MUKADDİME
Dergiden
Asr Suresi İslam’ın dört eksenine işaret eder. İman, amel, davet, mücahede. Mücahede; iman edenin bilerek iman etmesi, inkar edenin de bilerek inkar etmesi için kul ile davet arasına giren engellerin kaldırılması ve adaletin tesisi olarak görülebilir.
Rahle olarak bu sayımızda bu eksenlerden adaleti konu olarak seçtik. Adalet kısaca her şeyin yerli yerine konmasıdır. Bu tanımlama kuşatıcı genel bir tanımlamadır. Her konuda yerli yerinde oluş adaletin kapsamındadır: ferdi-içtimai, enfüsi-afaki, dünyevi-uhrevi, ticari-ahlaki… İlişki zemininin olduğu her konuda adaletin terazisi vardır. Adaletin olmadığı yer ise Zulümdür ve adil olmayana zalim denir. Adalet olmadan düzen de olmaz.
Yerli yerindelik kozmik uzlaşma, reddedilemez tanımlama gerektirir, öznel olmamalıdır. Böyle bir tanımlamayı ise ancak her şeyin yaratıcısı ve sahibi Allah yapabilir.
Bu çerçevede adaletin ikamesini ancak adaletten sapmayan Müslümanlar yapabilir. Bu çerçevede İslam davetçileri bu yükümlülüğü yerine getirebilecek donanıma sahip olmalıdırlar. Adalet terazi misali incelik gerektiren dengelerin korunması içidir ve terazinin kefelerinde onar kilo bile olsa bir kefedeki on gramın dengeyi bozacağı aşikardır. Hal böyleyken Müslümanların İslam adaletinin ilmine vakıf olmaları ve bunu – bir nefes almanın doğallığında– yaşamaları gerekmektedir. Aksi halde fırsatını bulduğunda kendi lehlerine haktan sapanların, büyük zulüm ve haksızlıklara tepkileri inandırıcılığını kaybeder, değerini bulmaz.
Adalet tüm varlığa adaletle muameledir; hayvana, gavura, kardeşine… Kardeşin hemen yakınında olması nedeniyle daha da hassas olunmalıdır. Zira alışkanlıklar ve gündelik yaşamın yoğunluğu içinde ayrıntılar ihmal edilmemelidir.
Küçük bir adaletsizlik bile Adaletli olma kimliğini kaybettirir. Bir tek kişiye yapılan haksızlık, bütün topluluğa yönelmiş bir tehdittir. Geciken adalet, adalet değildir. Bir yanı dinlemeden karar veren, doğru karar verse bile adaletsizlik etmiş sayılır.
Haksızlığa sapıp bütün insanlar seni takip edeceğine, adaletle hareket edip tek başına kalmak daha iyidir.
Ey Müslüman Kardeşler,
Adaleti sevin, adil olun, adaletten ayrılmayın. Unutmayın ki mutlak adaletin tesisi öncelikle İslam’ın bizden istediği adam gibi yaşamakla mümkün olur.
Hakkın taraftarı olun. Zulme ve zalimlere karşı tavır alın ve korkmayın. Çıkar ve menfaatler için zalimlerin tarafında yer almayın. Zulmü sevmeyin ve ona meyletmeyin yoksa size de ateş dokunur.
Zalimlerden korkmayın. Güçleri ne olursa olsun İslam’a, Müslümanlara, mazlumlara düşman olan hiçbir yerli ve yabancı, ulusal ve uluslar arası zalimlerden korkmayın. Mazlumların yanında yer alın ve bunu açıkça gösterin ki dünya ve ahrete kurtuluşa eresiniz. Gevşemeyin, üzülmeyin, inanıyorsanız Allah sizinle beraberdir.
Allah hak ve adaletle hükmedenleri sever.
Abdullah Eğilmez
