Abdullah Eğilmez tarafından yazıldı.
"Ben olmazsam bir şey yoktur" derken "Ben olmazsam bir şey yoktur" anlayışını reddeder. "Ben olmazsam bir şey yoktur" der çünkü varlık aleminde kendisine yer bulamayanların varlık değeri de yoktur. Olamamıştır. Ancak "Ben olmazsam bir şey yoktur" anlayışıyla kendisinin cisim olarak olamadığı yerlerin varlık değerini yitirmesine de müsaade etmemelidir. Zira orada olunamasa da oradakiler hala vardır. "Halidolmasa zafer de olmazdı" anlayışının doğmasına müsaade etmek istemeyen hz. Ömer'in (ra) onu görevden azil kararına hz. Halid'in "olmuş bir müslüman" olarak bir kutlu kervanda "bir er" olmasını böyle anlamalıdır. "Ben olmazsam bir şey yoktur" derken "Ben olmazsam bir şey yoktur" anlayışını reddeder. "Ben olmazsam bir şey yoktur" der çünkü varlık aleminde kendisine yer bulamayanların varlık değeri de yoktur. Olamamıştır. Ancak "Ben olmazsam bir şey yoktur" anlayışıyla kendisinin cisim olarak olamadığı yerlerin varlık değerini yitirmesine de müsaade etmemelidir. Zira orada olunamasa da oradakiler hala vardır. "Halidolmasa zafer de olmazdı" anlayışının doğmasına müsaade etmek istemeyen hz. Ömer'in (ra) onu görevden azil kararına hz. Halid'in "olmuş bir müslüman" olarak bir kutlu kervanda "bir er" olmasını böyle anlamalıdır.
Ne
Olmak vardır, kendisiyle kaimdir. Olmaktır o. Varlığın adıdır.
Bir yönüyle var olabilmektir. Var olmak,
insanın anlamlandırma çabasının kendisidir. İnsanın kimliğini ifade eder. İnsan kendisini ne olarak ifade ederse, o olarak yaşar ve yaşantısıyla da o olur.
İnsan vardır,
"bir hiç'" olduğuna inanır, "bir hiç" olarak yaşar. Bu alemde "bir hiç"tir yani.
İnsan vardır,
"insanın, insanın kurdu'" olduğuna inanır ve hemcinslerine saldırır durur, bir kurt misali...
İnsan vardır,
olmasının anlamının "'yaratılmış olduğuna ve' yaratıcısına kul olduğuna" inanır. Bir kul olarak, yönü Rabbine dönük olarak yaşar, O'na doğru yürür.
Olmak bir yönüyle hadiseleri betimler, olay olur. Bir duygu, bir hıçkırık, bir eylemi tanımlar. Olay dolu dolu yaşanmışsa failini zamanlardan öte taşır.
Anlamındadır yani her oluş.
Niçin
Olmak vardır: Olmanın gerekçesidir o. Hikayesini taşır olmanın. Bir hikayesi, bir geçmişi olmayan bir oluş, rüzgar önündeki yaprak gibi bir oluştan başka bir oluşa konar durur.
Olmanın anlamıdır o.
Gerekçesi olmayan her oluş ya ağır bir yüktür, ya boşa tüketilen bir ömürdendir, yada beklenen, ihtiyaç duyulan oluşların önündeki engeldir. Sebeb olunan her olaydaki ağır vebal unutulmamalıdır.
Kul olmak da böyledir. Yaratıcı, oluşun anlamını kendisine kulluk olarak haber vermiştir.
Sebebiyledir yani her oluş.
Nasıl
Olmak vardır; olmanın adıdır o. Olmuşluktur. Yani olmak süreci yaşanmış ve yaşamın anlamı bulunmuştur.
Olmak vardır; olgunlaşmayı ifade eder. Olmadan daha ileri bir oluştur. Kemalat halidir.
