Dünyevîleşmek - rahle.org

Dünyevîleşmek - rahle.org

Dünyevîleşmek


Facebookta Paylaş
Tweetle

Mustafa Huzeyfe

 

Yaratıcı ile yaratılan arasındaki, Allah (cc) ile kul arasındaki bağı koparan en önemli sebep dünyevileşmektir!

Kâinattaki bütün mevcudatı vücuda getiren Allah (cc), iki farklı hayat yaratmıştır: Bunlardan ilki, ebedî olarak tanımladığı ahiret hayatı, ikincisi ise geçici olarak yarattığı dünya hayatıdır.

Dünya hayatını bir imtihan hayatı, dünyayı da bir imtihan yeri olarak tanımlayan Allah (cc), yarattıklarını bu iki hayat arasında yönlendirmiştir. Yarattıkları içerisinde irade sahibi olmayanları sadece dünya hayatı için yaratmıştır. Fakat irade sahibi olan cinler ve insanlar için, dünyayı ve dünya hayatını bir imtihan vesilesi olarak düzenlemiştir.

Bu imtihan tarihi boyunca insan, dünyaya yöneldiğinde, Allah (cc) insanları en güzel şekilde uyarmış ve ebedi istikâmet’e yönlendirmiştir.

Allah (cc) tarafından son uyarı, onun Resulü Hz. Muhammed - Mustafa (sav) ve kitabı Kur’an-ı Kerim aracılığı ile yapılmıştır. Kur’an-ı Kerim ve onun en güzel açıklayıcısı olan Resulullah’ın (sav) hayatı kıyamete kadar koruma altına alınmış ve sarsılmaz bir rehber olarak bizlere sunulmuştur.

İmtihan tarihi boyunca imtihanın temelde 3 tarafı olmuştur: Bunlar; Allah (cc), insan ve en önemli tarafı da şeytan! Şeytanın imtihan sürecinde tek hedefi vardır; insanı türlü hileler ile aldatmak ve Allah (cc) ile kulu arasındaki bağı koparmak! Şeytanın bu süreçte kullandığı en temel argümanı ise dünya hayatı ve dünyevileşmektir.

Bu hakikat Kur’an-ı Kerim’de bizler ile şu şekilde paylaşılmıştır:

Ey insanlar. Allah'ın vaadi gerçektir; sakın dünya hayatı sizi aldatmasın ve o aldatıcı (şeytan) Allah'ın affına güvendirmek suretiyle sizi aldatmasın.(1)

Maalesef insanların çoğu en önemlisi de iman edenler, Allah’ın (cc): Bu dünya hayatı sadece bir oyun ve oyalanmadan ibarettir. Âhiret yurduna gelince, işte asıl hayat odur. Keşke bilmiş olsalardı. (2) ikazına rağmen bu hakikati unutmuş ve dünya hayatının geçici nimetlerine yönelmişlerdir. Halbuki Allah (cc) kullara sunulan dünya nimetlerinin veriliş gayesini: Biz, insanların hangisinin daha güzel amel edeceğini deneyelim diye yeryüzündeki her şeyi, kendisine bir süs yaptık.(3) olarak en güzel şekilde açıklamış ve: “Bununla beraber. Biz, mutlaka oradaki her şeyi kupkuru bir toprak yapacağız.                (4) ikazı ile verilen tüm nimetlerin er ya da geç toprak olacağını bizlere bildirmiştir.

Dünya hayatı ve dünyevileşmek ile ilgili Allah’ın (cc) bizlere ilettiği en belirgin örnek şüphesiz ki Yahudiler ve Yahudileşmektir. Kur’an-ı Kerim’in birçok sûresinde Yahudilerin dünya hayatına bağlılıkları ve Allah’ın (cc) kendilerine sunduğu sayısız nimetlere karşılık onların ısrarla dünya nimetlerini talep etmeleri birer ibret vesikası olarak tüm insanlara sunulmaktadır.

Kur’an-ı Kerim’de: “Size verilen şeyler, dünya hayatının geçim vasıtası ve süsüdür. Allah'ın yanında olan ise daha hayırlı ve daha kalıcıdır. Hâlâ aklınızı kullanmıyor musunuz?(5) hitabı ile de insanlar bu konuda uyarılmaktadır.

