Evliliğe Adım Adım - rahle.org

Evliliğe Adım Adım - rahle.org

Evliliğe Adım Adım


Facebookta Paylaş
Tweetle

Ayşe BAŞ

 

Evlilik güzel başlangıçlara atılan bir imza olabileceği gibi, içinden çıkılmaz bir karmaşa sebebi de olabilir. Evlilik çağına gelmiş her bireyin, evlilikten beklentileri farklıdır. Evliliğe hazır olmadan, gözleri kapalı evliliğe atılmak çok büyük sorunlara neden olacağından, evliliğe karar vermeden önce mutlaka “Evliliğe hazır mıyım? Evliliğin getirdiği sorumlulukları taşıyabilir miyim?” diye iyice düşünmelidir. Hazırlıksız; amaçlarını ve hedeflerini bilmeden kalkışılan her işte olacağı gibi, sonuçta başarısızlık yaşanabilir. 

Genç bir erkeğin ya da kızın evliliğe hazır olması için akıl baliğ olması, kendi başına düşünüp karar verebilme yeteneğine kavuşmuş olması gerekmektedir. Evlilik düzenini kurabilecek ve sürdürebilecek karakter olgunluğuna sahip olması gerekir. Bu şart ve durumlara uygun olmayan kişilerin evlenmesine müsaade etmek, facia ile sonuçlanacaktır. Ahlâkî değerleri benimsemiş, İslâmiyet’i öğrenmiş ve hayatına yansıtmış kişiler birbirine denktir; bu denkliğe dikkat etmeden evlilik gerçekleştirmek doğru değildir.

Ayet-i kerime’de belirtildiği üzere;

Evlenme çağına gelinceye kadar yetimleri gözetip deneyin. Onların akılca olgunlaştıklarını görürseniz, mallarını kendilerine teslim edin. Büyüyecekler de mallarına sahip olacaklar, endişesiyle onları israf ederek, tez elden yemeyin. Zengin olan, onların malını yemekten çekinsin. Fakir olan ise, meşru surette yesin. Mallarını kendilerine verdiğiniz zaman, bunu şahitler karşısında yapın. Hesap görücü olarak Allah yeter.”¹

Bugün size iyi ve temiz şeyler helal kılındı. Kendilerine kitap verilenlerin yiyecekleri size helal olduğu gibi, sizin yiyeceğiniz de onlara helâldir. Ve mü’minlerden iffetli hür kadınlar ve sizden önce kendilerine kitap verilenlerden namuslu hür kadınlar, zina etmeksizin, gizli dost tutmaksızın, namuslu bir şekilde mehirlerini ödediğiniz takdirde, size helâldir. Her kim imanı inkâr ederse, ameli boşa gitmiş olur ve o, ahirette zarara uğrayanlardandır.”²

Aranızdaki bekarları, kölelerinizden ve cariyelerinizden iyi davranışta olanları evlendirin. Eğer bunlar fakir iseler, Allah kendi lütfu ile onları zenginleştirir. Allah, (lütfu) geniş olan ve (her şeyi) bilendir.”³

Özellikle genç kızlarımız Allah'ın razı olacağı, İslâmiyet’e uygun bir evlilik hakkında fikir sahibi dahi değiller. Bu yüzden büyük bir bocalama ve karar vermede sıkıntı yaşamaktadırlar. Evlilik görüşmesinde nasıl davranmalı, neler sormalı?  Önceden bilgi sahibi olmalıdırlar.

Yardımcı olması açısından bir kaç nasihat vermek gerekirse;

1. Mutlaka görüşmeleri bizzat kendi yapmalıdır. Yanında ablası, teyzesi ya da abla bildiği büyüklerinden birinin refakat etmesi daha uygundur. Kendisinin göremediği hatayı diğerinin görmesi muhtemeldir.

2. Evlilik görüşmesi eğer görüşülecek kişi hiç bilinmiyor, tanınmıyorsa önce kız evinde olması daha makbuldür. Eğer aracı olanlar tanınıyorsa ya da görüşmeye gelecek olan erkek bir şekilde tanıdık ise dışarıda olmasında bir sakınca yoktur. Yine de evlilik görüşmesi yalnız yapılması uygun değildir.

3. İlk görüşmeyi çok uzun tutmamalıdır. Eğer ahlâk, fikir, dinî yaşayış olarak uyum sağlanmışsa ikinci bir görüşme daha yapılıp evlilikten beklentileri, umutları konuşulmalıdır.

4. Görüşmeye çok abartılı, süslü kıyafetlerle gidilmeyeceği gibi, özensiz, ütüsüz, yakışıksız giyinip gidilmemelidir. Kendine ve karşısındakine saygı duyan biri ortama uygun nasıl giyineceğini bilir.

