ÇOCUKLARA ALLAH'I NASIL ANLATALIM - rahle.org

ÇOCUKLARA ALLAH'I NASIL ANLATALIM - rahle.org

ÇOCUKLARA ALLAH'I NASIL ANLATALIM


Facebookta Paylaş
Tweetle

Faruk ÖZCAN

 

Ülkemizde din eğitimi farklı zamanlarda farklı kurumlar bünyesinde verilmiştir. Osmanlı'da medreselerde verilirken Cumhuriyet'in ilanından sonra ilahiyat fakülteleri kurulmuştur. Günümüzde artık ilkokullarda dahi Kur'an, siyer gibi dersler alınabilirken bazı dönemlerde din eğitimi yasaklanmıştır. Din eğitimi anabilim dalı ise ilahiyat fakülteleri programına henüz 1982 yılında dâhil olmuştur. Çok eski sayılamayacak geçmişine rağmen bu alanda azımsanamayacak sayıda eser ortaya konmuştur. Muallim Selçuk'un Çocuğun Eğitiminde Dini Motifler (TDV Yay., Ankara 1990), Abdurrahman Dodurga'nın Ailede Çocuğun Din Eğitimi (İFAV Yay., İstanbul 1996) ve Halis Ayhan'ın Türkiye'de Din Eğitimi (İFAV Yay., İstanbul 1997) adlı eserleri bu alandaki çalışmalara örnek olarak gösterebiliriz.[1]

 

Din eğitimi alanında çalışmaları olan bir diğer isim ise Mehmet Emin Ay'dır. 1963 Van doğumlu olan Ay, Van İmam-Hatip Lisesi'nden 1980'de mezun olmuştur. Daha sonra Uludağ Üniversitesi İlahiyat Fakültesi'nden 1984 yılında birincilikle mezun olmuştur ve aynı üniversitede "Çocuklara Allah'a iman Öğretimi" adlı tez ile yüksek lisansını(1986) , "Din Eğitimi ve Öğretiminde Mükâfat ve Ceza" adlı teziyle de doktorasını(1992) bitirmiştir. Hâlen aynı üniversitenin din eğitimi anabilim dalı öğretim görevlisidir.

 

Bizim inceleyeceğimiz eser Mehmet Emin Ay'ın [2] Adıyla basılan yüksek lisans tezidir. Eser Allah'a iman öğretimi konusunu dört bölümde ele almaktadır. Bu bölümler dışında giriş bölümünde önce kısaca dinin insanlık tarihindeki yerinden bahseden müellif daha sonra genel hatlarıyla eserin amacını açıklamaktadır.

 

Müellif, “Çocuk Psikolojisi ve Dini Gelişim (2-10 yaş)” isimli ilk bölümde eğitimcinin muhatabını tanımasının öneminden bahsettikten sonra çeşitli alt başlıklarla bize çocuk gelişiminin safhalarını açıklıyor. Öncelikle yaşa göre gelişimlerinden bahseden müellif ilk çocukluk devresi (2-6 yaş) ve son çocukluk devresi(6-11 yaş)nde çocukların genel özelliklerini anlattıktan sonra bu devrelerde din eğitiminin nasıl olacağı konusuna da kısaca değinmektedir. Sonrasında “Duygusal Gelişim” adlı yeni bir başlık atıp en önemli üç duygu olan sevgi, bağlanma ve korku duygularının çocuk gelişimindeki önemine değiniyor ve sonra sırasıyla zihinsel gelişim, zekâ gelişimi ve dil gelişimi konularında bilgi veriyor. Son olarak çocuk zihniyetinin temel unsurları olan “egosantrizm” ve “animizm”i açıklayıp kitabın ilk bölümünü noktalamaktadır.

 

