Hac Güncesi - rahle.org

Hac Güncesi - rahle.org

Hac Güncesi


Facebookta Paylaş
Tweetle

 

 
Abdullah Eğilmez tarafından yazıldı.

Özel kurallar Haccı hayatın içinde bir aşama, bir zaman, bir ibadet; bir nesne olmaktan çıkarıp, kendisi ile buluşulmaya özenle hazırlanılması gereken bir özne haline getirmektedir. ... Hac en büyük Tevhid eylemidir: Namazda Allah'a sığınan kul, Hac'da tüm menasiklerinde Allah'ı birler. ... Kadınlar erkeklerinin ölüme gidişini izlerler, büyük bir teslimiyetle. Farkındadırlar, erleri gözlerinin önünde aşkınlaşacaklardır yavaş yavaş... ... Zaten Hac'dan sonra erleriyle ilişkileri beşeri sevgiye dayalı olmaktan çıkacak, yerini ayni davayı yüklenmiş, dava kardeşliği muhabbetine (sevgisine) dayalı bir ilişki başlayacaktır .... Verilen “istikamet üzere ileri!” emrine herkes uymak durumundadır. Bu işaretle birlikte kimsenin oyalanma lüksü de yoktur artık. … Akşam Namazı bile beklenemez böyle bir durumda. Özel kurallar Haccı hayatın içinde bir aşama, bir zaman, bir ibadet; bir nesne olmaktan çıkarıp, kendisi ile buluşulmaya özenle hazırlanılması gereken bir özne haline getirmektedir. ... Hac en büyük Tevhid eylemidir: Namazda Allah'a sığınan kul, Hac'da tüm menasiklerinde Allah'ı birler. ... Kadınlar erkeklerinin ölüme gidişini izlerler, büyük bir teslimiyetle. Farkındadırlar, erleri gözlerinin önünde aşkınlaşacaklardır yavaş yavaş... ... Zaten Hac'dan sonra erleriyle ilişkileri beşeri sevgiye dayalı olmaktan çıkacak, yerini ayni davayı yüklenmiş, dava kardeşliği muhabbetine (sevgisine) dayalı bir ilişki başlayacaktır .... Verilen “istikamet üzere ileri!” emrine herkes uymak durumundadır. Bu işaretle birlikte kimsenin oyalanma lüksü de yoktur artık. … Akşam Namazı bile beklenemez böyle bir durumda.


 

İslam bir hayat dinidir, yaşamın her yanını kuşatır. "Köşe başlarını tutup soygunculuk yapmayın" derken, "terazileriniz noksan tartmasın" derken, "yetimin malını yemeyin" derken, "adalet" derken dünyaya dair sınırlar koymaktadır, şekillendirmektedir. İbadetler de bu yönüyle birbirinden farklılaşarak, birey hayatının ve yaşam alanının her tarafında İslam'ın ağırlığını göstermektedir.

Oruç ve Ramazan insanın zihnini yaşadığı seküler dünyadan koparırken, Hac gönlüyle beraber cesedini de uzun bir süre için dünyevi olandan alıp götürmektedir.

Allah'ın kulları için yazdığı ibadetlerin sadece şekli bir yönü olmadığı ve hatta manevi bir içeriği olduğu ihmal edilemez bir gerçektir. Kul ibadetlerinin değerini, kıymetini bilmelidir.

Yazıklar olsun o namaz kılanlara ki, kıldıkları namazın değerine aldırış etmezler. (1)

İbadetlerin bir çok hikmeti vardır, kul bunlardan bazısına vakıf olabilir. Bir başkası başka bir hikmeti görebilir. Bilinebilen hikmetler, ibadetlerin asli ve hayat içerisindeki pratik değerini tamamen kuşatmasa da, Rabbimizin emrine riayetin parçasıdır.

Onlar ayakta iken, otururken, yan yatarken Allah'ı anarlar; göklerin ve yerin yaratılışını düşünürler...(2)

Onlara: "Size verdiğimiz Kitap'a sıkıca sarılın, içinde olanı düşünün ki sakınanlardan olasınız" demiştik.(3)

Hal böyleyken, Hac da kendisi için tahsis edilen o özel zaman gelince başlayan ve zincirleme bir dizi özel kuralları olan bir ibadettir. Bu özel kurallar Haccı hayatın içinde bir aşama, zamanlardan bir zaman, ibadetlerden bir ibadet, yani bir nesne olmaktan çıkarıp, kendisi ile buluşulmaya özenle hazırlanılması gereken bir özne haline getirmektedir. Hacca niyet eder etmez ona ve ahirete hazırlığa başlamak gerekir.

