TEFSİR ÇEŞİTLERİ - rahle.org

TEFSİR ÇEŞİTLERİ - rahle.org

TEFSİR ÇEŞİTLERİ


Facebookta Paylaş
Tweetle

Hakan ERDEM

 



SAİD HAVVA (1935-1989): EL-ESAS Fİ'T-TEFSİR
Müellif, tefsirinin başlangıcını hapiste ele alır. Yanında bulunan İbn-i Kesir tefsiriyle Nesefi tefsirinden faydalanır. Gerekli yerlerinden iktibaslarda bulunur. Bu iki tefsirde bulunan değerli bilgileri özetleyerek aktarır. Tefsirinin hedefleri ile bağdaşmayan noktaları ise bir kenara bırakarak zikretmez. 

Müellif şöyle der: "Tefsirimi okuyan bir kimse
okuyucuyu usandıracak bilgilerin dışında kalan kısımlarıyla İbn-i Kesir tefsirindeki bilgileri elde etmiş olduğundan emin olabilir. Nesefi tefsirinde bulunan pek çok tahkik (araştırma) ve faydalı hususlar da buna eklenmiştir. Yaptığım nakillerin kime ait olduğunu zikrettim. Tefsirim için İbn-i Kesir ve Nesefi tefsirinin özetidir, demek haksızlık olur. Çünkü bu iki tefsirin özünü aktarmakla beraber bu ikisinin hedef almadığı birçok meseleleri ele aldım."

Müellif devamla şöyle der: " Her şeyin çokça sorgulandığı çağımızda pek çok kişi Kur'an-ı Kerim'in ayetleri ve sureleri arasındaki ilişkiyi, Kur'an surelerinin sıralanışındaki sırrı sorup durmaktadır. İşte bu soruları yeterince cevapladım. 

Çağımızda Kur'an hakkında kuşkular, Kur'an'a itirazlar, Kur'an'a dayalı sosyal, siyasi ve iktisadi bir hayatın kurulmasının mümkün olup olmayacağı ile ilgili şüphe ve itirazlar artmış bulunuyor, bunları açıkladım. 

İhtisas sahiplerini ilgilendiren münakaşalar teferruat sayılacak meselelere girmeden, sokmayacak şekilde özlü açıklamalarda bulundum. Kur'an'ın anlaşılmasında doğrudan ilişkisi bulunmayan hiçbir bilgiyi aktarmadım.

Müslümanlar arasında mezhebi ya da itikadi farklılıklardan ve gerekli açıklamalardan yeri geldikçe bahsedip, bilgilendirmeye çalıştım.

Bu eser Kur'an'ın birliği noktasında çok önemli bir çalışmadır. Şöyle ki: Küçüklüğümden beri Bakara suresi ile sonra gelen yedi surenin bağlantısını fark ettim. Bu surelerin belirli bir düzenle peş peşe sıralandıklarını, bu sıralanışın Bakara suresindeki anlamların sıralanışı olduğunu gördüm. Ayrıca her bir surenin Bakara suresinde bir ekseninin olduğunu gördüm.

Okuyucu, tefsiri okuduğunda ayet ve sureler arasındaki ilişkinin hiç kimsenin hatırına gelmeyecek kadar hayret verici örneklerini görecektir. 

Ayrıca Mekki Kur'an ile Medeni Kur'an arasında farklılık bulunduğuna dair şüphenin çürütülmesi ve bazı surelerin başlangıç harfleri hakkında hikmetleri zikrettim.

Eski kaynakları tarayıp nakillerde bulundum. Eleştirilecek yerlerine temas ettim. Anlatımda basit ve sade üsluba dikkat ettim. Ancak ilim adamlarının üslup ve terimlerini de korumaya çalıştım.

Müslüman'ı Kur'an'a bağlamaya ve içinde bulunduğu vakıa konusunda aydınlatmaya gayret ettim.

Müslüman cemaatin kimliğini ve buna kimin yakın kimin uzak olduğunu, sonraki çağlarda bunun nasıl karışıp bulandığını, reddedilmesi ve kabul edilmesi gereken ihtilafların neler olduğunu, bunların olumlu ya da olumsuz sonuçlarını açıklamaya çalıştım. 

Bu tefsirin bir özelliği de onun aynı anda ilim, davet, terbiye ve cihat kitabı olmasıdır. Bu tefsir bütün bu bahislerde Müslümanların gözünü açabilecek bir kitaptır. 

