OYUN - rahle.org

OYUN - rahle.org

OYUN


Facebookta Paylaş
Tweetle

 

Emin OĞULCAN

Her insan bir meslek sahibi olduğunda mutlaka acemilkler çekerek iş hayatına başlar. Devlet dilinde buna stajyerlik adı verilir. Ve her memur, bir yıl boyunca aday statüsünde değerlendirilir. Çocuklanmızda bu dünyanın 'aday ferdi'dirler . Yani onlarda stajyerdirler ve bililerinin yardımlanna muhtaçtırlar. Bizler çocukluk dönemlerimizi unuttuğumuz veya hatırlamadığımız için yazıma böyle başlamayı uygun buldum.

Demek istediğim, çocuklanmıza stajyerlik dönemlerinde ilgi göstermeliyiz ve yardımcı olmalıyız. Mesela bir fabrikaya alınan işçiye ilgi gösterilmez ve işi öğretilmez ise, nasıl her şeyi yapmasını bekleyebilirizki. Kenarda öylece oturup, sizin birşeyler öğretmenizi bekleyen bu işçi, canı sıkılmaya başladığında ortalıklar¬da öylesine gezinmeye veya bir yerleri kurcalamaya başlar. Ve telafisi mümkün olmaya kazalara sebep olabilir. Ama onu suçlayamayız ki; ondan, öğretilmeden her şeyi bilmesini istemek, büyük bir haksızlık olur. Düşünsenize bir kere böyle bir duruma düştüğünüzü ve çocuklanmızın kötü bir şeyler yaptıklanndaki halleri¬ni.

Çocuklanmızın, staj dönemlerinin büyük bölümünü 'OYUN' dönemi kaplar. Tabi iş aletleri de ’OYUNCAKLAR'dır. Oyun çocuğun eğitiminde, kişiliğinin gelişiminde ve sosyal uyumunda ilk önemli adımdır. Çocuk için oyun bir iştir. Bizim işlerimizi ciddiye aldığımız gibi onlar da oyunlannı ciddiye alırlar. O yüzden oyunlan bozulduğunda, bizim önemli bir işi kaybettiğimiz gibi kızarlar ve ortalığı yıkarlar. Oyun, tecrübe kazanma, öğrenme ve yapma gibi durumlannın öğrenil¬diği yerdir. Yetişkin olarak bizler çalışarak yaşamamızı kazanıyorsak, çocuk da. kişilik, beceri ve zeka bütünlüğünü oyun oynayarak gelişitrmektedir. Oyun oyna-mayan veya az oynayan çocuğun ruhsal dengesinden, psikolojik gelişiminden şüphe edilir.

Çocuk hareket ihtiyacı duyduğunda tırmanacak tekme ve takla atacaktır. Oyunda, psikolojik yapının yanı sıra biyolojik gelişmeye de yer vardır, örneğin, çocuklar büyükler kadar uzun süre oturamazlar, ayaklannı sallarlar, topuklannı iskemleye çarparlar, sıçrar kollannı oynatır, eşyalara dokunur, parmaklannı

hareket ettirir veya bazı sesler çıkarırlar. Bizi çıldırtmak için ellerinden gelen her şeyi yapıyorlar ZANNEDERİZ Bu durum enerji boşalımından çok. gelişim bütünlüğünün yetersizliği ve hareket sisteminin iyi kontrol edilememesindendir. Ama bizler yardımcı olursak öğrenecekler. Biz büyükler bile bazen hareketlerim¬izi kontrol edemediğimizi söylemiyor muyuz?

Hareket etmek, bir zorlama olmadığı sürece, çocuğa SAĞLIK ve SAĞLAM¬LIK getirir, öyleyse açın er meydanını ve çocuklannızla oynayınız, zıplayınız, güreşiniz.

Ebeveynler olarak bizlere düşen en önemli görevler, çocuğun merakını söndürmemek ve faliyetlerini gereksiz şekilde engellememektir. Çocuğa oyun yeri temin ederek onu oyuna teşvik etmeliyiz Ama oyun, çocuğun, yetişkinlerin ayağının altından çekilmesini sağlayan bir şey olarak düşünülmemelidir. Anne- babanın gözetiminde oyun oynanmalıdır ve çocuğun yetenekleri keşfedilmeye, anlaşılmaya çalışılmalıdır. Fakat kendi kendine oynamasını da öğrenmesi için zaman zaman oyunda yalnız bırakılarak, takibe alınmalıdır. Çünkü oyun, çocuğun kendisini, diğerlerini ve çevresindeki eşyalan daha iyi tanımasına yardımcı olur. Oyun kalitesine bağlı olarak, çocuğun zihni, fiziki yeteneğini ve kişiliğini geliştirir. Oyun yeri, herhangi bir yer olabildiği gibi, her yer de olabilir. Şurası muhakkak ki oturma odasının jimnastik salonu olmasına izin verilmez. Fakat o odada da oynanabilecek oyunlar vardir. Çocuğun oraya olan merakını gidermek için bu yapılmalıdır, yasaklamakla engelleyemezsiniz Başlangıçta kendi yattığı odası, bir oyun yeri olarak düzenlenebilir. Daha az eşyalı bir oda. Çocuğa oyun yeri göster¬mek, onu oyuna özendirmek, ona çeşitli ve pahalı oyuncaklar vermekten daha önemli ve değerlidir. Çünkü onu başınızdan atmıyorsunuz, ona bir iş alanı sunuy¬or ve ilgisiz kalmıyorsunuz demektir.

Toplumlann çoğunda, özellikle zengin sınıflarda çocuk adeta oyuncağa boğulur. Çocuk hangisiyle oynayacağını şaşınr, bir ona bir öteki oyuncağa gider gelir ve hiçbir şey yapamaz önüne eşit mesafade ot konmuş, aç eşek gibi hangisinden yiyeyim derken açlıktan ölmüş eşek durumuna düşerler. Fazla oyun¬cak çocuğun dikkatini dağıtır. Bizlerin de işleri fazlalaşınca aklımız durmuyor mu?, dikkatimiz dağılmıyor mu? O yüzden çocuklann odasını oyuncak DEPOSU haline getirmeden, dengeli bir şekilde seyir etmeliyiz

Oyunun ne olduğu konusunda alanında uzman kişilerin yaptı kİ an bazı tanımlarla yazımı daha sonra devam etmek üzere noktalıyorum. Faydalı olur İNŞA'ALLAH:

- Oyun, çocuğun işidir.

- Oyun, bir sosyal kuruluştur.

- Oyun, hayal ile gerçek arasında bir köprüdür.

- Oyun, çocuğun iç dünyasının aynasıdır.

- Oyun, çocuğun dili, oyuncaklar kelimeleridir.

- Oyun, çocuğun, sosyal ve ahlaki değerleri öğrendiği bir arenadır.

- Oyun, çocuğun öğrenme laboratüvarıdır.

- Oyun çocuğun kendini ifade etmesidir, selam ve dua -ile...

Kaynaklar;

 

Çocuğunuz ve oyun, A, ARNOLD, Denge Yay Niçin Oyun, M,ULUĞ, Göçebe Yay  

Copyright 2018 © RAHLE DERGİSİ