Hac bilinen aylardadır. O aylarda hacca girişen kimse bilmelidir ki, hacda kadına yaklaşmak, sövüşmek, dövüşmek yoktur. Ne iyilik yaparsanız Allah onu bilir. Kendinize azık edinin, şüphe yok ki azığın en iyisi Allah korkusudur. Ey akıl sahipleri! Benden korkun(4)

Hac Takva Toplumu mensuplarının eğitim mektebidir.

Ey inananlar, Allah'a ibadete vesile olan, hac töreni yapılan yerlerin ve savaşın haram edildiği ayların hürmetini koruyun, hac kurbanlarına, kurban edilecekleri belli olsun diye boynuna bir şey takılan hayvanlara, Rablerinden bir lütfe ve râzılığa ulaşmak için Beyt-ül Harâm'ı ziyarete gelenlere hürmetsizlik etmeyin.... (5)

Ali Şeriati haccı bir tiyatro piyesine benzetmektedir.(6) Onun bu benzetişi bir yönüyle Rabbimizin hacla ilgili bu tanımlamasıyla ilintilidir belki. Zira hac töreninden (menasik) bahsediliyor. Bu nedenle ihram, telbiye, Kâbe, tavaf, say, Zemzem, Arafat, Cemerat vs.nin birer dekor, birer kostüm, birer rol şeklinde de görülmesi mümkündür. Aynı şekilde, özellikle Arafat günü gerçekleştirilen menasik nedeniyle, Hac bir savaş olarak da görebilir.

Haccın Törensel Yönü

Hacca tören (menasik) gözüyle baktığımızda bir rejisörün çektiği bir prodüksiyon, ve ondaki bulunuşumuzu da figüranlık olarak görebiliriz: Figüranlar (kullar) bir filmin çekimi için ajansın civarında (Harem'de) toplanırlar. Çekim saati yaklaşırken kostümlerini (ihram) giyerler. Sonra herkes kendilerine gösterilen yerde toplanır. Rejisörün işaretiyle (terviye günü güneş doğumu) figüranlar (kullar) çekim alanına (Arafat) gelirler. Aksiyon çekimi için hazırlanan figüranlar (Hacı adayları) rejisörden rollerini öğrenirler (Vakfe). Rejisörün 2. işaretiyle (Arefe günü güneşin batışı) aksiyon çekimi başlar (Arafat'tan Müzdelife'ye iniş). Müzdelife'ye inişle birinci çekim biter, 2. sahne için hazırlık başlar (taş toplama). Rejisörün tekrar işaret vermesiyle (tan vakti) figüranlar sahne aksiyonunu oynarlar (Müzdelife'den Mina'ya iniş). Aksiyon esnasında figüranlar sahne gereği rollerine uygun replikleri (telbiye, tekbir, tehlil) söylerler. 3. sahnenin çekimi beklenmeksizin devam eder. Aksiyonun en hareketli anı gelmiştir. Bir savaş sahnesi (Cemarat) çekilir. Figüranlar hızla düşmana (Büyük Şeytan) saldırırlar, rolünü oynayan hemen sahneden iner ve diğer sahneye geçerler Buradaki rollerini (kurban kesimi) oynayan figüranlar, bu kez daha sakin bir akışla son sahneye (Kâbe'ye) geçerler ve buradaki aksiyonu (Tavaf) da oynadıktan sonra kostümlerini çıkarırlar (Halk ve Taksir). Kostümsüz olarak oynadıkları bir iki rolden (şeytan taşlama) sonra bu çekimde işleri biter ve başka bir film için setten ayrılırlar (Veda Tavafı).

Hac Güncesi

Hac en büyük Tevhid eylemidir: Namazda Allah'a sığınan kul, Hac'da tüm menasiklerde Allah'ı birler;

· Hac ve Cemarat yolunda getirilen Telbiye (Lebbeyk! Allahümme Lebbeyk! … Yani "Buyur! Allah'ım buyur! Buyur! Senin ortağın yoktur, buyur!.Şüphesiz ki hamd ve nimet Sana mahsustur. Mülk Senin'dir. Bütün bunlarda eşin ve ortağın yoktur Senin.")

· Kâbe'yi ve Cemarat'ı görünce getirilen  Tehlil (Lâ ilâhe illAllahu vahdehu lâ şerikeleh)

· Taşlama ve Tavaf esnasında getirilen tekbirler "Allahu Ekber"

· Tavafın bizzat kendisi (bir olanın etrafında tam bir teslimiyetle dönüş)

· Tavaf sonunda kılınan namaz için seçilen sureler (Kâfirun, İhlâs)

· Hacla ilgili hatırlanılması gereken peygamberlerin Tevhid önderleri olması (Hz. Adem, Hz. İbrahim, Hz. İsmail, Hz. Hacer, Hz. Muhammed)

Burada zikredilen ve zikredilmeyen diğer öğeler birlikte düşünüldüğünde Haccın Allah'ın ortaklarından arındırılarak ululanması (Tevhid) yönü öne çıkıyor. Elbette İslam ve imanın öncülü tevhiddir. Hac da bunu daha da görülür hale getiriyor. Hacı adaylarının zihni temizleniyor burada. Bir nevi eğitim misyonu üstleniyor Hac töreni.