5. Görüşme saati, tarihi ve yeri önceden belirlenmelidir. Vesile olan kişilerin bu detaylara çok önem vermesi gerekir. Her iki taraf için de geç kalmak hiç hoş olmayan, saygısızca bir davranıştır.

6. Karar almak için evlilik görüşmesi iki defa yapılması uygundur. Fakat hala net bir karar alınmamışsa üçüncü bir kez daha görüşülüp karara bağlanmalı daha fazla görüşmeye gerek duyulmamalıdır.

 7. Hedef uyuşmazlığı problemi yaşamamak için önceden kişiler birbirlerine beklentilerini ve gelecek için hayallerini sormalıdır. Karşınızdaki kişinin evlilikten beklentileri farklı olabilir. Örnek vermek gerekirse, evlenmek istediğiniz bayan çalışmak isterse, İslâmî şartlara uygun olsa dahi bu ilerde erkeğin prensiplerine uymayabilir çocuğunuzun kreşe verilmesi, ev temizliğinin temizlikçi tarafından yapılacağını gösterir. Bu şartları baştan belirlemeli karşı tarafın şartları eğer uymuyorsa beklenti ve şartlarınızı baştan belirtmelisiniz.

Yine aynı şekilde yurt dışında (yahut şehir dışında) çalışması gereken bir erkekle evlenmeye karar veren bir hanımın, ailesinden uzak kalmayı göz önüne alabilmesi gereklidir. Hedeflerin karşılıklı uyuşması evliliğin sağlam temeller üzerine oturması demektir.

8. Evlilik görüşmesinde karşılıklı olarak ahlâkî bakış, mizaç, karakter, tepki tahlilleri yapılmaya çalışılmalı, en azından ipuçları edinilmeye çalışılmalıdır. Örnek vermek gerekirse, aşırı sinirli midir? Çocukları sever mi? Eğlenceli, hoş sohbet midir? Bazıları için muhabbet etmek hoş bir davranış görülebilir, kimisine göre de gevezelik, boş konuşma olarak algılanabilir. Bu tür ayrıntılara da dikkat etmek gereklidir.

9. Zaten İslâmî yaşantıya baştan dikkat etmek gerekiyor, ahlâk ve karakter olarak da uyum sağlanmışsa, geçimi, iş yaşantısı, ilgi alanları, yetenekleri, aile ilişkileri sorulabilir.  

Daha birçok nasihat verilebilir fakat görüşme yapılırken dikkat edilmesi gerekenler kısaca bunlardır.

Evlilik kararı alırken mutlaka aile büyüklerine ve dostlara danışılmalıdır. Çünkü sizi en iyi tanıyanlar onlardır. Sizin fark etmediğiniz özelliklerinizi ve hatalarınızı görebilirler. Bu anlamda karar almanızda yardımcı olabilirler. Yine de nihai kararı kendiniz almalısınız.

Evlilik kararı alındığında aile büyüklerine usulünce bildirilmeli, çok fazla beklemeden geleneklere göre söz, nişan yapılmalıdır. Söz ve nişan devresi evliliğe hazırlık açısından gerekli bir vakit olup, uzatılması hiç doğru değildir. Senelerce süren nişanlılık devresi her iki kişiyi hem günaha hem de gereksiz ve erken samimiyete sürükleyebilir ya da tam tersi arayı soğutabilir.

Eğer güven vermiyorsa kişi, nişanlılık evresi ne kadar uzarsa uzasın güveninizi kazanamayacaktır. Dolayısıyla talip olan kişileri iyice araştırmalı, sadece sözlere güvenmemelisiniz.

Evlilik aşamasında dinimize uygun davranmalı, nefsi isteklerimiz uğruna günahlara vesile olmamalıyız. Gereksiz, israfa götüren alışveriş yaptırıp, yüklü borcun altına soktuğunuz kişi ile bir hayat sürdüreceğinizi unutmamalısınız. Gerekli şeyleri karşılıklı anlaşarak ve bütçenin elverdiği ölçüde aldırmalıdır. İstediği olmayınca hayatı karşı tarafa zehir etmemelidir. Bu yüzden alışverişe Allah’tan korkan bir aile büyüğü, eğer yanında alışveriş yapmak rahatsız edecekse kızın ablası, teyzesi, yengesi gibi bir bayanın da gelmesi daha iyi olacaktır. Evlilik masraflarından dolayı evlenemeyen gençlerin yanında, müthiş çeyizleri tamamlamak uğruna heder olan genç kızlarımız da var... Hem çeyiz hazırlarken hem de evlilik alışverişi yaparken dikkatli olunmalı, israftan ve marka merakından korunmalıdır.

