SÜNNET’İN HÜCCET OLUŞU-2 - rahle.org

SÜNNET’İN HÜCCET OLUŞU-2 - rahle.org

SÜNNET’İN HÜCCET OLUŞU-2


Facebookta Paylaş
Tweetle

İsmail Yılmaz

Geçen sayımızda (5) sünnetin delil oluşunun kanıtlarından iki tanesini zikret­miştik. Bunlar. Resulüllah'ın (sav) masum oluşu. Ümmetin sünneti bağrına basma­sı ve onunla amel etmesi. Üçüncü kanıtımız ise Kur'an-ı Kerim'dir.

Allah Tealanın kitabı, sünnetin delil oluşunu kesin olarak ifade eden pek çok ayeti kerimeyle doludur. Bu ayeti kerimeler birkaç gruba ayrılmaktadır.

Birinci grup ayeti kerimeler Bu gruptaki ayeti kerimeler Hz. Peygambere iman etmenin vacip olduğunu gösteren ayeti kerimelerdir. Burada Hz. Peygambere iman anlatılmak istenen, onun peygamberliğini ve Kuran'da zikri geçsin veya geç­mesin, onun Allah katından getirdiği bütün şeyleri tasdik ve kabuldür. Yine Hz. Peygambere uymamanın ve hükmüne rıza göstermemenin imanla bağdaşmaya­cağını ifade eden ayeti kerimeler de bu gruba girer.

- Bu ayeti kerimelerden bazılar:

Allah Teala buyuruyor ki: “ Müminler ancak Allah'a ve resulüne iman eden, sonra imanlarında asla şüpheye düşmeyen ve Allah yolunda mallarıyla ve canlarıyla cihad edenlerdir. İşte onlar, gerçekten sadık kimselerdir.(Hucurat 15)

"Müminler ancak Allah’a ve resulüne gönülden iman etmiş kimselerdir. On­lar, o Peygamberle toplu bir iş üzerinde bulundukları vakit ondan izin isteyip o da izin vermedikçe bırakıp gitmezler. Şu senden izin isteyenler hakikaten Allah’a ve resulüne iman etmiş kimselerdir."(Nur, 62)

Ibn Kayyim el-Cevziyye bu ayeti kerimeyle ilgili olarak şöyle der "Allah Teala, Ashabı Kiramın, Hz. Resul (sav) ile beraber toplu olarak bir işte bulunduğunda izinsiz bir başka yola ayrılmamalarını imanın gereklerinden sayması, resulden izin­siz bir görüş ve sözün peşine gitmemeleri daha öncelikli olarak imanın bir gereği olmaktadır. Onun izni ise, Kuran ve sünnetin işaretiyle anlaşılır. fl'lamu’l-Muvakkiin-l/58)

Şimdi zikredeceğimiz ayeti kerimeler müminlerle münafıkların Resulü Ekremi O; (sav) ve makamını nasıl takdir ettiklerini en güzel şekilde bize gösterecektir.

Allah Teala buyurur ki : "Allah’ın indirdiğine ve resulüne gelin denildiğinde, münafıkların kibirlenerek senden yüz çevirdiklerini görürsün.”(Nisa, 61)

"Onlar, aralarında hüküm vermesi için Allah'a ve resulüne çağrıldıklarında, iç­lerinden bir kısmının yüz çevirip döndüklerini görürsün.°(Nur, 47)

Aralarında hüküm vermesi için Allah'a ve resulüne çağrıldıkları vakit, mümin­lerin sözü, ancak: Dinledik ve itaat ettik demeleridir. İşte bunlar kurtuluşa erenlerdir."(Nur, 52)

Ibni Kayyim şöyle den "Allah Teala, bir mümin için Allah ve resulünün hük­münden sonra başka şeyi seçme hakkının bulunmadığını, böyle bir tutum içine girenin, apaçık sapıtacağını haber vermiştir."

Allah Teala, şöyle buyurun "Hayır, Rabbine yemin olsun ki, aralarında çıkan bir anlaşmazlıkta seni hakem yapıp sonra da verdiğin hükümden, içlerinden hiç­bir sıkıntı duymaksızın (onu) manasıyla kabullenmedikçe iman etmiş olmazlar."(Nur, 57)

İkinci grup ayetleri Bu gruptaki ayetler, Hz. Peygamber(sav)'e emir ve nehiylerinde mutlak olarak uymanın vacip, ona itaatin Allah’a itaat olduğunu gösteren, kendisine muhalefetten ve sünnetini değiştirmekten sakındıran ayet-i kerimeler­dir.

"Allah'a ve resulüne itaat edin ki, merhamet olunasınız."(AI-i Imran,l32)

"De ki: "Allah'a ve resulüne itaat edin. Eğer itaatten yüz çevirirseniz Allah kafirleri sevmez."(AI-i Imran, 32)

3-"Ey iman edenler! Allah'a itaat edin. Peygambere ve sizden olan ulü'l-emr'e de itaat edin. Herhangi bir konuda ihtilafa düştüğünüzde, eğer Allah'a ve ahiret gününe inanıyorsanız, onu Allah'a ve resulüne götürün. Böyle yapmanız, sizin için daha hayırlı ve sonuç olarak daha güzeldir."(Nisa, 58)

Dikkat edilirse görülecektir ki Allah, ümmetin ihtilafa düşeceğini haber ver­mekte ve böyle durumlarda meseleyi nasıl halledeceklerini de ayet-i kerimede açıklamaktadır. Bu durumda yapılacak şey meseleyi öncelikli olarak Kurana arz etmek, eğer konu orada çözüme kavuşturulursa ne ala yok eğer halledilemezse resule götürülün çünkü bu kimsenin itiraz etmediği bir farzdır. "Allah ve resulü, herhangi bir işe hüküm verdiği zaman mümin bir erkek ve kadın için o işi kendi isteklerine göre seçme hakkı yoktur."(Ahzab, 36)

Resulüllah'ın (sav) vefatından sonra, bu şekil bir çekişmeye düşen kimse, me­seleyi önce Allah'ın hükmüne, sonra da resulünün sünnetiyle ortaya koyduğu ka­rarına götürür. Ayeti kerimenin hükmü kıyamete kadar geçerli olduğundan resu­le götürmenin başka bir izahı olması mümkün değildir.

Peygambere (sav) mutlak olarak uymanın vacip olduğunu ve ona itaatin Al­lah'a itaat olduğunu gösteren ayetler oldukça fazla olduğundan burada bu ayet­lerle yetiniyoruz ve diğer ayetlerin sure ve ayet numaralarını verip siz okuyucula­rımızı bu ayetlerin tefsirlerine bakmaya davet ediyoruz.

Enfal, 13- 20-21-24-46; Nisa. 13-14-64-69-79-80-115; Maide, 92; Nur, 63;Ahzab, 64-65-70-71; Muhammed, 33

Dördüncü grup ayetler Bu gruptaki ayetler mutlak olarak-Kuran, sünnet ayi­nimi yapmaksızın-Resulüllaha tabi olmayı ve kendisini örnek almayı emreden ve Allah'ın muhabbetinin kazanılması için Resulüllaha uymayı emreden ayetler

Allah Teala buyuruyor ki; "Resulüm onlara de ki: "Eğer siz, Allah'ı seviyorsa­nız; derhal bana uyun ki Allah da sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın. Allah, çok affedici ve çok merhametlidir."(AI-i Imran, 31)

Copyright 2018 © RAHLE DERGİSİ