21. Yüzyılda Büyük Göç: Uluslararası Öğrencilik ve Öğrenciler - rahle.org

21. Yüzyılda Büyük Göç: Uluslararası Öğrencilik ve Öğrenciler - rahle.org

21. Yüzyılda Büyük Göç: Uluslararası Öğrencilik ve Öğrenciler


Facebookta Paylaş
Tweetle

 

Ebubekir ARMAĞAN


Giriş:

Tarihi boyunca, kimi insanlar ve insan toplulukları siyasi, ekonomik, dini, kültürel, doğal nedenlerden

dolayı içinde doğup büyüdüğü coğrafyayı terk ederek farklı bir coğrafyaya göç etmişler ve yaşamlarının bir kısmını ya da geri kalan kısmının tamamını göç ettikleri mekânlarda tamamlamışlardır.

Özellikle siyasal nedenler ve bunlara bağlı olarak ortaya çıkan savaşlar, ekonomik bunalımlar insanoğlunu kitleler halinde göçe zorlamıştır. İçinde yaşadığımız yüzyılın ilk çeyreğinde de durumun değişmediği ortadadır. Bugün dünyanın en büyük sorunlarından biri mültecilik problemidir. Şüphesiz insanoğlunu başka bir coğrafyaya göç etmeye sevk eden en önemli amil, hayatını idame ettirebilme itkisidir.

Bu yazıda, özellikle son 50 yılda dünyada etkisini yavaş yavaş hissettirmeye başlayan ve son 20 yıl içerisinde Türkiye’yi de etkisine alan eğitim amaçlı hicreti konu edineceğiz. Hiç şüphe yok ki insanoğlunun sahip olduğu en temel güdü olan hayatta kalma itkisi nedeni ile hicret etmesinden çok daha farklı sebeplere mebni olan eğitim amaçlı hicret, birbiri ile mukayese edilemeyecek düzeydedir. Bu vesile ile yazımızda Uluslar arası Öğrenci dolaşımının bireysel, toplumsal, siyasal ve ekonomik sonuçları, Dünya ve Türkiye ölçeğindeki istatistikî bilgiler değerlendirilmeye tabi tutulacaktır. Ayrıca Türkiye’nin bu alandaki çalışmalarının tarihçesi hakkında bilgi verilecektir.

Uluslararası Öğrenci Nedir?

Dil, lise, ön lisans, lisans, yüksek lisans ve doktora eğitimi almak üzere, içinde doğduğu, büyüdüğü, kültürünü, yaşam biçimini, dünya görüşünü aldığı ailesini, çevresini ve ülkesini bırakıp, ülkesinin sınırları dışına çıkan ve gitmiş olduğu ülkede, o ülkenin uluslararası öğrencilik yasal mevzuatlarına göre belli bir süre ikamet eden her kişi “uluslararası öğrenci” tanımlamasına girer.

Dünya’da Uluslararası Öğrenciler: Uluslararası öğrenciler, genç nüfusun az olduğu gelişmiş ülkeler başta olmak üzere birçok ülkede, ekonomik kalkınmaya ve uluslararası rekabet gücüne büyük katkı sağlayan insan kaynağı olarak değerlendirilmektedir.

İnsan kaynağı olarak sağladıkları katkılara ek olarak, uluslararası öğrenciler, hem ödedikleri öğrenim ücretleriyle hem de konaklama, seyahat ve gündelik ihtiyaçlarını gidermek için aile fertleri ile birlikte yaptıkları harcamalarla, bulundukları ülkenin ekonomisine doğrudan ekonomik girdi sağlamaktadır.

 Uluslararası öğrenci dolaşımı, ülkeler ve kültürler arasında karşılıklı anlayışı, işbirliğini ve dayanışmayı artırdığından önemli bir dış politika ve kamu diplomasisi aracı olarak değerlendirilmektedir.  1980 yılında 1 milyon olan uluslararası öğrenci sayısı, sürekli artarak 2000 yılında 2 milyona, 2009 yılında ise 3,7 milyona ulaşmıştır.

