SİYER-İ NEBEVİYYE - rahle.org

SİYER-İ NEBEVİYYE - rahle.org

SİYER-İ NEBEVİYYE


Facebookta Paylaş
Tweetle



Serdar Yıldırım

Bir yolculuk

Gelmiş, geçmiş ve gelecek zamanın en hayırlısının yolculuğuna doğru bir yolculuk

Onu yolculukların en hayırlısında seyretmek

Dalaletten hidayete

Karanlıktan aydınlığa

Zilletten izzete

Adavetten velayete

Dünyadan ahirete

Yaratılmışlar içinde en sevgilinin Sevgilisine uzanan yolculuğu Ve aydınlanan yolumuz ışığında onun Ve iki cihan mutluluğu önderliğinde onun Hamd alemlerin rabbinin Salat ve selam Onun

,,Rasulullah(sav)‘in siyreti, onun yolunda yürüyen dürüst ve çevresinde güven kazanmak isteyen bir genç için de, Allah'a daveti kendine yol olarak seçen, hikmet ve güzel öğütle onun risaletini tebliğ etmek için bütün gücünü sarfeden insan için , devletini ustalıkla idare edecek olan bir devlet başkanı için de, güzel muamelede örnek bir koca için de, çocukları ve eşi arasında hak ve ödevleri dağıtırken adıl davranmakla beraber şefkat ve merhameti elden bırakmayacak bir baba olacak için de, yetenekli, sevk ve idareyi bilen usta bir komutan için de ;hasılı Allah'a karşı ibadetiyle, çevresine karşı münasebetlerini çok iyi dengeleyen, şaka ve ciddiyi uyumlayabilen her Müslüman için de en güzel ve şaşmaz ölçüler ve örnekler sergilemektedir. "

Siyret-i nebevi için böyle diyor Dr. Ramazan el-Buti Fıkhu's-Sıyre adlı kitabında. Yine Fahr-i Kainat Efendimizin hayatını bir tarihi bilgiden ziyade, onun yaşamında biz günümüz Müslümanlarına ışık olabilecek ve hayatımızın sisli, karanlık noktalarını aydınlatacak kural ve kaidelerden ibaret olduğunu şu sözlerle belirtiyor: "Halbuki, siyret-i nebeviye ile ilgili fıkhı hükümleri incelemekteki asıl gaye, bir Müslümanın Rasulullah'ın hayatını, birtakım prensipler, kaideler ve hükümler olarak iyice kavradıktan sonra, İslam gerçeğinin onun mukaddes hayatında şekillenmiş ve heykelleşmiş olduğunu düşünebilmesidir."

Evet. İslam gerçeğinin onun şahsında heykelleşmesi. Zira bu din yaşanılamaz, sadece hayal edilebilir değildir. Veya "Asr-ı Saadet" te kalmış ve bırakılmış da değildir. Allah’ın rasulü Muhammed (sav) bir gerçekti. Bazılarının kafalarında tasarlayıp, insanlara sunduğu sanal önderlerden değildi. (Hatta burada yükleme geniş zaman ekini eklemeliyiz, geçmiş zaman eki dahi onu tarihe hapsetmektedir.) O, kitaplarda tarifini bulmuş örnek veya olması lazım

gelen bir insan da değildir. Birtakım psikologların değerlendirdikleri gibi evrensel değerlerle hayatı anlamlandıran ütopik bir insan modeli de değildir.

O var olmuş, yaşamış, insanlarla çeşitli münasebetlerde bulunmuş (ticaret, savaş, merhamet, baba, eş, liderlik..) doğrularını savunmuş, bu uğurda gerçek bir mücadele ortaya koymuş, gerektiğinde onlarla vuruşmuş ve gerçek bir başarı elde etmiş bir insandır. O gerçekti, vardı, yaşadı ve değiştirdi.

İslam dininin Arap yarımadasında bir insanın sinesine vahyolunmasından sonra; tek bir insanın getirdiği doğrular zamanımız itibariyle tüm kıtalarda bilinir ve yaşanır olmuştur, işte gerçek budur.

Tüm bu anlattıklarımız peygamberin getirdiği dinin her yönüyle yaşanılır olduğunu izah içindir. Bunu belirtmemize sebep de, Allah'ın dininin tebliğcisi olan Müslümanların aynı veya benzer hedeflere ulaşıp, izzet içinde yaşamalarının bu gerçek insana ittiba ile mümkün olacağını ifade içindir. Bu bağlamda dini anlamada, yaşamada ve zorlu dünya hayatının meşakkatlerine göğüs germede nasıl hareket edeceğimizi ondan öğrenmeliyiz. Buna en gerçek ve güvenilir sebep ise; onun tüm hayatı boyunca Allah'a en sevgili olması, insanlara en sevgili olması, eşlerine en iyi koca olması, çocuklarına en iyi baba olması, kölesine en iyi efendi olması, arkadaşlarına en iyi dost olması, Allah düşmanlarına en iyi düşman olması, devletini yöneten en iyi idareci olmasıdır. Bunlar hayatın içinden bildik, tanıdık manzaralardır. Öyleyse hayatı ve hayatı anlamlandıran her şeyi ondan öğrenebiliriz.

Nitekim yüce Rabbimiz Kitab-ı Keriminde: "Sizin için Allah Resulünde (takip edeceğiniz) pek güzel bir örnek vardır. "(33/21) buyurmaktadır. Efendimiz tüm Müslümanlar için yegane örneklik ve rehberlik teşkil etmekle birlikte ön yargılı olmayan, akıllı, idealleri olan dirayetli tüm insanlar için de doğruluğu, kararlılığı, sabrı ve hayat mücadelesi ile emsalsiz bir örnektir. O, davet ümmeti için de, icabet ümmeti için de sönmeyen nurdur.

Yine Allah Teala kafirlerin "Allah peygamber olarak bir melek göndermeli değil miydi?" itirazına "Eğer yeryüzünde yaşayanlar melekler olsaydı, biz de bir melek gönderirdik, "şeklinde çok manidar bir cevap vermiştir. Bu da demektir ki; bu peygamber bize dünyada bir insan olarak dinin nasıl yaşanacağını öğretmek için gelmiştir.

Şu ana kadar değindiğimiz tüm noktalar nebevi siyretin bizim için vazgeçilmez olduğunu hatırlatmak içindir. Üstad Ramazan el-Buti'nin şu sözleriyle bahsimizi nihayete erdirelim. "Resulüllah'ın siyretini araştırmak demek insanlığa yaşamaya değer hayat için en üstün ve en güzel yönetim biçimini canlı tablolar halinde sunmak demektir. "    

Copyright 2018 © RAHLE DERGİSİ