HZ. ADEM (A.S.)/3 İblis’in Şeytanlığı - rahle.org

HZ. ADEM (A.S.)/3 İblis’in Şeytanlığı - rahle.org

HZ. ADEM (A.S.)/3 İblis’in Şeytanlığı


Facebookta Paylaş
Tweetle


 

Gazi Çoban

İlk insanın yaratılması hadisesinin tek şahidlerinin, melekler olmadığını öğreni­yoruz Kuran dan. Cennete niçin ve nasıl girdiği bildirilmeyen ve cin taifesinden olan "İblis" ismindeki bu şahsın kıssadaki yeri ve konumu; kıyamete kadar sürecek Hakk-Batıl mücadelenin kaynağını tesbit açısından son derece ehemmiyet arzeder. Hakkın karşısında duran, batılın temsilciliğini-yönlendiriciliğini üstlenen bu ya­ratığın kimlik profili, bu kıssa ile ortaya çıkar, insanın en geniş haliyle tanıtılıp su­nulduğu kıssada, meşguliyet sahası sadece insan olan şeytanın da aynı paralellikte tanıtılması, Allah’ın cc rahmet ve lütfunun bir eseri olsa gerek.

Kıssa, üç farklı yaratığın üzerinde şekillenmekte; melek, iblis ve insan. Üç bö­lümlü bir sınama ve üç ayn tavır mevcuttur hadisede. Ve kıssa ile anlatılmaya ça­lışılan mesaj, insanın yaratılma sebeb-i hikmeti olan ubudiyyet üzerine oturur. Merkezde insan vardır; melekler ve şeytan sahneye, sırf bu hikmetin açığa çıka­rılması sadetinde davet edilirler. Yani bizler mesajın netliğini, bu üç boyutun en­gin görüş açısı eşliğinde yakalayabilmekteyiz.

Önce melekler davet edilir sahneye. Alemler içinden, Hilafet makamı ihdas edilecektir Rabbu-I alemin tarafından. Ortada bir kimlik yoktur, dolayısıyla aday olmak düşüncesi belirmiştir kendilerinde . Zira bilirler; bu makamın ifası, tüm alemler içinde kendi mevkilerinin fevkinde bir yer demektir Rabb katında. Kendi­leri dışındaki başka bir varlığın müfsid ve katil olacağı da ortadadır. Oysa, isyan ve fışkın yer almadığı melek nefsi, hilafet için en uygun tercih olabilirdi kendi reyle­rince.

"A!.. Orada fesad edecek ve kanlar dökecek bir mahluk mu yaratacaksın, biz hamdinle teşbih ve seni takdis edip dururken?." 2/30

Meleklerin bu ifadesinde bir itiraz, bir karşılık verme-karşı gelme, bilgelik tasla­ma durumu asla mevcut değildir, olamazdı da. Adaylıktan ibarettir bu ifade, zira Allah cc bu makama kimi layık gördüğünü henüz açıklamamıştı.

" Herhalde ben sizin bilemeyeceğiniz şeyler bilirim" buyurdu Allah cc. 2/30

İş açıklığa kavuşmuştur, ad? ''ar arasında kendi cinsleri yoktur. Adaylık ve ehliyet; işin kime değil, kimliğe tevdi edilmesi hususunda güzel bir örneklik olarak belirivermektedir bu sunumda. Allah cc meleklerden, sunduğu şeylerin isimlerini is­tedi. Bu bir sınama değildir. Zira melekler mutlak masum varlıklardır. Tercih isti­datlar mevcut değildir, yani isyanı veya emrin dışındakini seçme yetkileri yok­tur^ I) Dolayısıyla, isimlerin arzı ve secde emri ile meleklerin imtihana tabii ol­dukları görüşü doğru olamaz:

 

-Allah'ın cc kendisine halife edineceğini meleklere bildirmesi; bir ihbar,

-İsimlerin istenmesi; halifelik hususunda kendilerinin bilmediklerini ifade ettik­leri konunun açıklığa kavuşmasının temini içindir ki, bu usûlle melekler halifede olması gerekli "tebyin sıfatı" nın şart olduğu hikmetini kavradılar,

-Secde emri ile de; insan nev'inin hilafet vazifesini ifa etmesi durumunda Rab- b'in cc teşrif ve tekrimi/şereflendirme ve ikramının nasıl olacağı belirginleşti.