Amerika Birleşik Devletleri, sayı olarak en fazla uluslararası öğrenci bulunduran, önemli bir cazibe merkezi konumundadır. ABD, bütün uluslararası yükseköğretim öğrencilerinin % 18’ine ev sahipliği yapmaktadır. ABD’de bu rakam 750.000’ine yakındır. ABD’yi sırasıyla İngiltere (% 10), Avustralya (% 7), Almanya (% 7) ve Fransa (% 6,8) takip etmektedir. Uluslararası öğrencilerin yaklaşık yarısı, bu beş ülkede eğitim görmektedir.

Çin Halk Cumhuriyeti yurtdışına en fazla öğrenci gönderen kaynak ülke konumundadır. Dünyadaki uluslararası öğrencilerin %15,3’ü Çin Halk Cumhuriyeti’ndendir. Çin Halk Cumhuriyeti’ni sırasıyla Hindistan (% 5,5), Kore (% 3,5), Almanya (% 2,8) ve Türkiye (% 2,0) takip etmektedir. Bu beş ülkeden yurtdışına yükseköğrenim görmeye giden öğrenciler, toplam uluslararası öğrencilerin yaklaşık %30’unu oluşturmaktadır.¹  Türkiye’de Uluslararası Öğrenciler: Türkiye’ye Osmanlı’nın son döneminden bu yana farklı ülkelerden eğitim amacı ile gelenler olduğu biliniyor. 1960’lı yıllarda ise Ortadoğu’da baş gösteren dikta rejimlerinin baskılarından dolayı hicret eden insanlar arasında eğitim amacı ile gelenlerin sayısı azımsanamayacak düzeydedir.²

1990-91 yıllarına gelindiğinde ise SSCB yıkılması komünist bloğun çökmesi sonucu, dünya üzerinde yaşanan çalkantılı değişimlerden elbette ki uluslararası öğrenci dolaşımı da almış ve dönemin yöneticileri tarafından Türkiye’ye öğrenci getirilmeye başlanmıştır. Özellikle SSCB’nin yıkılması ile bağımsızlıklarını açılayan Türk Cumhuriyetlerinden ciddi sayılarda öğrenci gelmeye başlamıştır. Bu öğrenci hareketliliğine ise Büyük Öğrenci Projesi (BÖP) adı verilmiştir. Fakat bu geniş görüşlü, isabetli girişim dönemin siyasi istikrarsızlığı, uluslararası öğrenciler bir yana, kendi vatandaşı olan öğrencilere bile yeterli eğitim alt yapısı sunamayan devletin organları, uluslararası öğrencilere de yeteri kadar ilgi gösterememiştir.

Türkiye’ye eğitim almaya gelmiş bir uluslar arası öğrencinin en büyük problemi Türkçe dil yetersizliğidir. Türkiye’de mevcut olan yabancı dil konuşamama zafiyeti de göz önüne alındığında, mevcut durumun bir uluslararası öğrenci açısından hiç de kolay olmadığı anlaşılacaktır. Kayıt işlemleri sırasında karşılaşılan bürokratik engellere bir de dönemin sert devlet yapısının eklenmesi söz konusu süreci başından baltalayan önemli bir unsur olarak göze çarpmaktadır.

Eğitim dilinin Türkçe olması doğaldır; lakin verilen Türkçe Dil eğitimin yeterliliği ayrı bir sorun olarak 20 küsur senedir uluslararası öğrencilerin karşısında durmaktadır. Özellikle ilgili kurumda Türkçe dil eğitimi alan öğrenciler Üniversite eğitimine başladıkları andan itibaren ciddi anlamda zorlanmaktadırlar; çünkü öğrendikleri Türkçenin pratikte, özellikle de üniversitede ders ortamında karşılığı yoktur. Ayrıca Türkçe Öğretim Kitaplarının seküler bir zemine yaslanarak hazırlanması³ özellikle Müslüman Ülkelerden gelen uluslararası öğrencileri olumsuz etkilemektedir.

Barınma koşullarının sağlıklı olmaması, sağlık imkânlarının yetersiz olması, akademik eğitim müfredatının farklılığı gibi hususlar uluslararası öğrencilerin başarı oranını düşürmüştür.