Onlarda (kurbanlıklarda veya hac fiillerinde) sizin için belli bir süreye kadar birtakım yararlar vardır. Sonra bunların varacakları yer, Beyt-i Atik'e (Kâbe'ye) kadardır. (7)

Hac teslim oluşun ifadesidir. Kul yaşadığı dünyadan tam bir teslimiyete kalkıp Rabbinin kendisi için seçtiği, kurak, kara bir coğrafyaya, başı göğe eren bir zirveye değil bir vadiye geliyor. Bu işi ancak ağız tadını terk eden bir insan yapabilir. Hz. Hacer'in tarihte yüklendiği misyon ve hac törenleri içindeki yerine baktığımızda onun kişiliğinden çok Rabb'ine olan mutlak teslimiyeti görülür (8).

Ümmetin gücü ve kalitesi ortaya çıkar Hac sırasında. Zira genel anlamda eksiğiyle fazlasıyla ama ümmetin kalburüstü kesimi Hacc'a gelebiliyor. Bu hem ekonomik gücü hem de takva gücünü içerir. Müslümanların toplam kıymeti de ortaya çıkmaktadır.

Hac erkek eksenli bir ibadettir. Hanımların namazda erkeklerin arkasında saf tutması, geri planda yer alışının Allah'ın takdiri olması, önlerine Hz. Hacer gibi teslimiyet abidesi bir hanımın örneklik makamında olması bu düşünceyi beslemektedir.  (O Rabb'inin emri ve erkeğinin elleriyle çöl ortasında bırakılmış, erkeğinin bir gün çıkıp gelip ömrünün semeresini kurban etmeye götürmesini izlemiş, sonuca rıza sessizce göstermiştir. Bu hanım hac sırasında hatırlanılmalıdır.)

Elbette hanımlar da hac edebilmektedir. Ancak Tavaf'ta yapılan remel (güç gösterisi şeklinde küçük adımlarla koşuş) ve Say'da yapılan Izbıta (vadinin tabanındaki alanı koşarak geçiş) sadece erkeklere özgü bir davranıştır. Erkeklerin hac törenlerine rengini veren ihramlarına karşın hanımların Hacca özgü giyimlerinin olmaması da bu kabildendir.  Diğer yandan erkeklerin bağırarak söyledikleri telbiye, tehlil ve tekbirlere hanımlar sezsizce katılmaktadırlar. Bu yönü dikkate alındığında hanımların sosyal alandaki rolleri de belirginleşmektedir. Hiçbir ibadetten geri kalmaksızın, katılım göstererek ama toplumu dönüştürmede motor rolü değil ama lojistik rolü üslenerek yerini alma...

Hac kulun Rabb'iyle birebir kaldığı, cemaatle değil, kendi başına yaptığı, bireysel ibadettir. Tüm bileşenlerinin kalabalık ve hatta kütleyle yapıldığı bu ibadette, bireyin iradesinin ve ibadet biçiminin bu şekilde tezahürü hikmetli bir paradoksu ortaya çıkarmaktadır.

Arkadaşlarla yada hanımlarla birlikte icra edilemez. Remel ve ızbıta hem beraber saf tutulan arkadaşlarla ve hem de bayanlarla mesafeyi açmaktadır.

İhram

Rol ve Mesaj: Kulun kendi

İhram adayın hac yolundaki ilk başlama noktasıdır. Adayın Mikat'ı ihramlı geçmesi gerekir. İhram kendi alışkanlıklarını, sosyal statüsünü, zevklerini gösteren tüm giysilerini çıkarıp, bütün dünyevi apoletlerini yok ederek teslimiyetle kendisine biçilen role girişidir.

İhram ile birlikte kul mahşerde Allah'a hesap vermeye gittiğinin farkına varır. Bahanelerin / mazeretlerin olmadığının ortaya çıkması ürpertiverir ama diğer taraftan da sevgiliye ulaşma yolculunun başladığı hissiyle tatlı bir heyecan başlar.

Günlük giysilerin sarmalamasıyla kendini hissettiren organlar ihramla hissedilemez olur. Bu çıplaklık duygusuyla birlikte bütün zevkleri çağrıştıran öğeler de yok olur ve kulun sadece var oluşuna dair, benliğine dair kimliği kalır ortada.

Ve elbette bu çıplaklık Allah'ın bütün gizli duyguları bildiğinin farkındalığını sağlar.