Bu aşamada adaylıktan çekildikleri gibi, Allah'ın cc cevabını talepettiği isimleri vermediler de;

"Sübhansın ya Rabb! Bizim için senin bize bildirdiğinden başka ilim ne müm­kün. O alim-hakim sensin , şübhesiz sensin." dediler. 2/32

Melekçe bir tavır, Rabb'in terbiye ettiklerinden haya donanımlı bir cevab ve duruşlann en güzeliyle. Tıpkı sahabenin ra dedikleri gibi "Allah cc ve Rasulü da­ha iyi bilir." Öyle ya , daha iyi bilmenin karşısında itaatten başka hangi tavır takı­nılır ki?

Hz Adem as ın kendisine sunulan aleminin isimlerini haber vermesiyle tüm melekler, kendisine secde etmekle emrolundular.

Tekrim Secdesi

"Meleklere ‘Adem için secde edin'dediğimiz vakit..."2/34-17/61. "Sizi yarattık, sonra suret verdik ve-sonra da melaikeye dedik ki ‘Adem'e secde edin."7/l I. " Ben onu tesviye ettiğim/insan kıvamına getirdiğim ve içine ruhumdan üflediğim vakit ‘derhal ona secde edenler olarak kapanın' dedi." 15/29-38/72. Ve bkz 18/50

Secde; kulluğun ve itaatin sembol amelidir. İki azız uzvunu, sadece Rabb için yere koyma, sadece onun karşısında zelil olduğunu itiraf etme ameliyesi vardır secdede. Kibrin en zıd ameliyyesi secdedir. Kulun Rabbe en yakın olduğu mevki­dir ve maksud sadece odur. Hz Adem as için meleklere emredilen secdedeki kasd; yine emr-i ilahi idi ve Hz adem as şahsında halifeliği ifa eden insan için bir tekrim-ikram ve teşrif-şereflendirme anlamı mevcuttur-( 17/62). Ki emir, Rabb cc tarafından verilmişti ve Hz Adem as da tamamen pasif konumdaydı.

 

Buradaki secde emrinde ayrıca, melekler cihetinden Ben-i Adem için boyun eğme ve kayıd dahilinde hizmet etme anlamı da vardır.(2)

Secdesiz İblis

Gözler, Iblis'e çevrilmişti. Tavır koyma sırası onda idi.

"Secde ettiler, İblis hariç..."2/43-7/l I -17/61 -18/50. "Meleklerin hepsi toptan secde ettiler, İblis hariç..."38/73-74

Şehadet aleminde olmasına ve hadiseyi bizzat izlemesine rağmen iblis'in bu hareketi, hayretle karşılandı. Allah cc de melekler ve gelecek nesil Ademoğlunun bu merakını, İblis ile olan dialoğu ile giderdi. Bu dialoğa geçmeden evvel, 2/34 ve benzer ayat ile ilgili bir parantez açılması gerekmektedir

Ayetin gramer yapısı öne sürülerek İblis'in daha önce bir melek olduğu, Al­lah'a cc isyanından sonra şeytanlaştığı, dahası cennette meleklere hocalık yaptığı şeklindeki yorumlar, tamamen asılsız ve israiliyyattır.

(I) nolu dipnot okunduğunda meleklerin masumiyetinin mutlak olduğu, kehf 18/52 de ise İblis'in "cin" taifesinden olduğu aşikar ve bu tür bir itikadın melek inancını da sarsacağı gerçeği gözardı edilerek böylesi bir yoruma sapmak, akl-i se- limlikle bağdaşmaz.

"iblis secde etmekten kaçındı-dayattı, kibrine yediremedi, zaten kafirlerden idi. " 2/30- "secde edenlerden olmadı"7/l I. "secde edenlerle beraber olmaktan ka­çındı." 15/3 I. "Ancak İblis hariç ki cinden idi de Rabbinin emrinden çıktı-fısk et- ti.""8/50. "büyüklenmek istedi ve kafirlerden oldu."38/74

Buradaki kaçınma 'ibae' fiili ile izah ediliyor. Yani kaçınma; "ictinab" türü bir ka­çınma değil, ‘emri beğenmeme, büyüklenme ve karşı gelme, kibir nedeniyle’ an­lamında bir kaçınmayı ifade etmekte. Ki bu hareketiyle kafir olmuştu İblis. Bu aye­ti delil alan ulema, mutlak emr ifade eden tüm ibadetlerde bu ayrımı yapmış ve "ibae" türü olmadıkça fiillerde küfr ile fetva vermemişlerdir.

