HOCA İSRAFI
Tatminsizlik insanın en temel sorunlarından biridir. Her ne kadar ‘itminan’ iman ehli için tavsiye olunan bir hâl ise de maymun iştahlılık anlamında tatminsizlik, insanı doyumsuzluğa mahkum eden çok boyutlu bir hastalıktır. Sahip olduğunun değerini bilemeyen insan, Dimyat’a pirince giderken evdeki bulgurdan olma hali ile karşı karşıya kalır.
Günümüz sohbet halkalarının da temel sorunlarından birisi, sohbeti yapan hocalara karşı tatminsizliktir. Hocaların bilgi, yaşam ve anlatım yönüyle yetersizlikleri, şüphesiz ayrıca ele alınması gereken bir konudur. Ancak bu durum, tatminsizliğin sınır tanımaz israfına meşruiyet kazandırmaz. Her yönüyle kamil bir hoca bulmaya çalışmak, bir muhal peşinde koşmaktır (olanaksızdır). İnsan olması hasebiyle hocaların da eksik olması kaçınılmazdır. Ayrıca yine insan olarak hocalar da halden hale geçerler. Bir halleri bir hallerini, bir günleri bir günlerini tutmayabilir. Sevindikleri, üzüldükleri, heyecanlandıkları vb. durumlar onların sohbet anlatmasına olumlu veya olumsuz etkide bulunur. Sohbete katılan kişi, hocanın bu durumlarını bilerek sohbeti dinlemelidir. Ne var ki, günümüz Müslümanları -hocalarını ve hakikatin bizzat kendisi sandıkları kimi eserlerini mutlaklaştıran çeşitli kesimleri bir kenara koyarsak- bu gerçekliği göz ardı ederek, hocalarını tatminsizliklerinin kurbanı ederler. Bir türlü hoca beğenmeyen ve sohbet hususunda dikiş tutturamayan bir konuma düşerler.
Ayrıca bilinmesi gereken bir başka husus da şudur ki, birinin tatmin olmadığı bir hoca, diğerleri için son derece tatminkar olabilir. Bu durum dikkate alınmalı ve eğer varsa kendindeki eksiklik veya ön kabul tashih edilmelidir. Zira çoğu zaman şeytan ve nefs, kişiyi hayrdan men etmek için vesvese yağmuruna tutar.
Hoca israfında dikkat edilmesi gereken bir başka husus; insanın yapısında var olan sürekliliğe karşı bıkkınlıktır. Modern zamanların insanında had safhaya varmış olan çabuk bıkma ve usanma problemi, çeşitli boyutlarıyla Müslümanları da etkisi altına almış durumdadır. Pek çok amel karşısında bıkkınlık ve usanma duygusu, hocalara karşı da yoğun bir şekilde yaşanmaktadır. Neticede nerede ise ya denenmemiş hoca kalmamakta veya yapılan sohbetler sık sık akamete uğramaktadır.
Hoca israfına sebep olan yaklaşımlardan bir diğeri, hocalardan sürekli yeni ve parlak tespitler, sözler ve çıkarımlar beklemektir. Bu beklenti bazen hocaları da etkisi altına alır ve kendilerini helak etmeye götürür. Halbuki hocanın yaptığı iş, çoğu zaman bilinen şeyleri yeniden hatırlatmaktır. Modern çağın açmazlarından olan sürekli yeni, konforlu ve cezp edici ürünler/sözler üretmek, sohbet ortamlarını da tesiri altına almıştır.
İslam’ın hedeflediği insan tipi bütün çağlarda aynı olduğu gibi, gerek bunun önündeki engeller ve gerekse insanda fıtraten bulunan zafiyetler de aynıdır. Öyleyse İslam’ın bu durum için tavsiye edeceği tedavi de tüm zamanlar ve mekanlar için aynıdır. Kaldı ki bu gök kubbe altında söylenmedik hiçbir sözün kalmadığı da bilinmelidir.
İslamî eğitimin ve dolayısıyla sohbet ortamlarının vazgeçilmezi olan hocalara karşı onların değerini düşürecek, kişiliklerine halel getirecek, onları etkisizleştirecek ve böylece israf olunmasına sebebiyet verecek bir diğer husus; onlarla samimiyet adına laubali ilişkiler kurmaktır. Daha önce de işaret ettiğimiz bu durum, kendi değerlerimizi tüketmek adına son derece zararlıdır. Bu durumun sebepleri arasında gerek hocanın ve gerekse talebelerin sınır aşan ilişkileri yanında, eğer hoca, talebelerin arasından çıkmış bir arkadaşları ise onun hocalığını bir türlü kabullenememe veya içselleştirememe gibi sorunlu bir yaklaşımda bulunmaktadır.
