Cahiliyye - rahle.org

Cahiliyye - rahle.org

Cahiliyye


Facebookta Paylaş
Tweetle


 

Faruk SALİM

Kendini her konuda yeterli gören kavimler mutlaka kendi içlerinde ki diğer insanları ezen veya kendi dışındaki kavimlere musallat/sömüren ola gelmişlerdir.

Cahiliyye; ilmin hikmetin nurun zıttı koyu karanlıklar anlayıştaki çarpıklıklar ve zanna dayalı fikirler hareket ve eylemler, sahte amaçlı kaosa dayalı yaşam tarzı, sapık gelenekler yada tarihsel olarak İslam ve tevhid güneşinden önceki dönem. İslam güneşinin hakim olmadığı her gönül her diyar cahiliyyedendir. “Kafirler kalplerini taassupla cahiliyye taassubuyla ile doldurduklarında Allah,peygamber ile müminlere ağır başlılık bağışladı.” (Fetih 26) İçinde yaşadığı toplumu sorgulamaksızın o toplumun düşük ahlakına ve yaşam tarzına ilkelerine/ilkesizliklerine, siyasetine, sanatına, psikolojisine kapılıp gitmek,ağır başlılığın yerine eğlenceci ve alaycı karakterlerin inşa edildiği güruh Cahiliyye. Gerçekte, senden önceki elçilerle (de) alay edilmişti ama ne var ki, onları küçümseyen kimseleri, -sonunda alay edip durdukları şeyin kendisi tepeleyiverdi. (EN'ÂM 10)

Sevgili Peygamberimiz (sav.) şöyle buyuruyor:

"Şu dört şey cahiliyye adetlerindendir, ümmetim bunlardan vazgeçmeyecektir:

1)Asaletle övünmek

2)Nesebe dil uzatmak

3)Yıldızlardan yağmur dilemek

4)Ölünün arkasından bağıra bağıra ağıt yakmak.."(Müslim, Cenaiz, 935)

Allah cc. “İlk cahiliyye dönemi kadınları gibi süslenip kırıta kırıta gezmeyiniz” (Ahzap 33) buyurmaktadır.

Sahabelerden Ebuzer (ra) bir gün bir başka sahabenin anasına dil uzatarak hakaret edince Allah Rasulu (sav) kendisini “sen, şahsında cahiliyye kırıntıları bulunan birisin” diyerek azarlamıştır.

Allah Resulu (sav) yine: "Benden sonra tekrar birbirinizin boyunlarını vuran kafirler haline dönmeyiniz!" diyerek cahiliyyedeki yaygın anlayış ve davranışları kınamış ve cahiliyyeye dönmeyi yasaklamıştır. Tevhidin anlaşılabilmesi için cahiliye’ninde anlaşılması gerekmektedir.

 

Yine Allah Resulu (sav) şöyle buyurmaktadır; “Kim haksız yere kendi kavmini desteklerse onun hali uçurumdan düşmüş de kuyruğundan yukarıya çekilmeye çalışılan bir devenin kine benzer.” (Sahih-i Ebu Davud, Irkçılık babı)

Ve yine Allah Resulu (sav) şöyle buyurmaktadır: "Allah sizin cahiliye gururu ve o dönemin atalarla övünme zihniyeti ile ilginizi kesti.İster takva bağlısı bir mümin olun ister günahkar bir kimse olunuz bu zihniyetten uzak olmalısınız. Sizler hepiniz Ademin torunlarısınız, Adem de topraktan yaratılmıştır. Bazı kimseler kavimleriyle öğünmeği mutlaka bıraksınlar. Böyleleri birer cehennem kömürüdürler veya Allah katında burunlarıyla koku kovalayan pislik böceğinden daha değersizdirler" (Ebu Davud, kitap el-edep). Peygamberimiz (sav): "Kim ki itaatı bırakıp cemaatten ayrılırda bu halde ölürse cahiliyye ölümü ile ölür. Kim zümre taassubu ile öfkelenir, zümre taassubunu kışkırtır veya zümre taassubunu destekleyerek kör döğüşünü sembolize eden bir sancağın altında savaşır da ölürse, cahiliyye ölümü üzere ölür. Kim ümmetime karşı isyan ederde iyi kötü ayrımı yapmaksızın herkesin boynunu vurur ve müminlerin kanına bile girmekten kaçınmazsa, ayrıca yaptığı anlaşmalara bağlı kalmazsa Ben’den değildir, Ben’de ondan değilim.” (Müslim, İmare) Allah (cc) buyurur ki; “Cahilyyenin hükmünü mü arıyorlar? İnanmış akıllı bir topluluk için Allah’tan daha iyi yasa koyucu var mıdır?" (Maide 50). Allah’ın indirdikleriyle hükmetmeyi çağdışı olarak nitelendirenler bütün genişlemekte olan evreni galaksileri, atom ve atom altı parçacıkları düzenleyen ilmi sonsuz Yaratıcının sosyal hayatta kanun koyuculuğunu inkar etmektedirler. Cahili erk her şeyden anlayan ilmi sonsuz yaratıcının insanlar arası ilişkileri düzenleyen Allah Yasasını red ile insan oğlunun hüsranın artırmışlardır. Ve şu an ki kaos/sistemsizlik düzeni şüphesiz ki İslam’ın değil cahili olguların kapitalizm, komünizm, sosyalizm, faşizm, laisizm, darbecilik, monarşi, diktatörlük, sekülerizm vs gibi fikirlerin ürünüdür. Orta doğu, Afrika yada dünyanın her hangi bir yerinde sıklıkla görülen açlık işkence felaketler ve savaşlar, Avrupa'da ahlakın, ailenin çöküşü, bencillik, alkolizm, intihar ve delirme vakalarında görülen artışlar aklın, neslin, ekinin, malın ve canın kaybedilmesi bunların ürünleridir. Cahili Egemenlik yeryüzünde insan türüne verilmekle şeytanın yeryüzüne hakimiyetine kapı açılmış olmaktadır. Oysa ki insanlar fikirlerinde çoğu zaman anlaşmazlığa düşer ve ortak hareket edemezler, herkesin kendine göre fikir ve öncelikleri vardır.