Eserin ikinci bölümü “Çocukta Din Duygusu ve Allah Tasavvuru,” bölümün ilk başlığı ise “Çocukta Dini Duygunun Varlığı”dır. Müellif çocukta din ve inanç duygusunu çeşitli yönlerden ele almaktadır. Bunu da önce, memleketimizde yapılan araştırma sonuçlarını ortaya koyarak, sonra batılı psikologların görüşlerine yer vererek yapmaktadır. Ayrıca bu duygunun Kur'an-ı Kerim ve Hadis'-i şeriflerde ne şekilde yer aldığına değinerek islam bilginleri ve filozoflarının bu konudaki görüşlerini tahlil etmektedir. Bundan sonra ise bu bölümün ikinci başlığı olan “Çocukta Din ve Allah İnancının Gelişimi” konusuna geçer. Bu başlık altında önceki konuda tespit edilen inanç duygusunun gelişme dönemindeki özellikleri ele alınır. Çocuğun dini gelişiminde iç ve dış faktörleri sıralayan yazar. Çocukta dini ilgi ve inanma ihtiyacını açıklayarak esere devam eder. Bölümün son başlığı ise “Çocuklarda Allah Tasavvuru ”dur. Ay, kısaca tasavvur kavramını açıkladıktan sonra çocuklarda somut Tanrı tasavvurunu Yurdagül Konuk tarafından yapılmış olan bir araştırmada[3] çocuklara konuyla ilgili yöneltilen sorulara yer vererek açıklamayı tercih eder. 5-6 yaş grubu çocuklarla yapılmış olan bu çalışma çocukların "Allah nerede?" , "Allah kiminle birlikte?" vb. sorularına verdikleri cevaplar konuyu anlama açısından oldukça faydalıdır. Araştırmadan çıkan çarpıcı bir sonuç da çocuklara yöneltilen "Çocuklar Allah'tan korkar mı?" sorusuna alınan cevaptır. Araştırmaya katılan çocuklar temelde Allah'a dostça hisler besledikleri halde, bazıları Allah'tan korktuklarını ifade etmişlerdir. Allah'tan korkma sebeplerinin başında, yaramazlık yapanların, annesinin babasının sözünü dinlemeyenlerin cehenneme atılacağı gelmektedir. Allah'ın çarpabileceği, herkesin O'ndan korktuğu, insanları taşa çevirebileceği ise diğer sebeplerdir.[4] Ailenin yanlış telkinleriyle ortaya çıkan bu korku duygusuna Müellif eserin dördüncü bölümünde temel duygulardan bahsederken tekrar değinir. Batıdaki bir araştırmadan da kısaca bahseden müellif ayrıca bölümün devamında çocukların konuyla ilgili sorularına yetişkinlerin nasıl cevap vermesi gerektiğiyle ilgili Muallim Selçuk'un belirlediği prensiplere de yer vermektedir. Bu prensipleri şöyle sıralaya biliriz;

1) Çocuk neyi sormuşsa ona cevap verilecektir.

2) Cevap, çocuğun tecrübe ve anlayışına göre ayarlanmalıdır.

3) Çocuğa verilecek cevapta samimi olunmalıdır.[5]

 

Bu bölüm Allah tasavvurunda 7-9 yaşın önemine değinerek son bulur. Müellif konuyu şu ifadelerle özetler; "özetle, üç yaşından itibaren Allah hakkında bilgi edinmeye başlayan çocuk, önceleri antropomorf bir nitelik taşıyan tasavvurlarını 7-9 yaşlarında mücerred bir şekle dönüştürür. Yine bu yaşlarda Allah'ın gökte olduğuna inanırken, 10-12 yaşlarında ise O'nun her zaman ve her yerde olduğunu kabul eder ve diğer yönlerde olduğu gibi, Allah 'ı tasavvur hususunda da bir gelişmeye yöneldiği görülür."[6]

 

Üçüncü bölüm “İslam'da Çocuğun Değeri ve Ailenin Önemi.” "Aralarında birine kızı olduğu söylendiği zaman içi gamla dolarak yüzü simsiyah kesilir, kendisine verilen kötü haber yüzünden halktan gizlenmeye çalışır. Onu utana utana tutsun mu, yoksa toprağa mı gömsün? Ne kötü hükmediyorlar!"[7] Müellif bu ayete yer vererek Hz. Muhammed'in(s.a.v) peygamber olarak gönderildiği toplumun zihniyetini açıklar. Kız çocuklarını diri diri gömen bu toplum İslam’la şereflenince kız olsun erkek olsun bütün çocuklara sevgi ve şefkat göstermiştir. Kur'an ayetleri ve hadislerden örnekler veren müellif İslam'ın çocuklara ne derece önem verdiğini ortaya koymaktadır. Sonrasında ise din eğitiminde ailenin önemine değinir. "Her doğan çocuk fıtrat üzere doğar; sonra ebeveyni onu Hıristiyan, Yahudi veya Mecusi yapar. Eğer ana babası Müslüman ise çocuk da Müslüman olur."[8] Hadisi konunun önemini anlamak açısından önemlidir. Müellif aynı hadisi eserin birçok yerinde tekrar etmektedir. Ailede din eğitiminin önemiyle ilgili çarpıcı bir örnek olarak yazar Ömer Seyfettin'in Annesiyle beraber kıldığı ilk sabah namazı anısına yer verir ve bu anının O'nun ruhunda ne derece tesirli olduğunu anlatan yine Ömer Seyfettin'e ait bir paragrafla devam eder. Çocukluğun ilk yıllarındaki din eğitiminde tek sorumlu olanın aile olduğunu örneklerle açıklayan müellif kitabın dördüncü ve son bölümüne geçmektedir.

