızı, formumuzu vesaire,1vesaireyi.. son gün kuyrukta saat¬lerce bekleyerek yatırmaya çalışırız. Araba kullanırken, kendi güvenliğimiz için de¬ğilde, polisi görünce ceza yazmaması için, ani bir refleksle emniyet kemerine atılırız. Çünkü biz alışık değiliz öyle şeylere. Ben alışacağımız konusunda da pek umutlu değilim bu nesil için.

Ama umutlu olduğum bir şey var, Bütün bu anlattıklarımı çocuk eğitiminde 'alışkanlık' tan faydalanarak çocuklarımızdan en yüksek verimi nasıl alırız? sorusu kafalarda oluşsun diye dile getirdik. Mesela bu durum namaz alışkanlığının kazandırılmasında nasıl kullanıla bilir. Zannediyorumki Rasulullah(SAV) küçük yaşlardan iti¬baren çocuğun namaza başlatılmasında bu durumu gözetmiştir. 

Bakın, bu gün bir çoğumuzun, mesela sabah namazına kalkamama veya kalk¬tıktan sonra yatmadan hayırlı bir şeylerle meşgul olamayışımızın altında yatan se¬beplerden en büyüğü bu olmasın?.

Umutlu olduğunuz şey neydi? diye soracak olursanız, yeni nesil sîzlerin eseri olacaktır. İşte bundan çok ümitliyim. Çocuklarınızı yaşı ne olursa olsun, sabah na¬mazı saatinde UYANDIRINIZ. Onlara kıyınız cehennem ateşinde koruyarak Onların vücutlarını içine birer manevi saat kuralım ve hayatları boyunca, isteselerde .o saatlarde uyuyamasınlar ve manevi vücud saatleri hiç durmadan çalsın dursun. Tâki onları yataktan kaldırıncaya kadar. Yukarıda 'alışkanlık' tan bahseder¬ken alışkanlıkların aslında iyi birer silah olduğunu vurgulamaya çalışmıştık Fakat yanlış kullanıldığında veya kurulduğunda, kendi kendini imha etmektende geri kal¬maz.

Bakın bu durumu Asr-ı Saadetten örneklendirmek de mümkün:

Müslim şarih Nevevi de Hz. Peygamber'in, namaz sırasında çocuk sesi işitin¬ce, namazda kısa sure okuduğuna dair rivayetlerden çocuğun mescide idhalinin caiz olduğu hükmünü çıkarmıştır. (I.CANAN, Peygamberin Sünnetinde Terbiye, S 134)

Görülüyor ki peygamber devrinde kadınlar ve çocuklarda sabah ve yatsı namazlarına mescide giderek bizzat iştirak etmişler ve çocukların ağlamasıyla , em¬zikli çocuklar vardır endişesiyle Rasulullah namazı dahi kısa kesmeye gayret gös¬termiştir. Çünkü yeni nesil onların eseri olacaktı.

Yeni nesli güzelce UYANDIRIN VE HER ZAMAN UYANIK KALIN

 

Copyright 2018 © RAHLE DERGİSİ