M.Yusuf Erdem
‘Bazı Kavramlar1
TEFSİR: Lügatte Fesr maddesinin tefil veznindedir. Beyan etmek, Keşfetmek, izhar etmek ve üzeri kapalı bir şeyi açmak anlamındadır.
Ebül Beka külliyatında tefsiri "ortaya koyma ve keşfetme ve bir şeyi aslının lafzından daha kolay anlaşılır bir söz ile ifade etmektir” diye açıklamıştır. Fıkıh usulü ilminde tefsir; "içinde kapalılık bulunan sözü açıklamaktadır" diye tarif olunur.
Istılahta tefsin “müşkil olan lafizdan murad edilen şeyi keşfetmek” anlamına geliyorsa da ulema arasında yaygın anlamı: "Kur’an-ı Kerim'in manalarını keşfetmek. ondaki müşkil ve garip lafızlardan kastedilen şeyi beyan etmek” demektir.(1)
TE’VİL: Lügat olarak e-ve-le kökünden gelmektedir. Geri dönme (rücu) manasındadır. Tefil babı ise "açıklamak ve beyan etmek” manalarına gelir.
Istılahi manası; “manayı görünürde birbiriyle uyumlu iki ihtimalden birine yöneltmektedir."
Ez-Zerkeşi: “te'vil, ayetin ihtimalli olduğu manalardan birine rücu ettirilmesidir." demiştir. (2)
Es-Salebi: "te’vil ayetin ön ve arkasına muvafık olduğu muhtemel manalardan birine rücu ettirilmesidir.” diye tarif eder. (3)
Tefsir ve te’vil kelimeleri zaman zaman birbirlerinin yerine kullanılırlar. Ancak aynı şeyler değildir.
Tefsir ıstılah olarak te’vilden daha önce kullanılmıştır. Rağıb el-lsfehani tefsirle tevili şöyle ayırdetmektedir
‘Tefsir te’vilden daha umumidir. Tefsir çoğu kez lafızlarda, te’vil ise manalarda kullanılır."
"Yine kendisi te'vili makbul olma ve olmama bakımından iki kısma ayınr. Kendisine bakıldığında hoş olmayan, ayetin ilerisi gerisiyle uyumu olmayan ve delillerinde tutarlılık bulunmayan te’vili geçersiz , aksini ise geçerli sayar,
VAHY: Lügatta mastar olup, gizli konuşmak, emretmek ilham etmek ima ve işaret etmek acele etmek seslenmek fısıldamak mektup yazmak manalarına gelir.
Istılahta ise; “Bir beşer olarak Peygamberin, maddi alemden soyutlanıp manevi aleme yönelmesi ve ilahi hitabı dinleyip alması” anlamına gelir. Hakikatini kavramaya imkan yoktur.
İslam inancına göre vahiy gerçeğini modem ilim yoluyla halletmek ve münakaşaya kalkışmak tehlikeli bir çıkmaza sürükler. Çünkü vahiy metafizik bir meseledir. Allah (c.c.) ile Peygamberi arasında bir sırdan ibarettir.
SURE: Lugatta iki manaya gelir. Birisi, yüksek rütbe demektir. Diğeride "büyük bir yeri kuşatan sur” demektir.
Birinci manaya göre Kur’an-ı Kerim gök alemine ve her sure göğün yüksek rütbede bulunan gezegen sistemlerine, her ayette bir yıldıza benzetilmiş olur.
İkinci manaya göre ise Kur’an-ı Kerim’in, yeryüzünde yüksek bir medeniyet kurulacağına işaret eden her suresi, büyük bir suru bulunan sağlamlaştınlmış bir şehre ve bunun içinde her ayette bir konağa benzetilmiş olur.(4)
Istılahta ise; Kur’an-ı Kerim’in en az üç ayeti ihtiva eden özel bir kitap gibi özel ismi bulunan belirli kısımlarının her birine sure denilmiştir.
AYET: Lügat manası; açık alamet, işaret nişane manalarına gelen bu kelime, bir şeyin tanınmasına sebep olan emare (işaret) manasında kullanılır.
Istılahta ise; "sureler içinde yer alan, başından ve sonundan ayrılan bir veya birkaç cümleden oluşan kelamdır. (5)
Birçok hükümleri ve cümleleri ihtiva eden uzun ayetler olduğu gibi kendi başlarına bir hüküm ifade etmeyenler yine bir ayet sayılır.
MEAL: Lügat ta; "Evi" kökünden mimli mastar olup, "Bir şeyin varacağı yer ve gaye" anlamına gelmektedir.
Istılahta ise; "Bir sözün anlamının her yönüyle aynen değilde biraz noksanıyla ifade edilmesidir."
TERCEME: Lügat ta;" bir kelamı bir dilden başka bir dile çevirmek” demektir.
Istılahta ise; “Bir kelamın manasını diğer bir lisanda dengi bir tabir ile aynen ifade etmektir."
Buna göre bir dilden diğer bir dile terceme yapılırken, kelamın bütün mana ve maksatlarına itina gösterilmesi icap etmektedir.
Kuran-ı Kerim tercemeleri için kullanılan "meal" ifadesi, onun aynen tercemesinin mümkün olmaması nedeni iledir.
Meal ifadesi yapılan bu işte bir eksikliğin mevcut olduğunu ihsas eder. Bu nedenle Kuran-ı Kerim çevirmelerinde "terceme" yerine "meal” lafzını kullanmak daha yerinde olacaktır.
(1) Tefsirin anlamıyla ilgili bkz, Lisanül Arab 4/369, İsmail Cerrahoğlu, Tefsir usulun, shf 213-214, Teftir tarihi 1/17-27
(2) Zerkeşi el-Burtıan II, 148
(3) Salebi el-keşf vel-Beyan
(4) Elmalılı M.Hamdi Yazır, Hak Dini Kuran Dili Mukaddime shf 15
(5) Ayet kelimesinin anlamlarıyla ilgili bkz. İslam Ans. 2/62-64,1.Cerrahoğlu Teftir usulü shf 55-56