 

Müellif son bölümde artık Allah'a iman öğretimindeki temel prensipleri önceki bölümlerde edindiğimiz bilgilerden de faydalanarak açıklıyor. Bu temel prensipleri açıklamadan önce ise eserin ilk bölümünde gelişiminden bahsettiği temel duyguların iman öğretiminde ne derece söz sahibi olduğunu açıklıyor. Ümit ve bağlanma duygusu; iman duygusu, sevgi ve korkudan kaynaklanarak, sonradan ümit, bağlanma ve hayranlık duygularına dönüşür.[9]Allah sevgisi; duygusal gelişimin temel unsurlarından olan sevgi, aynı zamanda dinin de temelini oluşturan duygulardandır. Allah sevgisi insanda yaratılıştan mevcut olan bir duygu olup, Allah'a karşı sevgi telkin etmeyen bir dinin düşünülmesi ise insanlık duygusuna aykırıdır.[10] Allah korkusu; kişide Allah korkusunun bulunması Kur'an ve hadislerde olması gereken özelliklerden sayılırken, günümüz toplumunda Allah korkusunun çocuklara yanlış telkin edilmesi çocuklarda ruhsal sorunlara yol açmaktadır. Müellif temel duyguların imana etkilerini açıkladıktan sonra Allah'a iman duygusunun ruh sağlığı açısından önemine değinir ve aşağıda sadece başlıklarına yer vereceğimiz Allah'a iman öğretimindeki temel prensipleri önem sırasına göre açıklar:

a) Allah sevgisini esas alın.

b) Müsamahalı ve hoşgörülü olun.

c) Tedricilik esasına özen gösterin.

d) Yer ve zaman faktörlerini dikkate alın.

e) İdeal şahsiyetleri örnek gösterin.

f) Çocuğunuzun gönlüne hitap edin.

g) Çocuğunuzun dikkatini etrafındaki eşya ve olaylara yöneltin.[11]

Bu maddelerin izahından sonra sonuç bölümünde, müellif eserin genel bir değerlendirmesini yapıyor ve eserini nihayetlendiriyor.

Kanımızca eser müellifin giriş bölümünde şu iki madde ile açıkladığı amacını erişmektedir;

"a) 2-10 yaşları arasındaki çocuğun sosyal, zihinsel ve duygusal gelişimini –Gelişim Psikolojisi kaynaklarını esas almak üzere- çocuk psikolojisi ve eğitimiyle ilgili eserlere dayanarak tespit etmek ve yeri geldikçe, çocuğun dini gelişimine ait bilgilere de yer vermek; dolayısıyla, anne babalara çocuğun psikolojik yapısı hakkında bir takım bilgiler sunmak,

b) Bu tespitler ve bilgiler ışığında, yetişkinlerin, en doğru şekliyle öğretmek ve kazandırmak zorunda olduğu, Allah'a iman konusunda, dikkat edilmesi gereken esasları belirlemeye çalışmaktır."[12]



[1] Mustafa Öcal, "Türkiye'de Din Eğitimi Tarihi Literatürü", Türkiye Araştırmaları Literatür Dergisi,

Cilt: 6, Sayı: 12, yıl: 2008, s. 399-430.

 [2] Mehmet Emin Ay, Çocuklarımıza Allah'ı Nasıl Anlatalım? Timaş yay., İstanbul 2015.

[3] Ay, a.g.e., s. 94-100.

[4] Ay, a.g.e., s. 100

[5] Ay, a.g.e., s. 107-109.

[6] Ay, a.g.e., s.114.

[7] Nahl Suresi, 16/58,59.

 [8] Müslim, Kader, 25.

 

[9] Ay, a.g.e., s. 140.

[10] Ay, a.g.e., s. 141.

[11] Ay, a.g.e., s. 147-178.

[12] Ay, a.g.e., s.23.

Copyright 2018 © RAHLE DERGİSİ