Süha SERİN
Herhangi bir yapının sağlam olup olmadığını anlamak için evvela o yapının temelinin sağlam olup olmadığına bakarız. Yapının temeli çürükse yeterli miktarda ve karışımda demir, beton kullanılmamışsa, daha sonra binanın üzerinde yapılacak tadilat, süsleme, çatı işleri ne kadar mükemmel yapılırsa yapılsın bina hafif bir sallantıda yıkılması muhtemel olduğu için, süslemelere, dış görünüşe aldanıp, onun zeminine, temeline dikkat etmezsek hata etmiş oluruz.
Tıpkı bunun gibi Müslümanlar olarak bizler de yaptığımız / işlediğimiz amellere aldanarak dinin -temeli- imanımızı kontrol etmezsek aldanmış olmaktan kurtulamayız.
Lügat manası; doğrulamak, tasdik etmek, bir kimseye veya bir şeye inanıp güvenmek olan "iman"ın yalnız kalben tasdik midir veya ikrarla birlikte kalbi tasdik midir sualine İslam uleması farklı görüşler ileri sürmüşlerdir.
İmam-ı Azam'a göre gerçek iman kalbi tasdikten ibarettir. Zira dil ile ikrar ettiği halde kalben tasdik etmeyen münafıklar kâfir hükmündedirler. Nitekim Kur'an-ı Kerim'de: "İnsanlardan öyle kimseler vardır ki kendileri iman etmiş olmadıkları halde, Allah'a ve ahiret gününe inandık, derler." (el-Bakara, 8) buyurulmaktadır.
Bu konuda şu hadislerle de karşılaşıyoruz:
"Marifet kalbin fiilidir. Çünkü Allah şöyle buyuruyor: "Lakin Allah (cc) sizi kalplerinizin kazandığıyla sorguya çeker."
"Cennet ehli cennete, ateş ehli ateşe girer ve sonra Allah kalbinde hardal tanesi kadar imanı olanı ateşten çıkarın, der."
Yukarıdaki ayet ve hadislerden imanın merkezinin kalp olduğunu anlamaktayız.
Bununla birlikte Cafer Sadık: "İman tümüyle ameldir. Söz bu amelin parçasıdır." şeklinde cevap vermiş ve bunu şöyle açıklamıştır: "İman, haller, dereceler, tabaka ve menzillerdir. Allah Teâla imanı Âdemoğlunun azalarına farz kılmış ve her bir azaya ondan bir kısmı taksim etmiştir. Bunlardan ilki kalptir ki insan onunla akleder, onunla fıkheder ve onunla anlar. O, azaların ancak onun emriyle hareket ettiği bedenin emiri durumundadır.
Bu azalar iki göz, iki kulak, iki el, iki ayak, ferç, dil ve kendinde yüzün bulunduğu baştır. Bunlardan her biri imandan bir bölüme vekil kılınmıştır.
Cafer Sadık'ın dediği gibi imanda ilk sırayı kalp almaktadır.
Bir evin çatısı mesabesindeki azalarımızdaki imanı / ameli eksik etmeksizin asl' olan kalbi imanımızı sürekli kontrol altında tutmalıyız ve Rabbimizin Nisa-134'le emrettiği ayeti yaşamalıyız:
"Ey iman edenler! İman ediniz."