Mikat

Rol ve Mesaj: Mahşer ve Diriliş

Hac törenlerinin başlama yeri Mikat'tır. Mikat'tan ihramla geçip Kâbe'ye doğru ilerler: Elektronu eksik çok güçlü (yada sonsuz sayıda protona sahip) bir atomun / izotopun güçsüz atomların elektronlarını koparıp kendine çekmesi gibi adaylar da Kâbe'ye doğru çekilirler. Ateşe uçan kelebekler gibi doluşurlar ışığa. Mezar kapısından ahirete geçiştir bu.

Mezardan fırlayan ve mahşeri "kalk" borusunu duyan cesetler gibi, yada içtima borusunu duyan askerlerin ordu içtima alanına koşması gibi toplanırlar o meydanda.

Beyaz ihramlarını giyen adaylar, kesime giden kurbanlıklar gibi her şeylerini geride bırakırlar . Gönüllüdürler bu ölüm yolculuğunda. Farkındadırlar. Heyecanlıdırlar, şehadet şerbeti içme sevdasıyla geçerler Mikat'tan.

Kadınlar ise erkeklerinin ölümüne gidişini izlerler, büyük bir teslimiyetle. Farkındadırlar, erleri gözlerinin önünde göğe doğru yükselecektir, aşkınlaşacaklardır yavaş yavaş...

Ve hatta erkeklerini -İsmail gibi- kurban edecekler, kendi elleriyle sunacaklardır Rablerine; kulluk borcu diye… Zaten Hac'dan sonra erleriyle ilişkileri beşeri sevgiye dayalı olmaktan çıkacak, yerine aynı davayı yüklenmiş, dava kardeşliği muhabbetine dayalı bir ilişki pekişecektir. Tıpkı kurban edilmezden önce babasıyla "Ya büneyye, ya ebeti (ey oğulcağızım, ey babacığım)" diye sevgiyle konuşan Hz. İbrahim ile Hz. İsmail'in, bu tarihten sonra bir olup ortak dava ve misyon için birlikte Kâbe'yi inşa etmeleri ve birlikte tavaf etmeleri gibi (9). Belki budur Makam-ı İbrahim'in Hacda hatırlatacağı şey… Zira bu mekanlar, bu tören sembollerle yüklüdür. Sembolleri ve Rabb katındaki değeri aranmalıdır aynı zamanda.

Orada apaçık alametlerle, İbrahim'in makamı vardır.(10) Şüphe yok ki, Safa ile Merve Allah'ın koyduğu nişanlardandır.(11)

Kâbe

Rol ve Mesaj: Tevhid

Kâbe teslim oluş noktasıdır. Kulun yaşadığı yerlerden koparak geldiği bir kara taş yığını olan, ama Rabbinin seçtiği, mübarek kıldığı, dünyanın merkezi haline getirdiği mekandır. Kâbe bir olanı gösterir.

Sadakatin tasdik edildiği makamdır. Hz. İbrahim'in gördüğü bir rüyaya dayanarak ciğerparesini, cancağızını, oğulcağızını "Rabbi istedi" diye kurban edişi, Hz. İsmail'in bu yazgıya sırf "O istedi" diye razı oluşu ve hele Hz. Hacer'in yavrucağızını, kuş uçmaz kervan geçmez bir vadide, güneşin altındaki tek dert ortağını, emek emek, çile çile büyüttüğü oğulcağızının rabbine gidişine teslim oluşu birer sadakat örneğidir.

İbrahim'de ve onunla beraber olanlarda, sizin için gerçekten güzel bir örnek vardır. (12)

Rabb'le buluşma noktasıdır. Rabden af dile/n/me makamıdır O. Dünyanın türlü gaileleri ve bir sürü bahane ve mazeret arasında ihmal edilen, unutulan değerlerin ve bunların geri planda kalmasıyla sonuçlanan hataların affı için gelinen makamdır.

Bu makam yakarış makamıdır. Af için, talepler için, dilekler için... Yakarış aciz olanın Aziz olana sığınması ve fakirliğini, acizliğini, zayıflığını itiraf etmesidir. Kul ile rabbin varlık düzleminde konumlanmasıdır; kulun kulluğunu ifadesiyle.

Esenlik / kurtuluş aramanın sonunda esenlik makamına sığınma yeridir Kâbe. Yön yok, lineerlik yok, mantık arama da yok, burada sadece yaratan ve yaratılmış var, seven ve sevilen vardır artık.

Tavaf

Rol ve Mesaj: Hz. Muhammed

Rabb'in çemberinde erimenin resmidir. Bir yandan kulun varlığının ve yeryüzünde işgal ettiği alanın yok olması ama diğer yandan insanlar arasındaki var oluşundan kopuşla Rabb karşısında ve onun huzurunda var olma tezahürüdür. Maddi dünyadan kopuşla manevi, uhrevi olana aşkınlaşma halidir.

Copyright 2018 © RAHLE DERGİSİ