Modernitenin Eni Boyu - rahle.org

Modernitenin Eni Boyu - rahle.org

Modernitenin Eni Boyu


Facebookta Paylaş
Tweetle

Orhan Çolak

 

Bu yazıda modern, modernite, modernizm ve modernleşme kavramlarının nelere işaret ettiği ile ilgili kısa açıklamalara yer vereceğiz; kelimelerin faklı dillerde veya aynı dil içerisinde farklı dönemlerde, faklı anlamları yüklenebileceği gerçeğini gözden ırak tutmadan. 

Toplumlar -yaşadıkları deneyimler ışığında- yeni sorular sormak ve birçok mefhumu yeniden tanımlamak ihtiyacı duyuyorlar. Bu yaklaşımla, konumuz olan kelimelerin hikayelerine bakarsak; modern sözcüğü İngilizceye Fransızca yakın-kök moderne’den gelmiştir, o da geç Latince modernus’tan, Latin kök sözcük olan modo’dan (hemen şimdi manasından) gelmektedir.

En eski İngilizce anlamları; “şimdi”, “hemen”, “şu an var olan şey” anlamında, bugünkü contemporary’ye (çağdaş, dönemdeş) daha yakındı. Ancient (kadim) ve modern arasında geleneksel bir karşıtlık Rönesans’tan önce kurulmuştu; ortadaki bir dönem veya MEDIEVAL (Orta Çağ) 15. yüzyıldan itibaren tanımlanmaya başladı. Bu karşılaştırmalı ve tarihsel anlamıyla modern kelimesi, 16 yüzyıldan itibaren yaygınlaştı. Ardından 17 ve 18. yüzyıllarda modernism, modernist ve modernity kavramları ortaya çıktı.

18. yüzyıldan itibaren modernize’nin (modernleştirmek, yenilemek) başlangıçta binalara¹, yazım kurallarına² ve giyim davranışlarındaki modalara³ özel bir gönderimi vardı.

20. yüzyılda modern neredeyse improved (gelişmiş) veya tatmin edici veya etkili’ye eşdeğer oldu. Modernism ve modernist daha çok belli eğilimlere, özellikle de 1890 ile 1940 arasının deneysel resim ve yazısına özgü oldu, bu da modernist ile modern kelimeleri arasında sonradan bir ayrıma olanak verdi.

19. yüzyılın ortalarından itibaren genelleşen modernize⁴ ve modernization⁵ 20. yüzyıldaki tartışmalarda gitgide daha çok yaygınlaştı. Institutions (kurumlar) ve industry (endüstri, sanayi) ile ilişkileri içinde hiç şüphesiz istenilir, arzu edilir bir şeyi anlatmak için kullanılıyorlar normalde...

Kelimelerin İngiliz dilindeki izini anlatan yukarıdaki açıklamalar, Raymond Williams’a ait. Yine Williams “belli değişim biçimlerinin sloganları olarak” bu terimlerin titizlikle incelenmesi gerektiğini söyler.

Türkçe’ deki modern ve ilişkili sözcüklerin hikayesi ise ayrı bir inceleme konusu, kültür sosyolojisi ile uğraşanların inceleyebilecekleri bir alan.

Türk Dil Kurumu’nun Büyük Türkçe Sözlüğünde modern [Fr. modern, sf.]: 

1. Çağdaş: “Bilmeyenin elinde en modern aletler bir maden külçesi hâline gelir.” (M. Kaplan) 2. Çağcıl.

şeklinde anlamlandırılmış. Türkçe’ deki bu anlamıyla İngiliz dilindeki dönemdaş-etkili şeklindeki karşılık arasında paralellik kurulabilir. Fakat bunun ötesinde modernleşme sürecinin devlet eliyle yürütüldüğü bizim gibi ülkelerde “belli değişim biçimlerinin sloganları” vurgusu daha önemli hale geliyor.

