Sen Gelmedin Sevgili - rahle.org

Sen Gelmedin Sevgili - rahle.org

Sen Gelmedin Sevgili


Facebookta Paylaş
Tweetle

İbrahim Şamilhan ŞAHİN 

 

İşte Şubat da geçti sen yine gelmedin...

Günler ayları, aylar yılları kovaladı, yaş kırka yaklaştı ama sen gelmedin sevgili…

Gençliğimin heyecanında beklediğim, ezgilerimde dillendirip, hayallerimde yaşattığım sevgili, sen gelmedin.

Sana kavuşmayı şeb-i aruz bilip de yürüyenler, o huzuru tadıp da sende can bulanlar, gözümün önünde imrenilecek yiğitler olarak hep canlı kaldı ama hasret günlerimde hasretini çektiğim şu günlerde sen gelmedin.

Kaygılar, koşuşturmalar, idealler, kariyerler, korkular, sevgiler daha nice vazgeçemediklerimiz hayatı o kadar kuşattı ki seni düşünüp de sana olan özlemlerimizi dillendirecek bir anlık zaman bile bulamadık. Dualarımızda yüreklerimize su serpecek adın bile çok az anılır oldu. Hâlbuki muhabbetlerimizde, sohbetlerimizde hatta düğünlerimizde bile dilimizdeki nameydin sen. Gençliğimde dilimde, gençliğimizin dilinde; ağabeylerimizin, hocalarımızın gönlünden gönlümüze damıtılan sevda sendin.

Yaş ilerleyince bir korku kaygıyla beraber sensizliğin yokluğunu daha da derinden hissettiriyor. Ne zamandan beri dualarımda adını anmadım, özlemimi dillendirmedim onu bile hatırlamıyorum… Hâlbuki lise yıllarımda vitrine yapıştırdığım yazı hala yerinde duruyor, hala benim için çok büyük bir anlam içeriyor: “Ölüm beni ne kazada ne yatakta kıstırsın. İsterim ki ölüm beni kutlu bir eylemde bastırsın…”  Hala korkuyorum bir kazada, bir yatakta can vermekten ve hala özlüyorum bir kutsal davanın en güzel yerinde, güllerin en kırmızısını imrendiren bir renkle hayatı boyayıp, bir güvercinin kanatlarında can kuşunu uçurmayı.

Sevgili seni bir şiir gibi yaşamak var ya… Gelişini bir başka,  gidişini bir başka yaşamak… Yerinin zamanının çokta önemli olmadığı kabul edilmiş bir şehâdet olarak seni yaşamak…

Fakat yaş kırk oldu sen gelmedin! Bir korku saldı içimi sevgili. Gözümün önünden Metin Yüksel, Fuat Çağlar geçti. Genç yaşta sana kavuşanlar geçti… Geç mi kaldık diye bir korku sardı içimi… Bir sıkıntı kapladı her yanımı. Kalbinin sıcaklığıyla bizleri ısıtan rahmetli Bahattin Yıldız abimizin “Güllerin Vedası” isimli kitabını elime tekrardan aldım. Önden gidenler imrenilecek bir yaşamla, kavganın en güzel yerinde buluşmuşlardı senle. Ama sevgili yaş kırka yaklaştı, bir hüzün her yanımı kapladı, sen gelmedin.

Şehâdete niyet ederek durdum Rabbin huzuruna. Fatiha ile açılan yürek, Tevbe: 24’deki;  “De ki: Eğer babalarınız, çocuklarınız, kardeşleriniz, eşleriniz, aşiretiniz, kazandığınız mallar, az kâr getireceğinden korktuğunuz ticaret ve hoşunuza giden evler, sizlere Allah'tan, O'nun Resulünden ve O'nun yolunda cihad etmekten daha sevimli ise, artık Allah'ın emri gelinceye kadar bekleyedurun. Allah, fasıklar topluluğuna hidayet vermez.” ve Tevbe: 111’deki; “Allah, müminlerden, canlarını ve mallarını, kendilerine cennet vermek üzere satın almıştır…” ayetleri ile bambaşka bir hesaplaşmanın içine çekti beni. Geçip giden yılların, çepeçevre kuşatan dünyalıkların, koşuşturmaların, arzu ve isteklerin hesabını sorarken bu hesaplaşmada şehâdetim nerede duruyordu? Aramızda ne kadar mesafe vardı? O mu gelmiyor, ben mi gidemiyordum? Yoksa!

Şehitler albümünü elime aldığımda yaşıyla yaşamıyla büyük nice erlerimizin de sana kavuştuğunu gördüm ve birazcık teselli buldum. İskilipli Atıf hoca, Hasan el-Benna, Seyyid Kutup, Ali Şeriati ve daha niceleri…

Önden gidenlerimizi ne mekân, ne zaman, ne de yaşları durdurabilmişti. Onlar kutlu bir sevdanın çağlar ötesi sevdalıları olarak ölümsüzlük makamına ulaşmışlardı.

Bir ayet (Ahzap: 23) canlandı birden: “Müminler içinde Allah'a verdikleri sözde duran nice erler var. İşte onlardan kimi, sözünü yerine getirip o yolda canını vermiştir; kimi de (şehitliği) beklemektedir. Onlar hiçbir şekilde (sözlerini) değiştirmemişlerdir.”

Şükürler olsun sana Rabbim… Zaman ve mekan ötesi bir sevdayı bizlere sevdirdiğin için sana sonsuz hamd-u senalar olsun…

Şehidin şahidi olan Rabbim!

Bizler sıramızı bekliyoruz. Bizleri şehâdet nimetiyle mükâfatlandır.

Ve canımızı şehitler olarak al. (Âmin)

 

 

Copyright 2018 © RAHLE DERGİSİ