Olgunlaşmış bir insan çevresindekilere güven verir. Huzur kaynağıdır. Üzerinde beşeriliğine dair emare yoktur; her yönüyle ulviliğin menşeiidir.
Olmak vardır; kul oluşun nasıllığını halifelikdiye betimleyiverir bir çırpıda. Nasılllığın detayı olarak kitabı ve sünneti gösterir: "Usvetül hasene" diye...
Olmak vardır "Ben olmazsam bir şey yoktur" derken "Ben olmazsam bir şey yoktur" anlayışını reddeder. "Ben olmazsam bir şey yoktur" der çünkü varlık aleminde kendisine yer bulamayanların varlık değeri de yoktur. Olamamıştır. Ancak "Ben olmazsam bir şey yoktur" anlayışıyla kendisinin cisim olarak olamadığı yerlerin varlık değerini yitirmesine de müsaade etmemelidir. Zira orada olunamasa da oradakiler hala vardır. "Halidolmasa zafer de olmazdı" anlayışının doğmasına müsaade etmek istemeyen hz. Ömer'in (ra) onu görevden azil kararına hz. Halid'in "olmuş bir müslüman" olarak bir kutlu kervanda "bir er" olmasını böyle anlamalıdır.
Olmak vardır;
ne olduğunun bilincinde olmaktır. Bilerek, isteyerek, onaylayarak, tercih ederek oluştur. Ne olduğunun ve ne oldurmak istediğinini farkında olmaktır. Farkındalıktır. Bilinç istenenin bedelini bilmenin ve karşılamaya hazır oluşun değeridir.
Olması gerektiği şekildedir yani her oluş.
Nerede
Olmak vardır,
olmanın yeridir o. Zira yeri olmayan, yerinde olmayan bir "oluş" olma'dan değildir. Olsa olsa yerini arayan bir oluştur.
Her şey yerli yerinde olmalıdır. Harp meydanındaki 'cesur' mücahidin, kamuda adilyöneticinin, pazarda dürüsttüccarın, camide abidmüslümanın oluşu bu kabilden oluş olmalıdır.
Caminin bir köşesinde miskin bir oluş değil, insanın olduğu her yerde olmak gerekmektedir. Davet neredeyse, davetçi de orada olmalıdır. Hizmet nerdeyse, müslüman da orada olmalıdır.
Yerindedir yani her oluş.
Ne zaman
Olmak vardır: Yerinde olduğu kadar zamanında bir oluşun adıdır o.
Olmak vardır: Ölüm anındaki mümin oluşun makbul olmadığı hatırlanarak zamanında oluş önem arzetmektedir.
Olmak vardır: Hastalık zamanı olmayan bir hekimin ne sağlıkta ne mezarda oluşunun değerinin olmaması gibi, zamanında ifa edilmeyen amelin de bir değeri kaybolmuştur.
Boşa geçececek bir zaman olmamalıdır bir müslümanın hayatında. Boşluk olmama halidir zira ve Ahirete dair karşılığı olmayan her oluş boşa geçirilen zamandandır.
Zamanındadır yani her oluş.
Kim
Olmak vardır: kim olmanın adıdır o. Olunandır.
Olmak vardır, adı zalimdir mesela, adını duyan herkes küfreder, yerle yeksan olmasını diler. ,
Olmak vardır, adı fasiddir, adını duyan herkes iğrenir, yüzünü döner.
Olmak vardır, adı salihtir, güven verir herkese.
Olmak vardır, adı cömerttir, adını duyan herkes ihtiyacında ona yönelir, ihtiyaç duymasa da hayırla yad eder.
Olmak önemlidir.
Müslüman olmaktır.
Mümin olmaktır.
Muhsin olmaktır.
Görüldüğünde Allahı hatırlatan olmaktır.
Arandığında sığınılan liman olmaktır.
Elinden tuttuğunda bir kurtarıcı olmaktır.
Kim olduğunuzla alakalıdır yani her oluş.