Dünya hayatında bize sunulan, mallarımız, ticaretimiz, meskenlerimiz, bineklerimiz, araçlarımız, eşlerimiz, çocuklarımız ve bedenimiz tamamıyla bir emanet olarak bize sunulmuştur. Emanetin özündeki hakikat ise; emanet’e hiç bir zarar vermeden asıl sahibine emaneti teslim etmektir. Dünya hayatını ve içindeki tüm nimetleri emanet olarak tanımladığımızda daha fazla dünya nimetinin daha fazla emanet sorumluluğu anlamına geleceği açıktır. Sahibine, sahibininin istediği gibi teslim edemeyeceğimiz, daha fazla emaneti istemek ise, Allah’ın (cc) tanımı ile “cahillik”tir!

Ölümün ve hayatın tek sahibi olan Allah’ın (cc) kendi rızasına erişmek kaydıyle ebedi hayatın saadetini kazanması için insandan istediği tek şey kendisine emanet olarak verilen sayısız nimetleri yine kendi yolunda kullanması yöntemiyle kendisine geri teslim etmesidir.

Allah (cc) insana sunduğu can ve mal emanetinin: “Allah, mü’minlerden, canlarını ve mallarını, cennet karşılığında satın almıştır…”  ayeti ile ebedi karşılığını ifade etmiştir. Bu karşılığa erişmek içinde: “Allah yolunda çarpışacaklar, öldürecekler ve öldürülecekler…” ifadesiyle gerçek istikâmeti göstermiştir. Ayrıca; Bu, Tevrat'ta da, İncil'de de Kur'ân'da da Allah'ın kendi üzerine yüklendiği bir ahittir. Allah'dan ziyade ahdine riayet edecek kim vardır? O halde yaptığınız alış-veriş ahdinden dolayı size müjdeler olsun! Ve işte o büyük kurtuluş budur…(6) uyarısı ile yaratılan her bir insan’ı aynı istikamate yönlendirmiş, insanların dünya hayatını değil, büyük kurtuluşu - ebedi kurtuluşu hedeflemeleri gerektiği konusunda uyarmıştır.

Dünya hayatına tutkunluk, her yönüyle yaratılanı Yaratıcısından, insanı Allah’tan (cc) koparan en temel hastalıktır. Bu hastalığın tek tedavisi ise bu bağı yeniden kurmak, sağlamlaştımak ve sürekli diri tutmakla olur. Bunun için Allah (cc) tarafından bize tavsiye edilen en temel ilaç: Namaz’dır!

Ey İman edenler Sabırla ve Namazla Rabbinizden yardım dileyiniz. Gerçekten Allah, sabredenlerle beraberdir. (7) ayeti bize en güzel şekilde tedaviyi göstermektedir. Tek sahibimiz ve Rabbimiz olan Allah (cc): Kâfirlerden bir kısmına, onları sınamak için dünya hayatının zineti olarak verdiğimiz ve onunla kendilerini geçindirdiğimiz şeye (mal ve saltanata) sakın imrenerek bakma. Rabbinin (ahiretteki) rızkı daha hayırlı ve daha devamlıdır. (Ey Muhammed!) Ehline namaz kılmalarını emret, kendin de ona sabırla devam et. Biz senden bir rızık istemiyoruz. Biz seni rızıklandırırız. Güzel akibet takva sahiplerinindir.” (8) ayeti ile dünya hayatını, dünyevileşmeyi en güzel şekilde bize tarif etmekte ve bizi dünyevileşmekten men ederek asıl hayırlı olanın rabbimizin yanı olduğu konusunda bizi uyarmaktadır. Ayrıca rabbimiz bize yazdığı reçetenin en başına ise namazı koymakta “siz yeter ki sabırla namaza devam edin, Rabbiniz size rızık verecektir, endişeye kapılmanıza mahal yok!” uyarısını bizlere en güzel şekilde yapmaktadır.

Rabbimiz! Bizi çirkin olandan ve geçici olandan uzak tut! Bizi en güzel şekilde katına al!  Bizi takva sahiplerine önderler kıl!   (Âmin!)

 

Dipnotlar:

(1) Fâtır: 5.

(2) Ankebût: 64.

(3) Kehf 78.

(4) Kehf 78.

(5) Kasas: 60.

(6) Kasas: 60.

(7) Bakara:153.

(8) Taha: 131-132.

 

 

Copyright 2018 © RAHLE DERGİSİ