İblis, melekler içinde bulunuyordu ve secde emrine kadar hissiyatına dokunan bir teklif ile karşılaşmamıştı. O bu ana kadar Allah cc emirlerine göre mi yoksa nefsinin isteklerine göre mi hareket etmekteydi?. Kaderin Sahibi dışında kimsenin malumu değildi. [Teklif; gerçek yüzleri ortaya çıkaran bir izolatördür. İnsan ilmi­halde "mükellef' şeklinde tarifedilir.

 

İblis, ayne-l yakin şahid olduğu aleme rağmen isyan etmişti. Kibr ve hasedin nefslerdeki sarsıntısı bu derece yıkıcı olabilir miydi? Ki oldu ve varlık alemi, o za­mana kadar görmediği bir fiille tanışmıştı; Rabbe, Yaratana isyan. Akibetin nasıl olacağı gayet iyi bilinmesine rağmen isyan ve cennetin nimetleri bilinmesine, ce­henneme nazar edilmesine rağmen... isyanın felsefesiydi ortaya çıkan mantık ve bu, kıyamete kadar gerçekleşecek tüm isyanların temeline oturacaktı. Istikbar; büyük olmadığı halde büyüklük istemek, El- Kebir cc olan Allah'a cc rağmen is­temek.

Neden İsyan?...

Nefslerdekini bilen Allah cc, iblis'in secdeden niçin kaçındığını da bilmesine rağmen, bu mantığa dikkat çekmek üzere kendisiyle bir diyaloga yer veriyor. Bu­rada ilgili ayata yer vermeden evvel; kıssayı detayı ile işleyen Bakara /30-39 bö­lümünde buna niçin değinilmediğine ilişkin diyebiliriz ki;

-[A;2/30-Halife, B; 15/26-lnsan, C;38/71-Beşer].- listelemesine dikkat edilirse; iblis'in secdeden niçin kaçındığı, sadece "halife" konusunun işlendiği kısımda yer almıyor. Zira İblis, Hz Adem'in as hilafeti ile değil, bedenini oluşturan madde-nes- ne ile ilgileniyor. O, Allah'ın cc halife seçimine bir itirazda bulunmuyor da secde­nin üstünlüğünü zedeleyeceği zannına kapılıyor, her ne kadar kıyasında haklı olsa da. Meleklerin nurdan yaratıldığı ve nurun da ateşten-nardan daha hayırlı ve üs­tün olduğuna ilmen vakıf olması, onun kendi düşüncesini fiile dönüştürmesine mani olmuyor.

Allah cc iblis' e buyurdu;

"Sana emrettiğim halde secde etmemene ne mani oldu?"7/l2." Ya İblis, sana ne oluyor da secde edenlerle beraber olmadın?" 15/32. "Ey İblis, o benim iki elim­le yarattığıma secde etmene ne mani oldu sana, kibirlenmek mi istedin yoksa ali- lerden-yücelerden(3) mi bulunuyorsun?"38/75.

iblis'in secde emrine muhatablığına sebeb; meleklerle olan birlikteliği idi. Zira "birliktelik", cemaate hasr edilen hükmün cari olmasını gerektirir. Dinle alay ge­çenlerle birlikteliğin nehyedilmesi, zikir edenlerle ve salihlerle birlikteliğin tavsiye­si de bu kabildendir.

Allah cc, isyan eden Iblis’i katından hemen tardetmedi, haklı bir mazereti bu­lunabilirdi (38/75), uzunca bir diyalogla kendisine tevbe imkanı sundu. Allah cc, İblise ismi ile hitab edip onu muhatab kabul eyledi de oracıkta yok edivermedi, lütfetti. Baba, komutan, öğretmen, amir gibi manen veya hükmen yetki sahibi in­sanların, sorumluğu acındakilerin hatalarını bizzat kendilerinden dinlemeden, araştırmaksızın hüküm vermemesi konusunda, Rabbimizin terbiye usülüne şahidlik ediyoruz burada.

