Hakan Erdem
Genel olarak nesh dört kısma ayrılmıştır.
I -Kuran'ın Kuran'ı neshi
2- Kuran’ın Sünneti neshi
3- Sünnetin Kuran'ı neshi
4- Sünnetin Sünneti neshi
Bu kısım üç çeşittir,
a-Hükmü mensuh metni baki ayetler
"Nereye dönseniz Allah'ın vechi oradadır."(2\l 15)
Bu ayet müminlerin kıble olarak mescidi harama yönelmelerinden önce gelmişti. Zaten Müslümanlar namazlarında sünnetteki tatbikata bağlı olarak Mescidi Aksa'ya yöneliyorlardı.
"Yüzünü artık mescidi haram tarafına çevir" (2\l 44) ayeti artık müminlerin kıblesinin Mescidi Haram olduğunu açıklıyor, böylece önceki ayette nesh edilmiş oluyordu.
Ancak burada kaldırılan hükümdü. Metin-ayetin kendisi ise Kuran’da kalmıştır.
b-Metni mensuh, hükmü baki ayetler
Hz. Ömer (r.a.) tarafından rivayet edilen recm ayeti buna örnektir. "Evli erkek ve evli kadın zina ettiklerinde Allah’tan bir ceza olmak üzere elbette ikisini de recm edin." Bu ayet metin olarak Kuran’ı Kerimden nesh olunmuş, hüküm olarak kıyamete kadar geçerliliğini koruyacaktır.
c-Hem hükmü hem de metni mensuh ayetler
Müslimin Sahihinde zekat bahsinde geçen şu hadistir "Adem oğlunun iki vadi dolusu malı olsa bir üçüncüsünü de ister. Adem oğlunun yüzünü topraktan baş-
ka bir şey doyurmaz. Ancak tövbe edenin tövbesini Allah kabul eder."
Kuranın mütevatir sünnetle neshini, mütekelliminin ve fakihlerin çoğu, İmam Malik, Ebu Hanife kabul etmişlerdir. İmam Şafi ise kabul etmemiştir.
"Birinize ölüm geldiği zaman, eğer bir hayır bırakacaksa, ana, babaya, yakınlara uygun bir biçimde vasiyet etmek, Allah’tan korkanlar üzerine bir borçtur." (2\I80)
Mirasla ilgili ayetler gelmeden önce, kişinin servetinden, ana, baba ve akrabalarına bir miktar verilmesi için vasiyet etmesi emredilmişti. Ancak Nisa suresinde gelen miras ayetleri ile herkesin hakkı kesin ve net olarak belirlenmiş, Efendimiz (a.s)'ın "Allah her hak sahibine hakkını vermiştir. Bundan sonra mirasta vasiyet gerekmez." buyurması ile bu ayetler nesh edilmiştir.
Diğer bir hadiste peygamber efendimiz (s.a.v.) "varise vasiyet yoktur" diyerek miras sahiplerine vasiyeti kaldırmıştır.
Cumhurun ulema bunu kabul etmiştir. Örnek olarak Beytül Maktise kıble olarak yönelmek "yüzünüzü artık Mescidi Haram tarafına çevir" (2\44) ayeti ile nesh edilmiştir.
İmam Şafı ise sünnetin yine ancak sünnetle nesh olunacağını iddia ediyor.
İmam Şafi’ in böyle davranmasının sebebi "Böyle bir iddia ile sünnete olan güvenin azalacağı korkusu" deyip örnek veriyor "Allah alışverişi helal faizi haram kılmıştır." (2N275)
H.z, Peygamber (a.s) alışverişten bazı şeyleri haram kıldı.
Evlilerin necmi sanki şu ayetlerle mensuhmuş gibi bir görüntü verebilir diyor. "Zina eden (bekar) erkek ve kadının her birine yüzer değnek vurun..." (24\2)
a-Mütevatir sünnetin, mütevatir sünnetle neshi
Alimler bunun için misal göstermemişlerdir.
b-Ahad sünnetin yine ahad sünnetle neshi
örnek; "Ben sizi kabir ziyaretinden men etmiştim. Artık ziyaret edbilirsiniz."
H.z. Peygamber (a.s) başlangıçta kabir ziyaretini yasaklamıştı. Çünkü o zaman İslam'ın prensipleri tam olarak kafalarda yerleşmemişti. Bir takım tehlikeli yönelişler olabilirdi. Bu tehlike kalktığı zaman yasağa da ihtiyaç kalmamış oldu.Bu yüzden serbest bıraktı.
c-Mütevatir sünnetin ahad sünnetle neshi
Alimler böyle birşeyin olamayacağını söylemişlerdir.
d-Ahad sünnetin mütevatir sünnetle neshi
Bu çeşit nesih mümkündür.
1- Kullan hayatlarının, çeşitli merhalelerinde terbiye etmek için vasıtadır.
2- Kuran’ın indirildiği günlerde İslam toplumunun oluşma safhasında Müslümanların hallerinin değişme safhasına paralel olarak bu (bazı) ayetlerinde değişime yön vermesi.
3- Allah’ın imanı kuvvetli olanla, zayıf imanlıyı ayırmak için kullarını denemesi
4- Hükümlerde kolaylıkla Allah tealanın İslam Ümmetine kolaylık dilemesi.
I -"Sana haram ayda savaşın hükmünü soruyorlar. De ki o ayda savaş büyük bir günahtır. Ama Allah yolundan menetmek, O' na ve Mescidi Harama küfürde bulunmak ahalisini oradan çıkarmak Allah katında daha büyük bir günahtır..." (2\217)
Bu ayet "müşrikler nasıl sizinle toptan harb ediyorlarsa; sizde onlarla harb edin..." (9\36) ayeti ile nesh edilmiştir.
2-"Göklende ve yerde ne varsa hepsi Allah'ın dır. Siz içinizdekini açıklasanız da. saklasanız da Allah sizi onunla hesaba çeker ve dilediğini bağışlar, dilediğine de azap eder. Allah her şeye kadirdir." (2\284) ayeti, "Allah hiç kimseye, gücü yetmeyeceği bir şeyi teklif etmez..." (2\286) ayeti ile nesh edilmiştir.
3-"Ey iman edenler! Peygambere gizli maruzatta bulunmak istediğiniz vakit fisıldaşmanızdan önce sadaka verin. Bu sizin için daha hayırlı ve daha temizdir. Fakat bulamazsanız, şüphesiz Allah çok bağışlayıcı, çok esirgeyendir." (28\ 12) ayeti sonra gelen "Fısıldaşmanızdan önce sadakalar vermekten korktun mu? Madem ki yapamadınız, Allah' da kusurunuzu bağışladı. O halde namazı dosdoğru kılın, zekatı verin, Allah'a ve Peygamberine itaat edin. Allah bütün yaptıklarınızdan haberdardır." (28\ 13) ayeti ile nesh edilmiştir.
Yukarıdaki emri sadece H.z. Ali (r.a.) yapmıştı, diğerlerine ise zor gelmişti. Allah celle de Müslümanlara kolaylık olarak bu emri kaldırdı.