Ahmet Cevizci, Felsefe Sözlüğü’nde modern’i daha çok düşünce tarihi perspektifiyle açıklar… O, Modern kelimesinin, Skolastik bilim ve felsefe anlayışına karşıt, bilim ve felsefe anlayışını nitelediğinden bahseder. Modernliğin politik, ekonomik ve sosyolojik biçimlerine ise kısaca değinir, bir düşünce tarihçisinden beklendiği biçimde, modernliği Aydınlanma ile irtibatlandırır. 

Aydınlanma ise; Batı toplumunda 17. ve 18. yüzyıllarda gelişen ve akılcı düşünceyi eski, geleneksel, değişmez kabul edilen varsayımlardan, ön yargılardan ve ideolojilerden özgürleştirmeyi ve yeni bilgiye yönelik kabulü geliştirmeyi amaçlayan düşünsel gelişimi kapsayan dönemi tanımlar.⁶

Modernliği, kitlelerin algılayış biçimlerinin ötesine gidip, sosyologların kavrayışlarıyla incelediğimizde ise farklı yorumlarla karşılaşıyoruz. Burada ayrıntılara inmek ve modern dünya ile ilgili analizlere girmek gerekmiştir:

Marx’tan etkilenen yazarlar için ana dönüştürücü (trasformative) güç kapitalizmdir. Modernliğin belirginleşen toplumsal düzeni hem ekonomik sistemi hem de diğer kurumları açısından kapitalisttir. Modernliğin huzursuz ve dinamik karakteri, yatırım-kâr-yatırım döngüsünün, kâr oranındaki düşme eğilimiyle birleşip sisteme kalıcı bir genişleme özelliği kazandırmasının bir sonucu olarak açıklanır. 

Durkheim ise modern kurumların doğasını endüstriyalizmin etkisi temelinde incelemiştir. Modern toplumsal yaşamın hızla değişen karakteri, esasen kapitalizmden değil, doğanın endüstriyel amaçlı kullanımı yoluyla üretimi insan gereksinimlerine göre biçimlendiren karmaşık iş bölümünün canlandırıcı etkisinden kaynaklanıyordu; kapitalist değil endüstriyel bir düzende yaşıyorduk.

Weber’ de ise, teknoloji ve insan eylemlerinin bürokratik biçimde örgütlenmesinde ifade edildiği biçimiyle rasyonalizasyon, anahtar kavram konumundadır. Anthony Giddens’ a göre, bu olgular (yukarıda, üç toplumbilimcinin üç farklı yorumu) birbirlerini dışlayan kategoriler olarak değerlendirilmemelidir; modernlik, kurumlar düzeyinde çok boyutludur ve yukarıda sözü edilen çeşitli gelenekler tarafından belirlenen unsurlardan her biri burada ayrı bir rol oynamaktadır. □

 

 

Kaynakça:

- Raymond Williams, Anahtar Sözcükler,  İletişim Yay.

- Anthony Giddens, Modernliğin Sonuçları, Ayrıntı Yay.

- Ahmet Cevizci, Felsefe Terimleri Sözlüğü,  Paradigma Yay. 

- Büyük Türkçe Sözlük, internetten erişim: http://tdkterim.gov.tr/bts/

- http://tr.wikipedia.org

Dipnotlar: 

1. Walpole, 1748: “evin kalanı tamamen yenilendi/ modernleştirildi.”

2. Fielding, 1752: “Dili güncelleştirme/modernleştirme cüretini gösterdim.”

3. Richardson, 1753: Biraz da olsa yenileştirmemek için tereddüt eder.

4. Krş. Thackeray (1860): “barut ve matbaa dünyayı değiştirdi/modernleştirdi.” 

5. 18. yüzyılda temel olarak binalar ve yazım kurallarına ilişkin olarak kullanıldı.

6. Kant, dönemin ruhunu şu Latince sloganla özetlemiştir: “Sapare Aude! Aklını kendin kullanmak cesaretini göster!”

 

Copyright 2018 © RAHLE DERGİSİ