Tefsirde bizi zorlayan ayetler söz konusu olunca zorlama tefsir yapma yoluna gitmedim. Açıklamaları yaparken önce umumi bir mana daha sonra harfi bir mana vererek arkasından tamamlayıcı bilgiler, daha sonra da bazı bölüm başlıkları ekleyerek sunuşu tamamlamış oldum." 

MUHAMMED HAMDİ YAZIR (1877-1942) : HAK DİNİ KUR'AN DİLİ
Müellif 1877 yılında Antakya'nın Elmalı kazasında doğmuş, 1942 yılında İstanbul Erenköy'de vefat etmiştir. 

Bu tefsir Diyanet İşleri Reisliği tarafından müellife yazdırılmış ve 1936 yılında bastırılmıştır. 
Eseri tamamlamaya ömrü yetmeyebilir, yarım kalır korkusuyla birçok surede inceliklere dalmadan kısaca tefsir edip geçmiştir. Ancak gerekli gördüğü yerleri uzun uzadıya açıklamış ve çok yönlü ilmi ispatlara yer vermiştir. Eserin çeşitli İslami ilimler, hatta modern ilimler ve fikirler açısından büyük bir bilgi hazinesi olduğu inkar edilemez bir gerçektir. 

Müellif tefsirinin mukaddimesinde tercüme ve meal kelimelerinin anlamları üzerinde durmuş, Kur'an tercümesinin yapılamayacağını, ancak meal yapılabileceğini belirtmiş ve şöyle demiştir: "Kendi dilinde bile taklidini yapmak ve benzerini yazmak mümkün olmayan Kur'an'ın nazım ve üslubunu diğer bir dilde taklit etmek ve benzerini ortaya koymak elbette ki mümkün olmaz. Mümkün olmayınca da aynen tercüme edilemeyeceği gibi benzetmek suretiyle hiç tercüme edilemez. Çünkü benzetme yapılamamakla beraber ilmi değeri değiştirilmiş, bozulmuş ve Kur'an'da olmayan şeyler Kur'an'a katılmış olur." 

Mukaddimesinde ayrıca tefsir ve te'vil kelimeleri üzerinde durmuştur. Yine Kur'an'ın en meşhur isimleri olan Kur'an, Kitab, Furkan, Hüda ve Zikir isimlerini kısaca tanıtmıştır. 

Ayrıca sure, ayet, mushaf, Kur'an'ın faziletleri gibi bölümler de yer almıştır mukaddimesinde.

Son olarak mukaddimesinin hemen başındaki hamdele ve salvelenin de kafiyeli ve veciz bir biçimde olduğunu belirtelim.

Eser, 1930'lu yılların diliyle kaleme alınmış ve o zamana göre dahi ağır gelmiştir. Dolayısıyla şu anda bırakın normal insanları, ilahiyat talebeleri dahi anlayamaz halde idi. Eser Azim Dağıtım tarafından bir heyet halinde günümüz Türkçesine sadeleştirilerek basılmıştır. 
Tefsiri yazarken göz önünde bulundurduğu hususlar kısaca şöyledir: 
1. Ayet-i kerimeler arasındaki münasebet
2. Nüzul sebepleri 
3. Kıraat- ı aşereyi geçmemesi 
4. Lüzumuna göre kelimeler ve terkiplerin dil açısından açıklamalarını yapmak 
5. İnanç açısından Ehli Sünnete ve amel bakımından Hanefi mezhebine riayet ederek, ayetlerin ihtiva ettiği, dini, şer'i, hukuki, sosyal ve ahlaki hükümleri açıklamak, özellikle tevhit, ahireti hatırlatma ve öğütlerle ilgili ayetlerin mümkün mertebe uzunca anlatılması.
6. Müsteşriklerin birtakım saldırılarına cevapların bulunması. 