"Siz her yol üzerinde, gelip geçenleri şaşırtmak için bir alamet yapıp saçma sapan şeylerle da ebedî kalmak gayesiyle mi inşa ediyorsunuz? Başkalarının hukukuna karşı hiç sınır tanımadan hep böyle zorbalık mı yapacaksınız?” (ŞUARA 128-130). Bununla beraber cahiliyye Allah’ın indirdikleriyle hükmetmeyi çağdışı olarak nitelemekle beraber İslam’ın kavramlarını kendi zulüm düzeninin devamiyeti için dayanak yapmaktan çekinmez.  

Çıplaklık kültürü cahiliyyenin en belirgin vasfıdır. Tarihsel cahiliyyenin başlangıcı cennette şeytanın Allah adını kullanarak Allah’ın yasağını çiğnemeye ve bunun sonucunda Adem ile Havva As.kendilerine ayıp yerleri belli olmasıyla belirlenebilir. “Biz de şöyle dedik: “Ey Âdem! Şüphesiz bu (İblis), sen ve eşin için bir düşmandır. Sakın sizi cennetten çıkarmasın; sonra mutsuz olursun.” “Şüphesiz senin için orada aç kalmak, çıplak kalmak yoktur. Orada ne susuzluk çekersin, ne de güneş altında kalırsın. Nihayet şeytan ona vesvese verip şöyle dedi: “Ey Âdem! Sana ebedîlik ağacını ve yok olmayan bir saltanatı göstereyim mi?” Bunun üzerine onlar (Âdem ve eşi Havva) o ağacın meyvesinden yediler. Bu sebeple ayıp yerleri kendilerine göründü ve cennet yaprağından üzerlerine örtmeye başladılar. Âdem, Rabbine isyan etti ve yolunu şaşırdı. (TAHA 117-121 ) Fakat şeytan onlara, gözlerinden gizlenmiş olan edep yerlerini açığa çıkarmak için vesvese verdi. Onlara şöyle telkinde bulundu: "Rabbinizin size bu ağacın meyvesini yasaklamasının tek sebebi, sizin meleklerden veya ölümsüz hayata kavuşanlardan olmanızı önlemektir" diyerek, kendisinin onların iyiliğini istediğine dair yemin üstüne yemin etti. (ARAF 20) İslam öncesi Mekke’ye gelindiğinde kadınlar Kabe’nin etrafını çıplak tavaf ediyorlardı. Günümüzde ise Avrupalılar tarafından İslam topraklarında kurdurulmuş devşirme devletçiklerde; siyasi arenada "Kuran’ı kapa, kadını aç, devletin için soyun" felsefesi hakimdir. Sahte ilahiyatçılar elliyle Allah’a iftara atarak Kuran'da Allah’ın örtünmeyi emretmediğini dillendirip halk soyundurulmaya çalışılmaktadır. Sokaklar ise malumdur. Müslüman halkın vergileriyle kurulan üniversitelerdeki yasak devam ederken, vergi dairesinde "vergilendirilmiş kazanç kutsaldır" fikriyle karşılanmakta başörtülü yada başı açık ayrımı yapılmamaktadır. İslam topraklarını egemen batılı güçler için sömürülmeye daha elverişli hale getirme projesidir Cahiliyye. Ta ki onlar bu topraklara geldiklerinde kendi öz yurtlarına gelmiş gibi hissetsinler yabancılık çekmesinler istenmektedir. Kültürden sanata, hukuktan ticarete İslam’a zıt algılar davranışlar ve ilkelerdir Cahiliyye.

