Allah, duyularla idrak edilemez. Ancak, duyularla akla malzeme toplanır. İnsan, duyularıyla yaratılmışları algılayıp kainattaki nizamı kavrar, aklıyla da bu izlerden hareketle yaratıcının varlığı ve birliğine ulaşmaya çalışır.
İman bir ispat meselesi olmaktan çok hidayet meselesidir. Hiç kimse pozitif bilimlerdeki gibi Allah'ın varlığını ispat edemez. Sadece imana vesile olacak deliller serdeder. İspat edilseydi imanın değeri kalmazdı. Zaten Kur’an da ispat için uğraşmaz.
Allah'ın varlık ve birliği konusundaki akli deliller muhtelif şekillerde gruplandı- nlır. İslam kelamdan genelde şu tasnifi benimsemişlerdin
-Hudus delili
-İmkan delili
-Gaye ve nizam delili
-Kabul-i amme delili
-İlk sebep, ilk illet delili
İspat şekillerinin incelenmesinden önce konuya giriş sadedinde şu mukaddimeler aktarılmalıdır
a-Tevhid’i bilmenin sim ve ruhu, Allah’a imanın tahkikidir. Kalbin mutmainliğidir. Bu da kesin delillere vukufiyetle olur. Burhan imanın silahıdır.
b-Hakk’ın işaretinin zuhuru için batılın imha edilmesi gerekir. Hakk'ın cezbeden bir kuvveti vardır.
"Yerdeki ve gökteki her şey isteyerek veya istemeyerek Allah'a secde etmektedir." (13/15)
c-Nazar, istidlal kanunudur. Şeriatın burhanıdır. "Aslı sabit dallan gökte hoş bir ağaçtır." (14/24)
Nazar (görüş geliştirme, fikir yürütme) hüccettir ve ilme götürür. Yeryüzünde Hak ve batıl ehli vardır. İnsan akıl sahibidir. Aklını kullanınca onun için üzerinde tefekkür edilenin bilgisi oluşur. Zorlu meselelerde insan tefekkür, tedebbür eder ve doğruyu yanlıştan ayırır. Bu düşünme de ilmin yoludur. Biz Allah ve resulünü düşünceyle biliriz. Taklit burhansız olursa batıldır. Masum sadece resuldür. Bunların hepsi düşünceyledir. Bir hadise karşısında biz " Bakın ve tefekkür edin."deriz. "İşitin ve tefekkür edin."demeyiz.
d-Hikmet sahibi kişiler işlerin hakikatinin beş duyu organı ve akıl ile idrak edilebileceğinde ittifak etmişlerdir. Hissi idrak tek başına yeterli değildir. Aklın idraki hissin idrakinden daha önemlidir. Çünkü,
*hissin idrakleri (renkleri, sıcak-soğuk vs.) gibi özel keyfiyetleredir,
*akli idrak bir şeyin künhüne varır,
*akli idrakler sınırsızdır, sonsuzdur.
e-Akıl, ilmin anasıdır ve ondan doğan ilim zaruri ve kesbidir.
f- Sapmış firkaların şüphelerini izale için hüccetlere önem vermek vaciptir. Tevhit ilminden şüpheleri izale edecek kadar öğrenmek farzdır.
g-Marifetullah, hakikatte zaruridir. Akıl açısından zaruri, his açısından delile muhtaçtır.
Allah'ın varlığı hakkındaki deliller, tetkiki, sınırlandırmayı aşar. Küçük başlıklar altında birçok delil ortaya konabilir ama aslında hepsi aşağı yukarı yukarıdaki genel tasnifin kapsamına girer.
A-Hudus Delili:
I -Yaratma delili: Bu delile canlılar aleminin tamamı dahildir. Bu yol, iki asla dayanmaktadır.
a.)Bütün var olanlar yaratılmıştır. Bu, hayvan ve bitkilerde bizzat bilinendir. Biz cansız cisimler görürüz. Sonra onlarda hayat ortaya çıkar. Böylece kat'i olarak biliriz ki hayatı ortaya koyan birisi vardır ve o da Allah’tır.
b.)Her yaratılmış şeyin bir yaratıcısı vardır.
Bu iki asıldan "Her var olanın bir faili/yaratıcısı vardır.” hükmü çıkmaktadır Yaratma delilinin içinde, yaratılmış eşya sayısınca delil vardır. Allah’ı hakkıyla bilmek isteyenin, mevcudatın (var olanların) gerçekten yaratılmış olduğuna vakıf olmak
için eşyanın cevherlerini(özlerini) bilmesi gerekir.(7/l85)
2- Birleşiklik (terkip) delili: Her mürekkep (birleşik şey) yokluktan sonra meydana gelmiştir. Her yokluktan sonra meydana şey hadistir (sonradan yaratımadır). Alem de bütünüyle sonradandır. Her sonradan olan varlığını bir var ediciye muhtaçtır. O da Allah’tır.
3- Değişim ve dönüşüm işaretleri: Kainattaki her şey değişen maddedendir. Her zerre değişimin, hareketin ve sair arazın mahallidir. Değişim, bir halden
bir hale geçmedir. Zaruretle ve ilmin ispatıyla bilinir ki her değişim için onu meydana getiren bir sebep gerekir. Astronomi ilimleri gök cisimlerinin meydana gelişi hakkında ihtilaf halindedir. İlk halinde fezada toz halinde idi, yandı, soğudu vs. Bütün bunlarda bile bir ilk başlatıcıya ihtiyaç vardır. Aslında gökyüzünün yaratılışı gayptandır. (18/51)
Fertlerin bütünle irtibatlarının gerekliliği: