KIYÂME SURESİ - 20-21 - rahle.org

KIYÂME SURESİ - 20-21 - rahle.org

KIYÂME SURESİ - 20-21


Facebookta Paylaş
Tweetle

Murat BAYRAK

Gönül..

Cennetin sonsuz güzellikleri için yaratılmış; her güzeli  huri, her güzelliği firdevs sanmaya teşne ruh tecellisi..

Gönül..

Terazisinin ayarı bir türlü sabit duramayan, bir dem altın  tartacak kadar hassas, bir dem kömürü dahi ölçemeyecek  kadar bî-ayar sırr-i sübhani..

Ve gönül..

Bizim Yunus’un diliyle:

Hak bir gönül verdi bana / ha demeden hayran olur..

Bir dem gelir şadan olur / bir dem gelir giryan olur..

Bir dem gelir İsa gibi / ölmüşleri diri kılar..

Bir dem girer kibr evine / Firavn ile Haman olur..

Diye vasfedilen yukarının yukarısından aşağının aşağısına  çıkan-inen latife-i Rabbani..

Bütün mesele, bu gönlün zimamını elinde tutması gereken  aklın, gönlü nasıl zabt-u rabt altına alacağı..

***

“Kellâ...”

Kuran-ı Kerim’de her nerede geçse mü'min ruhları bir ilahi  ikaz pençesiyle dağlayan ifade…. Gah anlatılan bir mesele- den sonra gah anlatılacak bir bahisten önce gelen; ama her  nerde gelse aynı sert ikazı yapan ifade: “Kellâ...”

Hayır, hayır.. Siz yanlış düşünüyorsu- nuz..”

Hayır, siz yanlış değerlendiriyorsunuz...”  Hayır, işin aslı sizin düşündüğünüz gibi  değil...”

Uyarı bellidir: Ayete muhatap olanlar her  kimse ciddi bir yanlış üzeredirler. Ve ayet- ler, ateşe koşan bir çocuğun önüne kolu- nu uzatıp onu tutan baba gibi içten içe  şefkat dolu; dıştan dışa asık bir sûret ve  sert bir ifadeyle önümüze geçer ve konu- şur: “Dur, yanlış bir yerdesin, yanlış bir  yöndesin. Yanlış yapıyorsun...”

***

Gönül; ister ki her elinin uzandığı onun  olsun, her arzuladığına kavuşsun. Her neyi  sevse erişsin; her neyi sevmese ondan  uzak olsun. Bunlarla kalmaz; mal ister,  maldan ziyade; mülk ister, ortaktan aza- de.. Toprak ister, ovalar boyunca; su ister,

vadiler dolusunca..

Bütün altınları alsa doymaz, gümüşleri de  bana verin derdine düşer.. Safkan Arap  atlarına sahip olsa, hecin develerini de  ister. Amma hepsinden daha derin bir  derdi vardır: Bunları hemen ister. Yarına  kalmadan bugün sahip olmak ister.

Hayır, hayır.. Yanlışınız var. Siz, hemen  olanı seviyorsunuz.”

***

Her insanın özünde işlenmiş bir sır olarak  durur: Bu dünya, hızla geçip gidecek; elin- de avucunda ne varsa kaybedilecek; ölüm  denen bir hakikat kapısından başka bir  aleme gidilecek. Şu an itibariyle dokuna- bildiği, ulaşabildiği ve sahip olabildiği her şey aslında elinden uçup gidecek ve bir  hatıradan ibaret kalacak.

Ancak farkında değildir, ruhunda münde- miç bu hakikatin. Farkında değildir; kay- bedeceğinin kesin olmasından korktuğu  için elde etmeye ve elinde tutmaya çalıştı- ğının. Bilmez, hemen olanı istemesinin, az  sonra gidecek olmasından olduğunu..

Tek derdi vardır: Bu alemdedir ya; bu  dünyadadır ya; dünyadaki her şeyi kendi- nin olsun ister. Her gördüğünü, dokundu- ğunu, sahip olduğunu baki sanmayı tercih  eder.

Ah gönül..

Olabildiğince kısa sürede kaybedeceği  şeylere sahip olabilmek için alabildiğine  uğraşan gönül..

Hayır, hayır.. Yanlışınız var. Siz, hemen  olanı seviyorsunuz.