Tarihsel cahilliyyenin putçuluk kültürü; şanlı Nebinin Mekke fethi günü zaferden sonra mescide girerek Kabe’nin çevresinde dikili duran putları yayının boynuzuyla onların gözlerine ve yüzlerine dürtmeye başlayıp ve : “Hak geldi batıl zaten gidicidir.” demesi, sonra putları yüzüstü devirerek hepsini mescidin dışına çıkarılıp yaktırmasıyla yok olurken, Raşid b. Abdullah es-Sulemi bu konuda şunları söyledi;

Dedi ki gel (eskisi gibi )konuşalım! Olmaz dedim, Allah ve İslam bunu yasak ediyor! Muhammed’i ve Ümmetini görmedin mi, Fetihten sonra putlar kırılırken?

Asıl sen Allah’ın nurunun yayılışını görmeliydin,

Şirkin yüzünü karanlık bürürken!

 

 

Daha sonraları o bazen bir anıtın önünde, bazen de bir kabrin başında tecelli eder olmuştur. Asıl tehlikeli olansa etten ve kemikten olan putlardır. “Şöyle dediler: ‘Sakın ilâhlarınızı bırakmayın. Hele hele Vedd’i, Süvâ’ı, Yeğûs’u, Ye’ûk’u ve Nesr’i hiç bırakmayın.” (NÛH suresi 23. ayet) Allah’ı gereği gibi takdir edememektir cahiliyye. Övgünün, mutlak şükrün Allah’a değil de Allah’ın yarattığı vesilelere araçlara sunulmasıdır. Vesilelerin temel güç kuvvet edinilerek maddeye tapılmasıdır. “Ama onlar, Allah’ın kudret ve azametini hakkıyla takdir edemediler, O’na lâyık tazimi göstermediler. Halbuki bütün bir dünya kıyamet günü O’nun avucunda, gökler âlemi de bükülmüş olarak elinin içindedir. Böyle bir azamet ve hâkimiyet sahibi olan Allah, onların uydurdukları ortaklardan yücedir, münezzehtir.” (ZÜMER 67)

Alaycı kişilik oluşturulmakta hak ve hakikate teslimiyet aşağı bir işmiş gibi tanımlanmaktadır. "Kavminden hakkı kabule yanaşmayanların ileri gelenleri: "Biz senin kişiliğinde bizim gibi ölümlü bir insandan başka bir şey görmüyoruz" dediler, "üstelik, hemen ilk bakışta, içimizde, aşağı tabakadan bir takım (dar görüşlü) insanların dışında kimsenin seni izlediğini de görmüyoruz; dolayısıyla, bize karşı bir üstünlüğünüz olduğu görüşünde değiliz; tersine, yalancı kimseler olduğunuzu sanıyoruz!" (HÛD 27) "Ey iman edenler! Bir topluluk bir diğerini alaya almasın. Belki onlar kendilerinden daha iyidirler. Kadınlar da diğer kadınları alaya almasın. Belki onlar kendilerinden daha iyidirler. Birbirinizi karalamayın, birbirinizi (kötü) lakaplarla çağırmayın. İmandan sonra fasıklık ne kötü bir namdır! Kim de tövbe etmezse, işte onlar zâlimlerin ta kendileridir." (HUCURÂT 11)

Şüphesiz ki insan oğlu kendini yeterli görür ve herhangi bir rehber olmaksızın bu hayat çölünü başarıyla geçebileceğini zannına kapılırsa aldatıcı şeytanın oyununa kapılmış olacaktır. Cahili değer yargıları insanın gökten inmiş bir bilgi kaynağına ihtiyacı olduğu gerçeğini sürekli gözler önden kaçırır ve ölüm fikrini kişiden uzaklaştırır. Oysaki sonunda gelinip durulacağı yer Rabb’in huzurudur."Hayır, insan kendini yeterli gördüğü için mutlaka azgınlık eder.” (ALAK 6)

Cahilliye çoğu zaman din kılığında ortaya çıkmıştır ve günümüzde din tabanlı versiyonu oldukça yaygındır. Bugün semavi dinlerin hepsi son din olan İslam hariç Allah’tan geldiği safiyetini kaybedip dejenere olmuş haliyle cahiliyye karanlığını teşkil etmektedir. İnsan fıtratına aykırı yönelimler, Allah’a iftira ederek oluşturulan teolojiler elbette ki cahiliyenin ta kendisidir. Gerçekten, tek Allah'tan başka hiçbir ilah olmadığını gördükleri halde "Bakın, Allah üçlünün üçüncüsüdür" diyenler, hakikati inkar etmiş olurlar. Ve onlar bu iddialarından vazgeçmedikçe, hakikati inkar eden bu gibilerin başına şiddetli bir azap gelecektir." (MÂİDE 73)

Bugün semavi dinlerin hepsi son din olan İslam hariç Allah’tan geldiği safiyetini kaybedip dejenere olmuş haliyle cahiliyye karanlığını teşkil etmektedir.

