AHMET İBN-İ HANBEL ve MÜSNED’İ - rahle.org

AHMET İBN-İ HANBEL ve MÜSNED’İ - rahle.org

AHMET İBN-İ HANBEL ve MÜSNED’İ


Facebookta Paylaş
Tweetle



İsmail Yılmaz

Ahmet ibn Hanbel İslam'ın yetiştirdiği mümtaz şahsiyetlerden biridir. I 64 hic­ri yılında Bağdat’ta dünyaya gelmiştir. Hayatı, Abbasi imparatorluğunun en parlak dönemine rastlar. Küçük yaşta yetim kalmasına rağmen ki babası vefat etmişti- çok iyi tahsil hayatı geçmiştir. Zamanın büyük alimlerinden ders almıştır. Ebu Yu­suf, Şafii, Sufyan İbn Uyeyne Abdurrezzak, Yahya İbn Sait el-Kattan, vb.

Ahmet İbn Hanbel ilim tahsili için bir çok İslam şehrini ziyaret etmiştir. Basra, Küfe, Vasıt, Mekke, Yemen vb. şehirler. Bu gayretin sonunda yaklaşık olarak bir milyon hadis ezberlemiş ve hadiste kendisine "hafız ve hüccet" ünvanları verilmiş­tir. İmam Şafii onun için şöyle der "Bağdat'tar çıktığımda Ahmet'ten daha efdal, daha alim, daha fakih birini bırakmadım."

Ahmet İbn Hanbel'in bir diğer mümtaz yönü "Halku’l-Kuran"(Kuran mahluk­tur) meselesinde gösterdiği cesaret ve tahammül olmuştur. Mutezile Mezhebi, Abbasi sarayına sızmayı becererek, kendi görüşlerini resmi devlet görüşü haline getirmişlerdir. 218- 234 yılları arsında sırayla Halife Me’mün, Mutasım, Vasık, ve Mütevekkil tarafından tam on altı yıl bu görüşün zorla halka benimsetilmesine ça­lışıldı. Önce alimlerden başlanıldı. Çünkü bu insanlar avam halkın önderleri konu- mundaydılar.

Bu görüşe karşı çıkanları hapse atmakla, işkenceyle, ölümle tehdit ediyorlardı. Ve bu uğurda bir çok alimi içeri atmışlar, bu işkencelere tahammül edemeyerek vicdanlarına rağmen inançlarının aksini itiraf etmek zorunda bırakıldılar.

Bütün bu baskılardan Ahmet İbn Hanbel'de nasibini aldı. "Kuran'nın Mahluk" oluşu fikrine karşı çıkan Ahmet İbn Hanbel, hapse atılmıdı, 18 ay içerisinde türlü türlü işkencelere maruz kaldı, bileği kırıldı, fakat eğilmedi, taviz vermedi, gö­rüşünün arkasında durdu. Onun bu tutumu halka manevi bir kuvvet verdi.

Bazı alimler, Ahmet İbn Hanbel bu direnci gösterme şeydi, Mu’tezili görüşün sarayda daha da kökleşip, halka intikal edebileceği kanaatini beyan ederler. Bu se­beple, dine gelecek büyük bir fitnenin onun sabrı sayesinde atlatıldığı, bu yüzden

 

hizmetinin büyük olduğu belirtilmiştir. Ali Ibn Medeni (Buhari’nin hocasıdır): "Al­lah bu dini ridde zamanında Ebu Bekir (r.a.) ile, mihne zamanında Ahmet'le te­yit etti" der.

İmam Ahmet, hicri 241 yılında vefat etti. Cenazesine çok büyük bit kalabalık katılmış ve cenaze namazı kılınmıştı.

TALEBELERİ

Şüphesiz Ahmet Ibn Hanbel’in İslam'a hizmeti mihne sırasında gösterdiği di­renmeden ibaret değildir. Hadisin kendisinden sonrakilere sıhhatli bir şekilde in­tikaline de köprü olmuştur. Öğrencilerden bazıları şunlardır Imam-ı Buhari, Imam-ı Müslim, Imam-ı Şafii, Veki, Yahya Ibn Adem, iki oğlu Abdullah ve Salih.

MEZHEBİ

Ahmet Ibn Hanbel, hüccet mertebesinde bir muhaddis olmaktan öte büyük bir fakıh ve müctehiddir. Fıkhi görüşlerini öncelikle hadislere dayandırır. Ehli de­nen ilmi bir gruba mensuptur. "Bana göre Resulullah (S.A.V)'den olma ihtimali bulunan bir söz, insan sözünden dana iyidir" derler. Bu sebeple bir mesele ile il­gili zayıf hadis varsa orada kıyası terk ederek o zayıf hadisle amel ederler.

