Latince saeculum kökünden gelen seküler teriminin "zaman" ve "mekan" çağ- nşımlannı beraber veren bir anlamı vardır. "Zaman", onun şimdi oluşunu, hazır oluşunu, "mekan" ise dünyevi oluşunu gösterir. O halde saeculum, "bu çağ" veya "şimdiki zaman" anlamına gelir ve "bu çağ" veya "şimdiki zaman" içerisinde bu dünyada ki olaylara işaret eder. Yani "çağdaş olaylar" manasındadır. Vurgu, tarihsel süreç olarak görülen dünyada belirli bir zaman veya dönem üzerinedir. Seküler kavramında yer alan bu zaman-mekan çağnşımı, tarihsel olarak, Gre- ko-Romen ve Yahudi geleneklerinin batı hiristiyanlığı içerisinde kaynaşmasından doğan uygulamalardan olmuştu .
Sekülerleşme; "insan aklının ve dilinin, önce dini sonra metafizik denetimden kurtanlması" olarak tanımlanır.
İnsanın, bakışlannı, dünya ötesinden bu dünyaya ve bu zamana çevirmesidir sekülerleşme, hayatin siyasal toplumsal ve kültürel bütün alanlannı kapsar.
Sekülerleşme, dini inançla, uygulamalan, yalnız kişisel olarak değil, toplumsal karar alma ve eylemde yol göstericiler olarak değerlendirmeme tavn yada sürecine ve aynı zamanda dini düşünce, uygulama, inanış ve kurallann toplumsal anlam ve önemini yitirmesi sürecine denir.
Sekülerleşme, siyasi veya felsefi temelleri olmakla birlikte insana belli bir yaşam biçimi ve eylem anlayışı sunmayı amaçladığı için , özü itibariyle ahlaki; fakat sunduğu yaşam tarzı ve eylem anlayışında, Allah düşüncesine, ölümsüzlük fikrine, ya da öte dünya kavramına başvurmadığı, dini hiçbir şekilde işe karıştırmadığı için, dinden bağımsız olmak durumunda olan bir hareketi ifade eder.
Dinin sosyal yapıdaki otorite ve geçerliliğini yitirmesini, doğa üstü olaylann tabii ve dünyevi olaylarmış gibi algılanması, insan aklının dini ve metafizik bağlardan kurtanlması ve dinin bir vicdan meselesi haline gelmesidir.
Çok genel olarak dinin çöküşü olarak adlandınlabilecek olan terim, dini dü
şünce, muamelat ve kurumlann sosyal önemlerini kaybettikleri bir süreci anlatır.
Sekülerizasyon terimi sosyoloji, siyaset, ilahiyat ve kültürlerle ilgili disiplinlerde bazı farklılıklar gösterir. Sekülerizasyon’un ilahiyattaki etkisi, Hıristiyan teologla- nn, Kftab-ı Mukaddesi, değişen tarihi şartlara uygun olarak dünyevi ve zamana uyan bir tarzda yorumlamalan şeklinde olmuştur.
Terimin anlamlannın batıya özel şartlarda ve batlı düşünce geleneği çerçevesinde oluştuğu gözden uzak tutulmamalıdır. 1960’lıyıllann sonu ile 1970’li yıllann başlannda ki tartışmalarda sekülürizasyonun. Kitab-ı Mukaddes’in bir ürünü olduğu, ona özellikle hiristiyanlığın yol açtğı söylenmiştir.
Bu yaklaşım, kabaca Yahudi-Hıristiyan geleneği dedikleri inancın, Krtab-ı Mukaddes in aslını muhafaza ederek meydana geldiğini kabul etmektedir. Oysa tarihi belgeler bu kutsal metinlerin tahrifattan kurtulmadıklannı haber vermektedir. Bunun için İslam açısından iki hıristiyanlık söz konusudur. Ehli Kitap denilen hakiki Hristiyanlık ve Batı Hıristiyanlığı. Hıristiyanlık doğduğu yer olan Kudüs’ü bırakıp Roma’ya yerleştiğinde- ki dünyada ki tüm dinler arasında sadece Hıristiyanlık doğum yerini Kudüs’ten Roma'ya taşıyarak orijinini değiştirmiştir- batılılaşmış ve dünyevi bir mahiyete bürünmeye başlamıştır. Dolayısıyla sekülarizasyona kitabı mukaddese olan iman değil, onun batılılarca yorumlanması yol açmıştır.
İslam’da seküler, sekülarizm, sekülarizasyona karşılık olacak hiçbir terim mevcut değildir. İslam bunların kendisine uygulanmasına karşı çıkar. Seküler tenmine Kuranda ki en yakın ifade, el-hayatüt-dünya'dır. Dünya kelimesi arkaik (eski asırlara ait) arapçada, bir şeyi yakınlaştıran anlamında ki dena'dan gelir. Dolayısıyla dünya, insan zihnini, görüp tecrübe ettiği şeylere yaklaştınr. Aynı zamanda Kur’an- da, dünya ve tabiattaki herşeyin Allah’ın biner ayeti, işareti olduğu vurgulanır. Bu durumda dünya yakınlaştıran şey ise, dünya ve tabiat da Allah’ın ayetlerini taşıyorsa, şu halde dünya, insanı Allah’a yaklaştıran şey olmaktadır. Görüldüğü gibi Kur’an açısından dünya gibi en seküler kavram bile dini muhtevayla donatılmış olup Islarının dünya görüşünün kopmaz bir parçası durumundadır.
Kaynaklan
S.BA
Felsefe Sözlüğü
İslam, Sekülerizm ve Geleceğin Felsefesi. S. Nakib Attas