***

Bir bu yanlışa kalsa ne gam... Gönül bir  kere yanlış yola girdi mi, tut ki nasıl tuta- sın… Gündeminden çıkarır yolcu olduğu- nu… Ne nerden geldiği ile sorgular kendi- ni, ne de nereye gideceği ile hesaba çe- ker…. Şu an burada olmanın verdiği iştah  ile bu dünyanın sevdasına kapılır  ve menzili unutur.

“Dost bulunmaz hayal ile düş ile 

yetilmez menzile bu gidiş ile” diyen şairi  duymaz. 

Zaten gitmeyi hiç istemez, gündeminden  çoktan çıkarmıştır. Hesabı kitabı hep bu  dünya içindir. Derdi tasası hep yaşadığı  günlere dairdir. Sevinci kederi hep elinin  dokunduğu, gözünün gördüğü ile ilgilidir. 

Ticareti yanılış yapmaya başlamıştır: Bu- gün biraz yatırım yapıp yarın çok kazan- mak yerine, yarını komple verme pahasına  bugünü satın almaya çalışmaktadır.

Yakın olanla hemhal olmuş; uzak olanı  unutma sevdasına düşmüştür. Dünya ile  hemhal olmuş, ahireti hesaptan çıkarmış- tır. Ondandır ki ikaz sert gelmektedir:

Hayır, hayır.. Yanlışınız var. Siz, hemen  olanı seviyorsunuz. Ve sonra geleni  (ahireti) hiç düşünmüyor, bırakıyorsunuz.  ***

Bir yanlış düşüncenin, hatalı tasavvurun,  hakikatsiz anlayışın ve bunlardan doğan  mefkuresi bozuk hayatın sahibi insana bir

çağrıdır bu iki ayet...

Kendine bir baksana; hayatını hangi de- ğerlere göre şekillendiriyorsun? Bu dünya- yı ne kadar önemsiyor; ahirete ne kadar  değer veriyorsun? Hayallerinde neler var?  Hesabın kitabın nereyi hedefliyor? Bu  dünyanın kıymetsiz kıymetlerine ne kadar  kıymet veriyorsun? Ahiretin seni şekillen- diren bir etkisi var mı?

Talip misin hak yoluna / sor kendini gönlü- ne sor..

Günah-sevap değerlendirmelerinin çok  verasında bir varlık muhasebesi edasıyla  bunları sorar, sonra da bütün insanları  yukarıdan aşağıya toplar, genel hükmü  ilan eder:

Hayır, hayır.. Yanlışınız var. Siz, hemen  olanı seviyorsunuz. Ve ahireti hiç düşün- müyor, bırakıyorsunuz.

***

Bu hüküm, kendini hayatın akışına bırak-

mış her insanın düşeceği tuzağı ilan eder:  Dünya, hemen elinizin uzanıp tutabileceği  kadar yakındır ama bu bir tuzaktır. Ahiret,  size çoook uzak görünür ama bu bir yanıl- samadır.

Hakikat ise tam tersindedir: Dünya ne  kadar uzanırsanız o kadar uzaklaşır. Siz  peşinden koştukça kaçar. Siz hızlandıkça o  da hızlanır. Bugüne kadar yakalayabilen  olmamıştır. Ahiret ise bir nefes verişi ka- dar yakındır. Peşinden koşanlar da, ondan  kaçanlar da ona gitmişlerdir. İsteyip iste- mediği sorulmadan her insan ahirete gö- türülür.

***

Kellâ…”

Hayır, hayır, yanlış düşünüyorsunuz..”

Bu dünyayı tercih edip ahireti terk etmek- le yanlış..

Bu dünyanın güzellikleri peşinde koşup,  cenneti unutmakla yanlış..

Bu dünyadaki sıkıntılardan kaçıp, cehen- nem sıkıntılarını unutmakla yanlış..

Bu dünyanın değerlerine teşne olup,  ahiret değerlerini unutmakla yanlış..  Heybenizi bu dünyanın kıymetleriyle dol- dururken, ahiret kıymetlerinde hiçbir şey  koymamakla yanlış..

Bu dünyada kendinize dostlar seçerken,  çevre kurarken bu dünyada fayda verecek  kişileri seçip ahirette fayda verecek kişileri  terk etmekle yanlış..

Hayır, hayır, yanlış düşünüyorsunuz..”  Kellâ…” 

(devam edecek inşaallah)

 

Copyright 2018 © RAHLE DERGİSİ