“BÖP’ün başladığı tarihten bu yana ülkemize Türkiye Cumhuriyeti Devleti Burslusu olarak gelen 32.000 öğrenciden yalnızca 9541’i mezun olabilmiş, yaklaşık 16.000 öğrencinin ise bursu kesilmiştir.”⁴

2005 yılından 2011 yılına kadar geçen sürede mevcut hükümetin konuya eğilmesi ile birlikte uluslararası öğrenci sayısında %57’lik bir artış sağlanmıştır. 2013 yılı itibari ile Türkiye’de okuyan uluslararası öğrenci sayısı 156 ülke ve özerk bölgeden 40 bine yakın uluslararası öğrenci, eğitim için ülkemizde bulunmaktadır. Uluslararası Öğrencilerin Türkiye’ye gelişleri dört yolla olmaktadır:

1. Türkiye Burslusu olarak gelenler. 2. Kendi imkânlarıyla gelenler.

3. IDB (İslam Kalkınma Bankası), Türkiye Diyanet Vakfı ve diğer STK’ların getirdikleri.

4. Üniversitelerin burslu olarak gelenler. Uluslararası Öğrenci Dolaşımının Ekonomik Etkileri:

Ülkesini, toprağını bırakıp farklı bir ülkeye eğitim için giden uluslararası öğrenciler, eğitim aldıkları ülkede belli bir süre ikamet etmekte ve eğitim masrafları, barınma harcamaları, giyim, yeme – içme gibi temel ihtiyaçları için harcama yapmak durumundadırlar. Bu bireysel harcamaların uluslararası öğrencilerin sayısının fazla olduğu ülkelerde nasıl bir çığ etkisi bırakacağı da göz önüne alınmalıdır.

Uluslararası öğrenciler hem ekonomik hem de beşeri sermaye açısından önemli fırsatlar sunmaktadır. Bu nedenle gelişmiş yükseköğretim sistemlerine sahip ülkeler bu fırsatlardan daha fazla yararlanabilmek için kıyasıya rekabet etmektedirler.

Bununla birlikte, uluslararası öğrencilerin yoğun şekilde rağbet gösterdiği ülkelerde, bu alan ile ilgili yeni istihdam alanları da oluşmaktadır.

“Bu çerçevede Kanada'da yaklaşık 80 bin kişiye istihdam olanağı sunulduğu belirtilmektedir. Yine Kanada’da uluslararası öğrencilerin ülke içinde yaptıkları harcamalar toplamı, ülkenin en önemli ihracat sektörlerinden elde edilen gelirleri dahi geride bırakabilmektedir.”⁵


 Avustralya’da da durumun benzer olduğunu görmekteyiz. “Uluslararası eğitim faaliyetleri, hizmet sektöründe ihracatta birinci sırada yer almaktadır.”⁶ 

 

Uluslararası Öğrenci Dolaşımının Siyasal Etkileri:

Uluslar arası öğrenci dolaşımının bıraktığı siyasi etkileri bu makalede yeterli düzeyde anlatabilmenin imkânı söz konusu değildir. Lakin İslam Dünyasının ya da 3. Dünya ülkeleri olarak adlandırılan ülkelerin mevcut yönetimlerinin eğitim aldıkları havzalar incelendiğinde bu durumun boyutları hakkında ipuçları elde etmek mümkündür.

Bangladeş’te mevcut hükümetin Müslüman cemaatlere ve oluşumlara karşı giriştiği acımasız savaş hepimizin malumudur. Bangladeş’in mevcut hükümetinin başındaki ismin üniversite eğitimini İngiltere’de tamamlamış olması, Suriye rejimin acımasız yöneticilerinin eğitim havzalarının batı olması, Türkiye’nin 2001 yılında başına gelen ekonomik krizden çıkmak için ABD’den çağırtmış olduğu Türk asıllı kişinin ABD’de eğitim almış olması birer tesadüf olarak nitelendirilmez.

Neticede dil öğretimi ve akademik eğitim, aynı zamanda bir kültür ve dünya görüşü aktarımıdır. Uluslararası öğrenci dolaşımı emperyal ülkeler açısından 21. yy’da sürdürmek istedikleri dünya hegemonyası için vazgeçilmez bir unsur olarak gözükmektedir.