Sohbet ehli bilmelidir ki, israf haramdır. En kötü israf ise başta kendisi olmak üzere insan israfıdır. Kendini israf etmenin en önemli sebeplerinden biri, Müslüman kimliği inşa ve ihya eden sohbetlerin israfıdır. Sohbetleri israf etmenin önüne geçmenin yolu, hoca israfına engel olmaktan geçer.
SOHBETİ BAŞKASI İÇİN DİNLEMEMEK
Geçen sefer, “Sohbeti Başkası İçin Dinlemek” şeklinde ifade ettiğimiz sorunun ne olduğunu yazmıştık. Burada farklı bir olguyu ele almaya çalışacağız.
Bilinmeli ki ilim, modern cahiliyenin aksine İslam’da özel bir mülk olmayıp, yayıldıkça anlam kazanır. Kur’an bize ilmi tekellerine alan ve işlerine geldiği gibi onu kullanan, zaman zaman da onu gizleyen veya eğip bükerek tahrif edenleri Allah’ın nasıl tehdit ettiğini bildirir. Sahih bilginin yayılması, o bilgi ve ona muhatap olanlar için bir bereket olduğu gibi Allah’a karşı sorumluluk bilinci taşıyan her Müslüman için de bir kulluk zorunluluğudur.
Hem kişi bilmeli ki, sahih bilgiyi taşıdığı müddetçe kendi zihninde kalıcı bir tesir meydana getirir. Sözü sohbette dinleyip orada bırakmak, onu unutmaya terk etmektir. Bilginin afeti ise onu unutmaktır. Kaldı ki unutulan bilgi; amele dönüşmez, hayat için bir anlam ifade etmez ve bir bilgi kirliliğine dönüşüp entelektüel bir malzemeden ibaret kalır. Bu durum, sahih bilginin başına gelecek en büyük felakettir. Nitekim bizden önceki ümmetlerin yaşadığı felaket de budur.
Bu anlamda günümüz Müslümanlarının yaşadığı önemli bir sorun olarak sohbeti, sohbet meclislerine hapsetmek ve onu dışarıya taşımamak, büyük bir tehlike arz etmektedir. Hz. Peygamberin (sa) Veda Hutbesinde dile getirdiği: “Burada bulunanlar, dinlediklerini burada bulunmayanlara aktarsın. Ola ki, onlar içinde sözü daha iyi kavrayanlar bulunur.” şeklindeki ifadesi, sohbet ehli için temel bir anlayış olmalıdır.
Bu yönüyle sohbeti başkası için dinlemek, sohbeti hayata taşıdığı gibi, yaşanılabilir kılar.
Müslümanlar olarak yaşadığız sorunlarımızdan birisi olan, kendi gündemlerimizi oluşturamamak ve başka gündemlerin peşine takılıp gitmek şeklindeki sorunumuzun çözümü de yine buradadır. Sohbette dinlediğimiz ayet ve hadisleri dışarıya taşımak, sohbette dile getirilen hakikatleri dışarıdakilerle paylaşmak, onlarla gündem etmek, bu sorunu çözecek en etkili ilaçtır. Sohbet ehlinin zirvesi oldukları için kendilerine sahabe ismi verilen o güzel insanların (Allah hepsinden razı olsun) en temel vasıflarından biridir, sohbeti başkaları için de dinlemek. Onların bu özelliği, Kitab’ı ve Sünnet’i bugüne kadar taşımıştır.
Sohbeti dışarıya taşımak için bugün pek çok teknolojik imkan varsa da kastımız bizatihi sohbet ehli tarafından taşınmasıdır. Sohbete katılan her bir fert sohbette dinlediklerini aile ortamına taşıyarak aile fertlerinin bilgisini ve ilgisini arttırdığı gibi ailesinde İslam’ın yaşanmasına da vesile olur. Ayrıca sohbeti iş, okul ve benzeri hayatın her safhasına taşımak, hayatın ve toplumun İslamlaşması için büyük bir vesile olacak ve onların gündemleri İslam ile şekillenecektir.