Söz ve nişan evresinde yaşanan bir diğer sıkıntı da ailelerin çeşitli konularda anlaşamamaları, hatta kaprislerini çocuklarına da yansıtmalarıdır. Sırf bir kapris uğruna kırılan kalpler, evlilik sırasındaki tüm kavgalarda birer bıçak niyetine yüzünüze fırlatılacağı için bireyler aile bireylerine saygıda kusur etmemelidir. Kim ne derse desin basiretli ve hakkaniyetli davranmalıdır.

Özellikle erkek çocuğu anneleri çocuklarının büyüdüklerini ve evlendiklerini çoğu kez kabullenemez, bu yüzden gelin-kaynana sürtüşmeleri çok yaşanmaktadır.

Gelin de yeni bir yuvanın hâkimiyetini alma çabasındayken, her iki taraftaki kaynana da çocuklarına baskı unsuru olmaktadırlar. Bir de işin içine duygusallık girdi mi, iyice çıkılmaz bir hal alır. Bu yüzden eğer aile bireyleri ferasetli insanlar ise dedikleri dikkate alınır, eğer değillerse ya da durduk yere bir kapris sonucu tatsızlık çıkıyorsa, olay yatıştırılmalıdır.

Eminim nasihat vermesi kolay diyorsunuzdur. Öyle ise ayet-i kerimeye bakalım;

Zulüm (haksızlık ) edenlere de sakın meyletmeyin, güvenip dayanmayın! Sonra size de ateş dokunur. Sizin Allah tan başka dostunuz yoktur, sonra size yardım da edilmez.”⁴

Ve Veda Hutbesinde olduğu gibi birçok Hadis-i şerifte;

“Ne zulmediniz, ne de zulme uğrayınız...”

belirtilmektedir.

Gördüğünüz üzere sınır belli… Yapacaklarınız da… Yine de duaya sığınmak lazım. Rabbim iyilerle karşılaştırsın; Allah iyilikten ve güzellikten ayırmasın.

 Devam edelim…

Evlilik kararı aldınız diyelim, söz, nişan ne gerekiyorsa yaptınız, alışverişler de tamam. Geldik düğün meselesine… Müslüman bir çift düğününü hem İslâm’a uygun hem de eğlenceli yapabilir. Eğlence dediysek çalgılı çengili olmasına gerek yok. İslâm’a uygun da eğlenilebilir… Nasıl bir düğün planlarsanız planlayın, kadın ve erkeğin ayrı salonlarda toplanacağı şekilde tertiplemeniz en güzeli olacaktır.

Düğünü, Hıristiyan geleneklerine uygun, pasta kesim ve dans töreniyle başlatmayacağınıza göre en uygunu velime yemeğinin ikram edildiği hoş bir sohbetin eşlik ettiği, Allah’ın rızasına uygun olan Kur’ân ile başlayan ve Kur’ân ile biten bir düğündür. Nikâhın düğün sırasında kıyılması da sağlanabilir, bol şahitli bir nikâhınız da olmuş olur.

Güzel niyetle başlayan her iş güzel akıbet bulur. Eğer akıbetinizde sıkıntı var ise niyetinizi sorgulayınız. Evliliği güzel başlangıçlarla kurmak ne kadar önemliyse evliliği de aynı güzellikte sürdürme azimeti taşımak o kadar önemlidir.

Eksik saymış olabileceğimiz birçok usul olmuş olabilir. Ama genel kural itibarı ile Allah’ın razı olacağı davranışlarla hayatımızı şekillendirmeliyiz.

Allah’ın gazabından korkmalıyız. Bu sınırlar dâhilinde helal dairesi yeterince geniştir. Helal dairesinden çıkmadan da eğlenilebilir, nikâh ve düğünün gerekleri yerine getirilebilir.

Tüm güzel sonlar, iyi başlangıçların eseridir. İslâm’a, ahlâka, adaba uygun bir evlilik planı kurması zor ama işlemesi güzel bir hayat döngüsüdür. Aldığınız dualar,  nasip ve kısmet olayları bu aşamada hep devreye girer. Her ne yaparsanız yapın kısmetinizden ötesi ile karşılaşmayacaksınız. Bu yüzden teşbihte hata olmaz; evlilik işi kaşığınızdaki yemek gibidir. Kaşığı dökmeden tutmalı, aynı zamanda tüm sorunlarla baş etmelisiniz. Başkasının kaşığına bakmadan, kaşığınız gümüş mü altın mı diye dert etmeden, vazifenizi yerine getirmelisiniz; hayat katığınıza, dökmeden saçmadan lezzet katmalısınız.

Dipnotlar:

1. Nisa Suresi: 4/6.

2. Maide Suresi: 5/6.

3. Nur Suresi: 24/32.

4. Hud Suresi: 11/113.

 

 

 

Copyright 2018 © RAHLE DERGİSİ