Türkiye’de Uluslararası Öğrenci Çalışması Yapan STK’lar Tecrübesi:  Türkiye’nin yönetim anlamında son 3 yıla kadar herhangi bir vizyon ve misyon eğitimine ve tecrübe aktarımına tabi tutamadığı uluslararası öğrenciler için ilk olarak 2004 yılında İstanbul’da İHH İnsani Yardım Vakfı Bünyesinde Bab-ı Alem Uluslararası Öğrenci Derneği adıyla bir çalışma başlamıştır.

Bugün Türkiye’de 16 ayrı Uluslararası Öğrenci Derneği faaliyet göstermekte ve bu STK’lar UDEF (Uluslararası Öğrenci Dernekleri Federasyonu) kısa adıyla bir federasyon çatısı altında toplanmışlardır. Bununla birlikte tali çalışma alanı olarak uluslar arası öğrenci çalışması yapan 20’ye yakın STK ve Vakıf faaliyet göstermektedir.

Bu alanda Uluslararası Öğrenci Çalışması yapan STK ve Vakıfların yaklaşık 10 yıllık tecrübesi son derecede büyüktür ve asıl önemli olan kısmı ise bu çalışmaların Müslümanların eliyle yürütülüyor olmasıdır. Bu son derecede memnuniyet veren bir durumdur, elhamdulillah.

Uluslararası Öğrenci çalışması sivil toplum, vakıf ve cemaat tecrübesinin aktarılması, teşkilatlanma ve organizasyon kabiliyetlerinin gelişmesi, ümmet gerçekliğinin teoriden pratiğe aktarılmasında son derecede önem arz etmektedir.

Bugün Türkiye’de eğitim görüp çeşitli cemaat, STK ve vakıf çatısı altında faaliyetlerde bulunan, eğitim çalışmalarına katılan ve mezun olup ülkelerine dönen uluslararası öğrenciler, burada edindikleri tecrübeleri ülkelerine taşımaktadırlar. Bugün Arnavutluk, Etiyopya, Bangladeş, Kamerun, Lübnan, Pakistan, Ürdün, Karadağ, Çad gibi ülkelere uzanan geniş bir coğrafyada Türkiye’den mezun olan ve yukarıda mezkur alanlarda tecrübe edinen uluslararası öğrenciler ülkelerinde insani yardım çalışmasından, cemaat yapılanmasına, eğitim çalışmalarından, siyasi parti kurulumuna kadar bir çok alanda aktif haldedirler.

SONUÇ:

Uluslararası Öğrenci dolaşımı yukarıda da zikredildiği üzere siyasi, ekonomik, kültürel boyutlarda etkileri olan bir alandır. Türkiye’deki uluslararası öğrenci sayısının her geçen yıl artış göstermesi önümüzdeki 10 yıl içerisinde mevcut sayının yüz binin üzerine çıkacağını göstermektedir.

Uluslararası öğrenci dolaşımı büyük bir kitlesel harekettir. Bu alan, kendi kaderine terk edilecek bir alan değildir. Bu alan ile meşgul olan İslami kurum ve kuruluşlara destek olunmalıdır. □

*Yazarımız, halen Bursa İpekyolu Uluslararası Öğrenci Derneği Başkanlığını yürütmektedir. Dipnotlar:

1. “SETA” ULUSLARARASI ÖĞRENCİ RAPORU, Murat Özoğlu, Bekir S. Gür ve İpek Coşkun, 2012. 2. Türkiye’de Misafir Öğrenci Tasavvuru – Bab-ı Âlem Uluslararası Öğrenci Derneği – Mayıs 2013. 3. Örneğin; Okuma Parçası: Nuh Tufanı Mitolojisi / Türkiye’de Yılbaşı Kutlamaları vb.

4. “SETA” ULUSLARARASI ÖĞRENCİ RAPORU Murat Özoğlu, Bekir S. Gür ve İpek Coşkun 2012. 5. Mahmut Özer – Türkiye’de Uluslararası Öğrenciler http://www.higheredu-sci.org/text.php3? id=1550.

6. Mahmut Özer – Türkiye’de Uluslararası Öğrenciler http://www.higheredu-sci.org/text.php3? id=1550.

 

Copyright 2018 © RAHLE DERGİSİ