 

"iki elimle yarattığıma"; yaratmadaki özenmeyi ifade etmez. Nefha-Allah’ın cc ruhundan üflemesi ve tesviye ile yarattığı insanı halifelik makamına tayin etmesi hasebiyle secdenin Allah’a cc tevcihi kasdedilir.Allah cc bu lafzı, "insan" konusunu işlediği bölümde kullanıyor. Böylelikle,kibir ve yücelik duygularının, Ben-i Ademin insan kimliğine bürünmesini temin eden "ruh" kaynaklı olduğu vüzuha kavuşmuş olmaktadır.

Sual; Rabbu-I Alemin tarafından tevcih edilmişti, karşısında titremek, boyun eğmek ve hemen hatadan dönülmek gerekmekteydi. Yoksa bu isyan karşısında "Kahhar olan Allah'ın cc azabı ne derece elimdir" çok iyi biliniyordu. Tüm bunlar İblis’in kibrini zincirlemedi ve o itaatsizliğini küfre götürecek süreci başlatarak küs­tahlığa kalktı.

"Ben ondan hayırlıyım; beni ateşten yarattın, onu ise çamurdan/tıyn yarattın." 7/12-38/76. "Benim; kuru çamurdan, değişken bir balçıktan yarattığın bir beşere secde etmem mümkün değildir." 15/33. "Ben bir çamur halinde yaratığın kimseye secde mi ederim? Baksana, şu benim üzerime tekrim ettiğine." 17/61-62

iblis, Hz Adem'in as "insan" yönü hakkında bir diyeceği yoktu, bu konuda bir mantık yürütmedi. Lakın "beşer" olma, yani iş "çamur" yönüne gelince gözleri açıl­dı ve o menfur kıyasını yürütüverdi;

"beni ateşten, onu çamurdan". Ve Allah'ın Hz Adem as ı üstün tuttuğu yönü­nün de "çamur" olduğu zehabına kapıldı.(17/6 I)

Allah cc, İblis’in secdeden kaçınma nedenini iki ihtimalle sınırlamıştı; büyüklen­mek isteği veya alilerden olmak. Yukarıda zikrettiğimiz üzere Allah cc, neden ola­rak birinci şıkkı açıklamıştı. Yani İblis secde emrinin kimden geldiğini gözardı etti ve dikkatini emrin cihetinde-Hz Adem as da yoğunlaştırdı da kendisini aliler-yü- celer makamında görüverdi. Büyüklenmek istemişti. Fakat o, nefsindeki bu ger­çeği Allamu-I Guyub olanın karşısında gizlemeye çalıştı. Allah'tan cc başka bir ya­ratıcı olmadığını itiraf ederken kendisini de bundan müstağni görmedi. Dahası, bu ifadesinin altında mülkiyetinin Allah' a cc aid olduğunu itirafı da mevcuttur. Hz Adem as a secde edilmesine sebeb, Allah'ın cc onu tekrim(4) etmesine bağlayan İblis’in dilinden beyan edildi. Üstünlüğü takvada gören düşüncenin karşısına, mad­deden başka üstünlük tanımayan zihniyetin bayraktarlığına soyunmuştu İblis. Mad­dece, nesnece, güç ve asalet yönüyle fazlalığın "istikbar" sebebi kabul edildiği bir dünyada, takvayı kuşananlara salat ü selam.

Ve İblis, aklını kendisine Sunan Rabbinin karşısında kıyasa kalkıştı; "ben ondan daha hayırlıyım."

 

Referans aldığı noktada kıyası doğru idi. Ateşin çamurdan hayırlı olduğu ko­nusu Allah cc tarafından da tesbit edildi;

" (Allah cc ) buyurdu: el-hakk-doğru!." 38/84

Kovulma

"(Allah cc) buyurdu: Hemen in oradan! Ne haddine ki orada büyüklenesin. Haydi çık, çünkü sen alçaklardansın!."?/13. " ‘O halde' dedi; çık oradan, çünkü sen racimsin!(kovuldun-taşlandın). Ve bu lanet ceza gününe kadar üzerindedir." 15/34-35. "Allah buyurdu: (git) defo! haydi!." 17/63." Buyurdu ki: Hemen çık ora­dan! Çünkü sen racimsin ve herhalde üzerindedir lanetim ceza gününe kadar." 38/77-78

Allah’ın cc ilk kovmasıydı Iblis'i karşısından. Lâkin devam eden ayattan, muka- lemenin devam ettiğine şahid oluyoruz ki bu da, bu ilk tardın akabinde Allah’ın cc, İblise ğayr-i sahih mantığından dönüp tevbe etmesi için imkan sunması-süre tanıması-hemencecik azletmemesi anlamına gelir.

