Altı kitaplar, tasnif devrinin en mühim teliflerini teşkil ederler. Bunlar Buhari ve Müslim’in camileri ile Ebu Davut Tirmizi, Nesei ve Ibn Mace'nin Sönenleridir.
Bunların şöhreti önce, yazılışlarındaki gayeden ileri gelir. Müellifleri kitaplarını telif ederken temel gayeleri "sahih hadislerden müteşekkil bir eser telif etmekti. Bunda da büyük ölçüde muvaffak olunmuştur.
Arkadan gelen İslam uleması, dini ve dünyevi meselelerin çözümünde, Kuran- ı Kerimin anlaşılmasında v.s. hadise duyduğu ihtiyacı karşılamak için sıhhat durumu üstün olan bu kitaplara müracaat etmiştir. İslam uleması daha ziyade çalışmalarını -şerh vb.- bu kitaplar üzerine yapmışlardır. Bir başka ifade ile İslam uleması, sıhhat yönünden arz ettiği ehemmiyet nispetinde hadis kitaplarına alaka göstermiştir. Bu nispetle de o kitaplar meşhur olmuşlar ve kıymet kazanmışlardır.
a- Hadis dereceleri farklıdır. Yani hepsine "sahih" vasfı ıtlak edilirse de sıhhatte hepsi aynı derecede eşit değildir.
b- Bir kitabın içindeki hadisler eşit derecede değildir. Kitaplara "sahih” vasfı umumiyet itibarıyla, hadislerin çoğunda hakim olan vasfa binaen verilmiştir. Mesela Buhari'nin bütün hadisleri aynı eşitlikte "sahih" değildir.
c- Sıhhat yönüyle en üstün hadisler sadece Buhari'de değildir. Mesela ibn Mace'de, Buhari’nin en sıhhatli hadisleri derecesinde bulunabilir ve mevcuttur. Buhari'de de Ibn Mace’nin bazı hadislerdeki sıhhate erişemeyen, hadisler bulunabilir ve vardır da.
d- Bu kitaplarda bazı hadisler tekrar edilmiştir. Yani bir hadis kitabın belli bölümlerinde tekrar edilmiştir.
e- Kutub-i Sitte müellifleri hadislerin sıhhatini aramakta prensip olarak müşterek iseler de, sahih olması için koştukları şartlarda az çok farklılıklar var. Mesela Buhari'nin şartlan diğer imamlara göre daha sıkıdır. Dolayısı ile Sahih-i Buhari, Kuran’dan sonra en sahih kitap olarak kabul edilmiştir.
KUTUB-İ SİTTE MÜELLİFLERİNİN HAYAT VE ESERLERİ
Buhari deyince, yerine göre, hem müellifi ve hem de müellifinin en meşhur eseri olan El- Câmi'us -Sahih’i kastedilir. Buhari; Buhâra şehrine ait yani "Buhâra'lı1' demektir.
Künyesi: Ebu Abdullah'tır ismi: Muhammet b. İsmail b. İbrahim el Buhari'dir. Hicri 194 yılında Buhâra da doğmuştur.
Küçük yaşta iken babasını kaybetti. Annesi onun yetişmesi için gereken ihtimamı göstermiştir. On yaşlarında iken hadise karşı derin bir ilgi duymuş, hadis ezberlemeye başlamıştır. Memleketindeki hocalardan ders aldıktan sonra, annesinin refakatin de o günün belli başlı ilim merkezleri olan Şam, Basra, Hicaz, Küfe, Bağdat ve Mısın gezmiş ve oralardaki hocalardan hadis tahsil etmiştir. Ezberlediği hadis sayısı, kendi ifadesi ile toplam yüz bini sahih, toplam üç yüz bindir.
Zehebi, "Buhari'nin tahsilini tamamlayıp telif ve hadis rivayetinde başladığı zaman henüz yüzünde tüy çıkmamıştı" der. Ders aldığı hoca sayısının bini geçtiği rivayet edilir,
İmam Buhari, sağlığında layık olduğu itibara ulaşmış bu sebeple çok sayıda kimse kendisini dinlemiş ve rivayet etmiştir.
40 yıl süren ilim yolculukları sonunda Buhâra yakınlarında ki Hartenk’e yerleşmiş ve 256 yılında 62 yaşında vefat etmiştir.
İmam Buhari yegane alaka konusu olan hadise hizmet hususunda fedakarlıktan çekinmemiş ve hemen her şeyini bu uğurda harcamıştır. Kendisi az yer, talebeye iyilik ederdi. Gece-gündüz Kuran okurdu. Oyun olarak ta en çok ok atmayı severdi.
İmam Buhari, telif hayatına daha öğrencilik yıllarında başlamıştır. Eserlerinden
bazıları: Tarih-ı Sağır, Tarih-ı Evset Tarih-i Kebir, Edeb-ul Mufred......................................... v.b. dır.
Hocası Ishak Ibnu Ruvey’in: “Biriniz Resulullah (a.s)'ın sahih hadislerini muhtasar bir kitapta toplasa" tavsiyesi temennisi üzerine yola çıkan Buhari kitabını 16 yılda 600 bin hadisten seçerek meydana getirmiştir.
Kitap mükerrer hadisler dahil 7397 hadis ihtiva etmektedir. Tekrar dışında 2602’ye yakın hadis vardır.
Telif sebebi de göstermektedir ki kitabında zayıf hadis yoktur. Kitabını telif ettikten sonra, zamanın büyük alimleri; Ahmet Ibni Hanbel, Yahya Ibn Main, Ali Ibn Medeni gibi üstatlara arz etmiş onlarda dört hadis hariç bütün hadislerin sahih olduğuna ittifak etmişlerdir.
Daha sonra gelen büyük muhaddis Ibn Hacen bu dört hadisin de sahih olduğunu ifade etmiştir. Ancak Buhari, delil getirme kabilinden ve özellikle "bab" başlığında olmak kaydıyla zayıf hadis zikreder. Bu tür hadisler kitabın aslından değildirler. Kaldı ki bu hadislerdeki zafiyet de hafif bir zayıflıktır.
Buhari, bab başlıklarını çoğu zaman ayetlerden, bazan da serbest şekilde ve fakat fıkhi bir anlam taşıyacak şekilde seçer. O bablar da fıkıh yapmak ister. Ulema arsında malum olan fıkhi hükümleri önce konu başlığı (bab başlığı) halinde beyan eder ki kendisi ehli hadis müctehitlerindendir, sonra bu hükümlerin -varsa- Kuran' i delillerini ve kendi şartlanna göre sahih olan hadislerden delillerini serd eder. Bu yüzden ulema arasında "Buhari'nin fıkhi görüşleri bab başlıklarıdır'1 sözü meşhur olmuştur.
Bundan dolayıdır ki Buhari hüküm çıkarmak için hadisleri bölerek ilgili konularda tekrarlar. Öyle ki bir hadisi 13 kez tekrarladığı olmuştur.
Kitap İslam uleması nezdin de büyük bir itibar görmüştür. Üzerine şerhler yazılmaya başlanmıştır. Bu şerhlerin adedi yüzü geçmektedir.