EŞİTLİK = (MATEMATİK ve KADIN) - rahle.org

EŞİTLİK = (MATEMATİK ve KADIN) - rahle.org

EŞİTLİK = (MATEMATİK ve KADIN)


Facebookta Paylaş
Tweetle



Emin Oğulcan

Bu ülkede her şey birbirine karışmış. Aslında karışık olan ülkenin kendisi değil, bu ülkedeki insanların kafası. Aslında bu ülkenin kendiside, insanlarının kafasıda karışık değil. Bizzat birileri tarafından karıştırılmaktadır. Peki, neden olduğunu söylemeye gerek var mı? Bence hiç gerek yok. Yeter artık, sadede gelde, ne demek istediğini anlayalım diyorsanız, hiç boşuna uğraşmayın birazda ben karıştıracağım ortalığı ve kafaları. Fakat emin olunuz ki kastımız "toparlamak maksadıyla karıştırmak" tır.

"Konumuz matematik ve kadın". Hepimiz az çok okul yüzü görmüşüzdür ve okullardaki en çok sevilen, sular seller gibi yuttuğumuz matematik derslerini hatırlarız. Bütün derslerde olduğu gibi, matematik dersinde de önce kendi kavram­larıyla işe başlanılır. Çünkü, ders işlenirken bu kavramlar sık sık geçecektir ve konunun anlaşılması için bu kavramların iyi bilinmesi gerekmektedir. Neyse bugünkü konumuz matematikteki EŞİTLİK VE KADIN olacak.

Ben ülkemizdeki magandalıktan, kadın erkek eşitliğinin sağlanamamasından matematik öğretmenlerinin sorumlu olduğunu düşünüyorum. Bu konunun halledile- memesinin sebebi şu olabilir mi acaba? Okullardaki matematik derslerinin yeteri kadar açık ve net olamayışı? Acaba Milli Eğitim Bakanlığı konuyu yeniden ele alsa, Matematik yüksek komisyonu toplansa derdimize çare bulabilirler mi acaba? Matematik dersini hatırlarsanız kısaca şöyle anlatılırdı eşitlik kavramı:

2=2 , x+y=5x+2 ise X=?

Falan filan. Eminimki hepiniz hatırladınız. Şimdi dikkatle okuyunuz; 2=2 derken ne demek istiyoruz? Eşitliğin iki tarafındaki ifadeler aynı. Yani aynı olan şeyleri anlat­mak için eşitliği kullanırız. Anlatmaya çalıştığımız değerlerin, ayniliği durumunda eşitlik kavramından bahsederiz. Manav kardeşimizden, 3 kilo elma istediğinizde, ter­azinin bir tarafına 3 kiloluk demir parçasını(ın ağırlığını), elmalarla eşitlemek için fileyi doldurmaktadır. Yoksa demirin elmayla aynı, eşit olduğuna inandığı için değil. Yani ağırlığın eşitlenmeye çalışılması durumu hasıl olmuştur ve eşitlik kavramının tamda yeridir. Ben matematik dersleri iyi olan biri olarak "kadın erkek eşitliği" denen ucube durumu anlamakta zorluk çekmekteyim. Yani, "Tartılan elmayla, Demir mi EŞİT olan.

 

Yoksa maksat 3 kilo demir parçasının ağırlığı miktarınca elma almak mı?

Yani kısacası Kadın=Erkek mi?.

Bir Kadınla bir Erkek birbirlerine bu anlamda nasıl eşit olabilir? Eşitliğin iki tarafındaki varlıkların herşeyiyle aynı olduğunu hangi akl-ı selim sahibi savunabilir? Bu, elmayla armutun meyve oldukları için, eşit olduğunu ,aynı olduğunu savunmak gibi bir şey yahu. Kadın ve erkeğin, insan oldukları için, nasıl eşit oldukları savunulunur anlamakta zorluk çekmekteyim. Yahu anlatmak istediklerini neden açıkça anlatmazlar da kavramların içini boşaltıp veya mıncıklayıp dururlar anlayamıyorum. Kelimelere kıran mı girdi ne?. Be insanoğlu anlatmaya çalıştğın, kadınında erkeğinde adam gibi yaşama hakkı olduğu ise, amenna. İkisinin de birbirine zulmetmemesi gerektiğiyse amenna. Bunlar ihlal ediliyorsa ve ihlal eden hangisiyse gel, ona istersen en ağır cezaları verelim. Realitedeki yanlışlıklara ben de katılmamaktayım, ama benim anne­min, annelik üstünlüğünü, babama eşitlemeye kalkma, benim kadınımın, annelik üstünlüğünü, sakın bana eşitlemeye kalkma. Ben erkek olarak istesem de asla onunla boy ölçüşemem, bu konularda ve başka konularda. Benim de erkek olarak üstün­lüklerimi onlarla eşitlemeye çalışarak, ikimizi de basitleştirmeye hakkın yok batı medeniyeti. İnsan olarak ikimizinde, hayattan meşru olmak koşuluyla, her şeyiyle faydalanmaya hakkı vardır ve bu hiç kimse tarafından reddedilemez. Zaten bir çok nok­tada istediğin oldu. Bir anneyi yavrusundan çaldın. Büyük bir aşkla birbirlerini arayıp bulan ve evlenen, kadınla erkeğin arasına bir kara kedi gibi girdin. Şimdi çocuklarımız, ana-baba sevgisinden uzak olarak kreş köşelerinde, onlar için satın almaya çalıştığınız sevgiyi aramakta. Huzur evlerine terk ettiğimiz ihtiyarlarımız da, bunlardan yoksun olarak ölümü yabancı evlatların ellerinde beklemekte. Çünkü sen kadın ve erkeğin sana (Kapitalizme) hizmet etmesi, köle olması için, ona ayak bağı olacak her şeyi terk etmesini öğütledin.

-"Gel, ne olursa olsun, her neyi bırakırsan bırak da gel, ama sadece kendin gel" nidalarıyla beyinlere modern bir mikrop olarak girdin. O yüzden bugünün insanının hayatı, kreşlerde başlamakta ve huzur evlerinde son bulmaktadır. Dokunma anneme, dokunma kadınıma, dokunma bana lanet olası...........................................

Biz, üstünlüklerimizle ve eksikliklerimizle, birbirlerimizin tamamlayıcıları olarak, sen gelmeden önce çooook mutluyduk. İNANKİ YOKLUĞUNU HİSSETMEYİZ....................................................................................................


Copyright 2018 © RAHLE DERGİSİ