Ve Allah cc, kıssanın bu safhasına vanncaya dek açıklığa kavuşan kovulma ne­denini, ehemmiyetine binaen insanoğluna bir kez daha sunuyor; kibrin kuşattığı bir nefsin akibeti; sağirlerden-alçaklardan olma, ebediyyen lanet ve cezadan baş­ka bir şey değil.

Mühlet

" Bana, diril[til]ecekleri güne kadar mühlet ver!." 7/14." 'Rabbim' dedi:öyle ise bana onlann diril[til]ecekleri güne kadar mühlet veri." 15/36-38/79. "yemin ede­rim ki eğer beni kıyamet gününe kadar tehir eder-geciktirirsen, ben onun zürriy- yetıni pek azı müstesna olmak üzere mutlak kumandam altına alırım." 17/62

Ok yaydan çıkmış, mühürle kalb birleşivermişti. Artık dönüş yoktu, olan ol­muştu. Hesap gününün şiddeti şimdiden çözmüştü dizlerinin bağını Iblis’in. Az­gınlığını, Cebriyyeci bir teville Allah'a cc yöneltmesine rağmen, hadisede hiçbir dahli olmayan Ben-i Ademi, kavganın taraftarı ilan ediverdi.(5). Kıskançlaştı, kibri onu hasedin pençesinde kıvrandırıyordu. Hased; kibrin karşı konulmaz bir sonu­cu olarak her nefsin çıkmaz sokağı olmalıydı.

Mühlet istediği zaman dilimi; dirilme günü, Allah’tan cc başkasının kalmayaca­ğı, herşeyin fena bulacağı kıyamet gününden sonrası idi. İblis; bu teklifi kabul edi­lirse, herbir nefsin mutlak tadıcısı olduğu ölümü tadmamış olacağı ve El-Baki cc olanın huzuruna ebedilik vasfı yüklenmiş olarak çıkacağı vehmine kapılıverdi. Kavga süreci, kıyamete kadar olacaktı.(6). "Ebedilik Ağacı"; tarih sayfalarına insanın ilk hatası olarak yazılacak bir amele yol açıcı olmasıyla, şeytanın ilk fitnesini hatırlatı­yor bize. (7)

 

"(Allah cc) Buyurdu ki: Haydi mühlet verilenlerdensin." 7/15. "Haydi sen, ma­lum vaktin gününe kadar mühlet verilenlerdensin." 15/37-38-38/80-81

Allah cc, iblise mühlet verdi, fakat onun istediği güne kadar değil; kıyamet gü­nüne kadar.

«?

"(İblis);Öyle ise beni azdırmana karşılık yemin ederim ki ben de onlan saptır­mak için herhalde senin doğru yoluna oturacağım, sonra onlara önlerinden ve ar- kalanndan, sağlarından ve sollarından sokulacağım; sen de çoğunu şükredici bula­mayacaksın." 7/16-17." dedi ki; öyle ise izzetine yemin ederim ki ben onların hep­sini mutlak iğva eder saptırınm; ancak içlerinden ihlas ile seçilmiş has kulların müs­tesna." 38/82-83

Yaptığı fiilin bir "azgınlık" olduğunun farkında idi, fakat şeytani mantığını tekrar devreye soktu ve sebebi Allah'a cc havale etme küstahlığında bulundu, "azdırma­na karşılık"; bu bir suçlama idi. Allah’ın cc adaleti ve merhameti ile bağdaşmaya­cak bir iftira... Iblis’in kader anlayışı...Allah cc, bu mukaleme-karşılıklı konuşma ile iblis'in ağzından onun tuzak ve hilelerini açığa vurdu, şeytanın düşman olduğunu ilan etti, zira o merhamet sahibiydi kullarına karşı.(8)

[Nasıl oturacaktı mak'adını koyarak sırat-ı müstakim tizerine, nasıl sokulacaktı önlerinden ve arkalarından...?...