Sahabenin görüşlerine ittiba da Ahmet Ibn Hanbel’in mühim bir prensibidir. Bir konuda Ashab’tan farklı iki veya üç görüş rivayet edilmişse o konuda Ahmet Ibn Hanbel'in iki veya üç görüşü var demektir. Hanbeliler, sünnete olan sıkı bağ­lılıkları sebebiyle, bidati reddetmede mezheb mensublarından daha çok şiddet gösterirler.

EL- MUSNED

Ahmet Ibn Hanbel'in en hacimli, en meşhur eseri MÜSNED'dir. Müsned tar­zında yazılmış olan hadis kitapları içinde en çok şöhrete erişen ve El-Müsned de­nince de kastedilen Ahmed Ibn Hanbel’in bu eseridir.

El-Müsned, on bini mükerrer olmak üzere kırk bin civarında hadis ihtiva et­mektedir. Hadisler, Müsned esasına göre tanzim edilmiştir. Yani, hadisleri rivayet eden sahabelerinin adına nisbet ederek zikretmek. Ahmed Ibn Hanbel, sahabe­leri fazilet sırasına göre tanzim etmiştir. Bunda temel prensip İslam olmadaki ön­celiktir. Bu sebeple, cennetle müjdelenen on kişi ilk başta gelir. Sonra bunlara ya­kın olanlar, sonra diğerleri.

Ahmed Ibn Hanbel, El-Müsned'i 7500 hadisten seçerek ortaya koymuştur.

Eseri yirmi sekiz yılda tamamladığı rivayet edilmiştir.

Musned'in Sıhhat Durumu

Ahmet ıbn Hanbel, Musned’e aldığı bütün hadislerin "sahih" olduğunu iddia etmiş değildir. Ölüm döşeğindeyken bile O, Musned’den bir hadisin çıkanlmasını oğlundan istemiştir. Bu, onun eseri hakkında daimi bir tetkik ve araştırma yaptığı­nı gösterir. Yoksa onun; eserinin bütün muhtevasının sahih olduğundan emin ol­madığını değil.

Bugünkü Musned'in muhtevasında dörtte bir nisbetinde oğlu Abdullah’ın ila­vesi vardır.

Az miktarda da, Musned’i Abdullah'tan rivayet eden Ebu Bekir Ahmed Ibn Ca’fer El-Kati'inin ilavesi vardır. Esasen tenkide maruz kalan hadisler daha ziyade Ebu Bekir El-Kati'i ve oğlu Abdullah’ın ilave ettikleri arasında yer alır

Sıddıki’ye göre Ibn Hanbel'in bu büyük eseri telif gayesi; ne tümüyle sahih ha­disleri toplamak, ne de özel bir konuyla ilgili hadisleri bir araya toplamak ve ne de belli bir İslam mezhebini destekleyen hadislerden bir mecmua oluşturmaktadır. Onun gayesi, sahih olduğu kendisince isbat edilecek olan ve kendi devri için, mü­nakaşalarda kendi vazifesini görebilecek bütün hadisleri bir araya getirmektir. Ni­tekim O, "Bu kitabı bir rehber olarak hazırladım, Hz Peygamberin sünnetinde ih­tilaf edenler ona müracaat ederler" der.(Talai’ul Muhsned s.22)

Muhammed Ibn Cafer El-Kettâni, Musned’in hadisleri ile ilgili şu bilgileri verir. "....Bazılan mübalağa ederek Musned'e "sahih" vasfını hak etmişlerdir. Ancak ger­çek şudur İçinde çok miktarda zayıf hadis var. Zayıflıkta bir kısmının daha da ile­ri gider. Öyle ki Ibnu'l-Cevzi (ki kendisi hanbelidır) meşhur El-Mevzuat adlı ese­rinde Musned'in bir kısım hadislerinin mevzu (uydurma) olduğu söylenmiştir. Bu hadislerin sayısı 29’dur

Ibn Hacerve Suyuti mevzuluk iddiasını reddederler. Ibn Hacer, Musned'in içe­risinde hiçbir mevzu hadisin olamadığını söyler.

Suyutî: "Musned’in içindeki her hadis makbuldür; zira zayıflar da hasene yakın­dır" der.

Dehlevi, Musnedi Ebu Davud.Tırmizi, Nesai'nin tabakasında (ikinci tabaka) zik­reder.    

Copyright 2018 © RAHLE DERGİSİ