MUHAMMED ALİ ES-SABUNİ (1930- ) : SAFVETÜ'T-TEFASİR
Muhammed Ali, Şeyh Muhammed Cemil'in oğlu olup 1930 yılında Halep'te dünyaya geldi. Suriye vilayetlerinden biri olan Halep, ilim ve alimleriyle meşhur bir şehirdir. Sabuni ilim ehli olarak tanınan bir ailedendir. Müellif, Osmanlılar döneminde de aynı adla anılan Hüsreviyyeİlahiyyat Lisesinde dini ve modern ilimleri okudu. Kendisi karma bir kültüre sahip olup dini ve pozitif ilimleri bu kültür içerisinde birleştirmiştir. Ezher Üniversitesini 1952 yılında yüksek derece ile tamamlamış sonra konu ihtisası ve hakimlik üzerine master yaparak 1954 yılında mezun olmuştur. 1962 yılında Kur'an ilimleri tefsir ve hadis dersleri profesörü olarak Hicaz'a gitti. Burada 25 sene öğretim üyeliğinde bulundu, birçok eğitici öğretici yetiştirdi. Halen Mekke-i MükerremeÜmmü'l-Kura Üniversitesi'nde çalışmalarına devam etmektedir. Müellifin Kur'an ilimleri, tefsir ve hadis alanında 25'ten fazla eseri bulunmaktadır.

Günümüz insanının çok geniş tefsirleri okumak için zaman bulamayacağını göz önünde tutan değerli tefsirci üstat Muhammed Ali es-Sabuni, Vahidi'ninEsbab-ı Nüzul'u ile Taberi, Keşşaf, Zadü'l-Mesir, Razi, Kurtubi, Beydavi, İbn Kesir, el-Bahrü'l-Muhit, et-Teshil, Celaleyn, Ebussuud, Alusi ve Kasımi gibi geniş ve güvenilir tefsirlerin özünü alarak çağa hitap edecek ve gençliğin ihtiyacına cevap verecek bir tefsir meydana getirmiş ve bu esere "Tefsirlerin Özü"anlamına gelen "Safvetü't-Tefasir" adını vermiştir. Eser okunduğunda görülecektir ki, Sabuni, gerçekten başlıca güvenilir tefsirleri taramış ve bunlardan özümlediği Kur'ani bilgilerden yeni ve özet bir tefsir meydana getirmiştir. Bu tefsirde açık bir üslup, kolay ve modern bir metotla akli ve nakli tefsiri birleştirmiştir. Böylece okuyucu, önünde her iki tür tefsiri de görmekte ve her ikisinin en iyi yönlerinden faydalanabilmektedir. Sabuni, tefsirini yazarken şu yolu takip etmiştir:
1. Sureyi takdim. Burada, sure hakkında özet bilgi verilmekte ve surenin esas hedef ve maksatları açıklanmaktadır.
2. Ayetler arasındaki münasebet. Burada konu bütünlüğü içerisinde belirli bir miktarda ele alınan ayetlerin, önceki ayetlerle münasebeti açıklanmaktadır.
3. Kelimelerin izahı. Burada, tefsir edilecek bölümde geçip açıklanması gereken kelimelerin aslı ve türetilişleri hakkında bilgi verilmekte ve yer yer, Arap edebiyatından şahitler getirilerek, manaları açıklanmaktadır.
4. Nüzul sebebi. Burada iniş sebebi bilinen ayetlerin nüzul sebepleri açıklanmakta ve bunlarla ilgili rivayetler nakledilmektedir.
5. Ayetlerin tefsiri. Burada bir bütün olarak ele alınan ayetler cümle cümle, bazen de kelime kelime açıklanmaktadır.
6. Edebi sanatlar. Burada tefsiri yapılmış olan ayetlerin kapsadığı teşbih, mecaz, istiare ve diğer edebi sanatlar kısaca izah edilmekte ve değerlendirilmektedir.
7. Faydalı bilgiler. Burada ayetlerin tefsiri ile ilgili bazı ek bilgiler verilmektedir.
8. Bir nükte. Burada da dikkat çekici enteresan bilgiler verilmektedir.
9. Bir uyarı. Yanlış anlaşılma ihtimali olan yerlerde okuyucuyu uyarmak maksadıyla bazı bilgiler verilmektedir. 
10. Yer yer toplumsal meselelerle ilgili geniş bilgiler verilmektedir. 

Sabuni, bu kıymetli eserini kolay bir ibare ve akıcı bir üslupla okuyucuya sunmayı başarmıştır. Bu nedenle tefsiri gerek Arap ülkelerinde, gerekse ülkemizde rağbet görmüş ve tutunmuştur. Ülkemizde, Pakistan, Hindistan, Endonezya gibi ülkelerde ders kitabı olarak okutulmaktadır. 

Copyright 2018 © RAHLE DERGİSİ