Bu konuları tefsir ve tasavvuf kitapları derinlemesine izah etmişlerdir. Biz de konunun bu yönünü, "Iblis-Şeytan" başlığı altında yazılabilecek musatakil bir ma­kaleye bırakıyoruz. Ayrıca bkz 17/62-65]

Şeytanın adımlarına uymanın tabii neticesi açıktı; nankörlük İstisna etmemişti İblis, herkesi saptrıracaktı, azimliydi. Kuilar arasında "şükredici" kalmayacaktı Rab- bine. "Kulluk ve şükür"; Iblis’in batıl mantığında hakk bir gerçeklik olarak yerini al­dı. Kul, ancak şükreden olmalıydı. Lâkin bu ilim kendisine bir faide sağlamamıştı, kulluğunu kibrine kurban edivermişti İblis. Ben-i Ademi azdırmaya gelince; istisna­ya başvurdu İzzetine yemin ederek Rabbinin; "muhles kullan" dışında hepsini az­dırıp saptıracaktı.

Bu tanımlamada İblis, üç gerçeği açığa vurdu;

-Muhles; yani "ihlasa erdirilen" terkibi, "ihlasa ermeyi" Rabbe izafeeder. Zira ih- lasa ancak Rabbin merhamet ve lütfü ile erilebilir.

-Kullan Rabbe izafe etti de, Allah'ın cc mülkünde bulunan kullarına merhame­tiyle muamele edeceği müjdesinde bulundu,

-Kendi sultası-gücünün sadece muhles kullara geçmeyeceğini izhar etti.

"(Allah) buyurdu: Çık oradan, kınanmış ve kovulmuş olarak. Yemin ederim ki onlardan her kim sana uyarsa, katiyyen sizin topunuzdan cehennemi dolduru­rum." 7/18. " O [azdırmadaki istisna]: doğru ve ben hep doğruyu söylerim. Ce­lalim hakkı için, cehennemi mutlak dolduracağım, senden ve onların sana tabii olanlarından; topunuzdan tıka basa."38/84-85

"Bu bir cadde, taahhüd ederim dosdoğru. Hakikat o kullarım, senin onların üzerine bir sultan-kudret ve saltanatın- yoktur, ancak azgınlardan sana uyanlar başka." 15/43-44. Ayrca bkz 17/62-65

Evvela "in" (9) emri verilmişti İblise, sonra mazeret beyan etme fırsatı veril­di. Akabinde kesin tard emri geldi : "çık". Bu, kesin kovuluştu. Cennetten sonra yeryüzü cidden meşakkatli bir mevki idi. Orada kavga vardı, kan vardı. Ve akibe- tin kötüsü; şeytana tabiiyet şartına bağlandı. "Kafirler için cehennemin yaşaması", ne güzel tatminlik(IO)

Ve Allah cc, iblis'in sultasının sınırlarını tesbit etti; onun gücü ve etkisi, ancak azgınlaşıp adımları arkası gidenlere geçerdi. Yani; kullardan hiç kimse, günahları­na şeytanları mazeret gösteremezdi.

blis tavrını koydu, şeytan (aştı (I I) ve tavır sırası Hz Adem’e as geldi.

1)   2/19-26-27, 4/172. 7/206, i 6/49-50, 41/38

2)    Elmalılı MHY c.lll/2129

3)    Şeyh Muhyiddin-i Arabi, bu lafızdan, secdeyle tüm meleklerin teklif edilmediğini, Aliin meleklerinin bunlardan olduğunu belirtir.Elmalı Merhum, bu görüşün halife-insanın teşrifine aykın olduğuna zahibdir.

4)    Tekrim; keremlilik üstünlük, değer ve kıymet verilmeye layık olmak anlamlanna gelir.

5)    7/16-17

6)    17/62

7)    20/120-7/20-22

8)    36/60

9)    Hubut; inmekdüşmek , alçalmak aşağı meyletmek, çökmek, yerin dibine geçmek-lnzalden farklıdır-

10)   Bediü-z zaman S. Nursi

Allah cc, İblise katından kovuncaya kadar şeytan kelimesini kullanmıyor da özel ismi ile hitab ediyor.    

Copyright 2018 © RAHLE DERGİSİ