Şahbaz SİNANOĞULLARI
Buraya kadaryaptığımız genel ve temel değerlendirmelerden sonra yazımıza kaynaklık teşkil edençalışmaya yöneleceğiz
Ali Osman Ateş’in "Hadis Temelli Kalıp Yargılarda Kadın" isimli çalışmasının başında, gündeme sıkça kadın konusunun gelmesinin onu bu konuda araştırmaya yönelttiği ifade edilirken bir önyargıyla şu hususa yer verilmekte; o da bu konu¬da İslam'ın bakış açısına işaret edilirken hep gelenekçi ekole mensup-ki ileride bu ekol "Hadis Ehli” diye isimlendirelecek- alimlerin eserlerine başvurulduğudur. Oysa rey ekolüne mensup alimlerin görüşleri de dikkate alınacak olursa Islam'n kadın konusunda ne kadar doğru (!) bakış açısına sahip olduğunu görebileceğimizde ifade ediliyor.
Evet! Bu bir önyargı. Zira Rey Ehli ve Hadis Ehli diye alimler arasında yapılan taksim, islami ilimlerde yapılan teknik bir aynm olup mutlak ölçütleri konmamış bir aynmdır. Genel birtakım ifadelerle konulan ölçütler çoğu zaman izafi olmanın ötesine geçememiş ve bazen bazı görüşleri nedeniyle bir ekole mensup sanılan bir alimin bazı görüşleriyle diğer ekole mensupmuş gibi görüldüğü çokça vaki olmuştur.
Yazann önyargılı olmasının neticesinde kimin Hadis Ehli, kimin Rey Ehli olduğuna dair bir bilgiye sahip olamadığımız gibi, hiçbir delile müstenid olmadan Hadis Ehlini olumsuz, Rey Ehli’nide olumlu göstermeye çalıştığını açıkça görmek¬teyiz -S. 16-17-19-ön yargılı olmak, ilkesizliği de beraberinde getirmekte ve yazar, ileride yapacağı Hadis kritiklerine, kendisini destekler gördüğü pek çok Hadis Ehli alimin görüşlerini dayanak yapmaktadır.
Kitabın içeriğini teşkil eden hadislerin hangi mantıkla kritize edildiğini ifade etmesi açısından "Giriş" bahsi özellikle dikkati çekmektedir. Zira burada dile getir
ilen gerekçe ve mantalite, kitabın akademik bir çalışmanın ötesinde yanlı bir düşünceyle ele alındığını göstermektedir.
Bu durum ileride şuna yol açacaktır
A-Hadisler sened yönüyle tenkit edilirken, bu tenkit usul dairesinde yapılıyormuş gibi gösterilmekte, oysa ilmi insaf dan yoksun, genel hadis usulü kriterlerine uymayan, okuyucunun hadis usulü bilgisine sahip olmayacağı vehmi ile gerçekleştirilmektedir.
Söz gelimi; bir nevi cerhe tabi tutulurken, bir muhaddisin yapmış olduğu ve belki de hadisin sıhhatine zarar vermeyecek bir tenkit mutlaklaştınlmakta ve hadis bütünüyle reddolunmaktadır. Kadınlann fitne olmasıyla alakalı Usame b. Zeyd (r.a) den rivayet edilen hadisin ravilerinden Süleyman b. Tarhan, Huşeym b. Beşir ve diğer seneddeki ravi hakkındaki değerlendirme böyledir. (s.47.48)
B-Hadisler metin yönüyle tenkit edilirken hem bu değerlendirmenin başında dile getirdiğimiz genel zaafiyetler ve hem de yazann ön yargılı olması gibi özel zaaflan malül bir tenkit gerçekleştirilmiştir.
Biz hadislerle alakalı değerlendirmelere geçerken sened tenkidi ve cerhe dair değerlendirmeleri ele almayıp söz konusu anlayışın zaafiyetlerini göstermesi açısından metin tenkidine dönük değerlendirmelerini ele alacağız.