Cahiliyye mantığında makam, madde, şehvet, dünya malı sevgisi gibi maddi değerler hakimdir. İnsanın peşine düştüğü hedefler bunlarla sınırlı kalmaktadır. Sahte ve yanıltıcı bu hedef insandan bir ömür boyu dünyevi hedefleri gerçekleştirmek için koşuşturmasına ahiretin ihmal edilmesine neden olmaktadır. Toplum mühendisleri yada Kuran’i tabirle Müstekbirler/Büyükler! halkının refahını sözde çok düşünenler, geçici olan bu dünya için her şeyi yapanlar halkının ahiret mutluğu için hiç bir şey yapmaktadırlar, onlar bilakis lisanı halle şöyle demektedirler: "cehenneme kadar bizi izleyin." "Ey ulu Rabbimiz!" derler, "sözün doğrusu, biz önderlerimizin ve büyüklerimizin dediklerine uyduk, ama onlar bizi yoldan saptırdılar." (AHZÂB 67)

Maddecilikle özdeşleştirdiğimiz günümüz cahiliyesinin zıddına Saadet Asrında madde hiçbir zaman bizatihi arzulanan bir gaye olmamıştır. Madde davet, cihad ve dini yaymak için yalnızca bir araçtır. Toprağın üstündeki her şey toprak olucudur. Doğulu cahiliyye toplumları batı endüstrisinin tüketici toplumu haline gelmiş kendi başına güvenilir, özgün kişilikli, üretken toplum modeli oluşturulamamıştır. Üretim ve icat bu tür toplumlarda oldukça azdır.İdeolojik çözülme ve ahlaksızlık had safhadadır. "Şüphesiz, yeryüzünde yürüyen canlıların Allah katında en kötüsü, akıllarını kullanmayan (gerçeği görmeyen) sağırlar, dilsizlerdir. (ENFÂL 22) Allah, azabı akıllarını (güzelce) kullanmayanlara verir." (YÛNUS 100)

Cahiliyyede bozuk sosyal bağ örgüleri vardır. Yaşlıkta anne ve babaların evlatları tarafından bakım evlerine terk edilmesi, tinerci ve dilenci çocukların bu tür toplumlarda normal karşılanması,alkol ve uyuşturucu bağımlığı alkol alımının normal karşılanması, hırsızlık tecavüz cinayet ve intihar vakalarının görülmesi bu tür tiplerin bir türlü ıslah edilemeyişi. Zengin ve makam sahibi azınlığın fakir zayıfları hor ve hakir görmesi fakir Müslüman halkın başını zorbalıkla açmaya çalışması, bayanların ucuz iş gücü olarak gayri İslami şartlarda çalıştırılması. İslami aile modelinin inkarı az çocuk yapmaya teşvik yada bunun yerine köpek beslemek bu tür toplumların bariz vasfıdır. "O (Firavun) halkını küçümsedi, onlar da ona itaat ettiler. Doğrusu onlar yoldan iyice çıkmış bir toplum idi."(ZUHRUF 54)

Cahili toplumlar israf ve gurur toplumlarıdır. Allah Resulu buyuruyor ki “Dilediğini ye, dilediğini giyin. Seni ancak iki şey hataya düşürür : İsraf ve gurur". (Buhari)

Sade yaşayış İslam’ın tutkun olduğu bir özelliktir. Ruhun dünya metaını hakimiyeti altına alması da İslam’ın Müslümanlarda bulunmasını istediği bir niteliktir. Böylelikle onlar bu metaya kul olmaktan kurtulmuş olurlar. Ve bir ayetle sözümüzü sonlandıralım. "Onlar, yanlarındaki Tevrat’ta ve İncil’de yazılı buldukları Resûle, o ümmî peygambere uyan kimselerdir. O, onlara iyiliği emreder, onları kötülükten alıkoyar. Onlara iyi ve temiz şeyleri helâl, kötü ve pis şeyleri haram kılar. Üzerlerindeki ağır yükleri ve zincirleri kaldırır. Ona iman edenler, ona saygı gösterenler, ona yardım edenler ve ona indirilen nura (Kur’an’a) uyanlar var ya, işte onlar kurtuluşa erenlerdir." (ARAF 157 )

 

Copyright 2018 © RAHLE DERGİSİ