Gazi Çoban
Din-i İslam'ın tabiatını kavramak temelde şu dört hususun sarahaten (açıklı) kavranmasıyla mümkündür
1- Dini tanzim eden Allah Teala'nın irfanen bilinmesi.
2- Dinin insanlara ulaşması için insanlardan birinin seçilmesi (ihtiyar) ki buna "peygamberlik müessesesi” diyebiliriz.
3- Dinin çerçevesinin kendisiyle çizildiği mesajı (kitap ve suhuf)
4- Son aşamada kendileri için resul ve kitap gönderilmesine ihtiyaç duyan" insan".
ilk üç hususun anlaşılmasının zaruretine binaen, dördüncü sırada zikredilen hususun (insanın iıfanen bilinmesi-mahiyetinin kavranması) burada tespit edilmesinin sebeplerini ayrıca izah edeceğiz.
Peygamberlik müessesesini diğerlerinden ayrı düşünmek bu yazı dizisinin kaleme alınmasındaki gayemize ulaşmamıza engel teşkil edeceğinden, evvel emirde bütünü (kü II) tarifle yola çıkacak, genel manada konu hakkında düşüncenin durması gereken yen tespite gayret edeceğiz.
Bu noktanın kavranılmasındaki gayemiz; Allah'ın Kuran’ da hayatlarından kesitler sunduğu peygamber mesajlarının sıhhatli bir şekilde anlaşılıp, yine aynı sıhhatte hayata aktarılmasına yardımcı olabilmektir. Bunun için de peygamberlerin tevhidi mücadelelerinin sunulduğu pasajlara (kıssa) geçmeden evvel, bu müessesenin (esasları tespit edilmiş şey) kavranılmasına çalışacağız.
Tarih sahnesine çıkan tüm müşrikler (şirk ekolü de diyebiliriz): Allah'ın zatına iman etmelerine rağmen, -ilah ve rabb olma- sıfatını idrak edemediklerinden, onu hakkıyla kavrayamadılar. Yine Yahudilerin Allah'ı" evlat edinen, kendilerine has(müstakil) ilah" olarak vasfetmelen; Hristiyanların teslise (baba-oğul-ruhu'l-kuds ) sapmaları da gösteriyor ki. ister beşeri ister semavi olsun, Allah'ın tanınmaması (tarif-irfan manasını kastediyoruz), dinin hüviyetinin değişmesiyle sonuçlanmaktadır.
ikinci kısımda anlaşılması gerekenin, resullerin bizzat kendilerinin (birey olarak kendilerinin)dcğil. "seçilmeleri-ihtiyar" durumu, yani peygamberlik müessesesinin kendisi olduğunu özellikle belirttik. Zira bu konudaki sapıtma (dalalet), onların şahsiyetlerinde değil, bulundukları konum itibariyle ortaya çıkmıştır. (Onların emin ve olgun insanlar oldukları hususunda kimsenin itirazı yoktu. )
Müşriklerin, peygambenn bir melek olması gerektiğini düşünmeleri. Yahudi ve Hristiyanların resullere "Allah’ın oğlu" yakıştırmaları, bu mevzu ile ilgilidir. (İslam dünyasındaki uzantılarına yeri geldiğinde değineceğiz.) insanların hayatlarını düzenlemek için çerçevesi çizilmiş bir nizamın (din) bir kitap veya suhuf olarak sunulması da kimi dönemlerde yanlış yorumlanabilmiştir. Allah’ın "hiçbir şey” indirmeyeceğine (indirmediğine) inanan müşriklerle, ayetleri nefsi mülahazalarına göre değiştirmekte beis görmeyen Ehli Kitab'ın temel zaafında bu nokta yatar. Vahyi idrak edememelerinin sonucu, onları tahrife (kavramların değiştirilmesi-ekleme çıkarmaya) götürmüştür.
Allah’ın tanınmasını (marifet ), insanın kendini (nefsini) tanımasıyla (tarif) bir tutar Yunus Emre. Bu dinin sadece ve özellikle insanı muhatab aldığını, yaşanılmasının imkansız- muhal-olmayacağını bilmemiz; aynı zamanda onsuz da hayatın fıtrata aykırılığının tespitim temin edecektir.
Bu din, insanlara hitab eder ve yalnızca onu konu edinir. Tüm gayretini, insan hayatını Allah’ın murat ettiği çizgiyle örtüşmesi için sarfeder. Bunun; "dinin sahibi" açısından rahmet, insan açısından lütuf olduğunun izahını da ihmal etmez.
Kuranda bize sunulan peygamber kıssalarını ele almadan önce takip edeceğimiz usulün anlaşılmasında fayda görüyoruz: Evvelemirde İslam düşüncesindeki sahih peygamberlik anlayışının tespiti bağlamında genel bir izaha başvuracağız. Din dışı tanımlamaları kısaca geçerek, Müslüman çevrede gelişen gayri sahih düşünce tarzlarını irdelemeye çalışacağız. Bu esnada peygamberlerin ortak vasıflarını (sıfat) ifrat ve tefritten arındırılmış biçimde sunacağız.
Hedefimizin, okuyucuyu şu noktaya taşımak isteğimiz olduğunu söyleyebiliriz.
a-Hangi kaynaktan (sıhhat ve güvenilirliği farklı eser veya yazar) gelirse gelsin, peygamberler hakkındaki herhangi bir bilginin sahihliğini veya ret ya da kabul ölçeğine vurabilme gücüne erişecektir. "Peygamberliğin şanına yakışmayan iddiaların reddi’ne dair ulemanın temel prensibini esas kabul ederek söylüyoruz tüm bunları.
b-Peygamberlere, ne herhangi bir insan düzeyinde basitlik, ne de ilahlık sıfatlarıyla donatılmış bir insanüstülükle değil, dinin tabiatından kaynaklanan mevkisinin verdiği vasıfla donatılmasının zarureti açıklığa kavuşacaktır. (Bazı salih kulların, Beni İsrail peygamberlerinden efdal olduğu iddiaları bu kısımda ele alınacaktır.)
c-Kıssaların temel karakteristiği-metot ve üslubu-anlaşılmış olacaktır.
d-Peygamberlerin, çağlar ötesinden fert ve toplum hayatımıza hangi mesajları ulaştırdıklarını görecek, bizlerin de hayatımızı onlara niçin açmamız gerektiğini izaha çalışacağız. (Modernist aydınların!), peygamberlerin yaşadığı hayatın problemlerim ilkel bulmaları yönündeki iddialarının basitliği göz önüne alınabilir. )
işte bu aşamadan sonra, Kurandaki peygamber kıssalarını ele alacak, israili (uydurma) rivayetlerin kısaca tahliline girecek, mesajın tüm berraklığı ile kavranılmasına çalışacağız. Bıtevfıqillahi Teala. (Allah’ın başardırmasıyla.)