SAADET ASRI/EĞİTİMİN BAŞLANGICI Zihniyet - rahle.org

SAADET ASRI/EĞİTİMİN BAŞLANGICI Zihniyet - rahle.org

SAADET ASRI/EĞİTİMİN BAŞLANGICI Zihniyet


Facebookta Paylaş
Tweetle

Necmeddin Irmak

 

Hazırlanan ortamın inanç yapısı, eğitimle ilgili olarak sürdürdüğümüz yolculu­ğun işaret taşlarından birisi ve belki de en önemlisi olarak karşımıza çıkmakta.

Ademoğlu, yeryüzüne gönderilme-indirilme-ile başlayan serüvenini, köşe taş­larını Peygamberlerin oluşturduğu bir yapı içerisinde devam ettirdi. Allah, ondan bu yapıyı tevhit üzere inşa etmesini ve tevhide aykırı her şeyden uzak durmasını istemiş ve insandan bu çerçevede ahit almıştı: "Ve Rabbin, her ne zaman Ademoğullarının sulblerinden onların soylarını çıkaracak olsa, onları, kendileri hakkın­da tanıklık etmeye çağırır "Ben sizin Rabbiniz değil miyim?" Onlar, cevaben: "Elbette!" derler. "Buna tanıklık ederiz." (7-A'raf, 172)

Fakat insan, çoğunlukla Rabbine verdiği sözü unuttu. Allah ise insanın her unutuşunda ona geçmişte verdiği sözü hatırlatacak ve inşa edilen tevhit binasını sağlam kılacak, şirk molozlarından arındıracak elçilerini gönderir.

Son elçi Muhammed'in (sav) gönderileceği topluma bakışlarımızı çevirdiğimiz­de, gördüğümüz manzara, bir peygamberin gelmesini gerekli kılan inançla alakalı bütün şartların varlığını ortaya koymakta.

O gün için Hicaz yarımadasının esas sakinleri olan Arap halkı, uzun asırlar bo­yunca tevhitten uzaklaşmış ve şirkin koyu bataklığı içine saplanmıştı. Atalar İbra­him'in (as) hanif (tertemiz, an duru) dinini unutmuşlardı. Şirk akidesi ve ondan neşet eden müşrikçe hayat tarzı, eşyaya yaklaşım biçimi Allah, kainat insan ilişki­sindeki algılama yöntemi, bütün yarımadayı çepeçevre ve derinlemesine kuşat­mıştı.

Tabi ki bu kuşatma birden bire olmamış, şirkin kendine has eğitim metotlar ile nesiller boyu atadan toruna aktarılarak şekillenmişti.

Cahiliye, kendi insanını ve insanın akıl ve hayatını oluştururken kendi tabiatına uygun ilkeleri doğrultusunda hareket eder. Zihniyetini kendi ilkelerine göre be­lirler. Bu akıl ve zihin altyapısına sahip insan artık tüm eşya ve hayat algılayışını da buna göre çizer. Ki mücerret olarak eğitim de esasen bunu hedefler.

Kuran, cahili tasavvuru ve o tasavvurun pratik örneklerini kendi üslubu içeri­sinde bize şöyle ifadelendirin Zann el-Cahiliye Hukm el-Cahiliye Teberrüc el-Cahiliye Hamiyyet el-Cahiliye

Zann el-Cahiliye:

"Sonra o, bu kederin ardından size bir emniyet duygusu, bazılarınızı sarıp ku­şatan bir iç sükuneti bağışladı; oysa sadece kendilerini düşünen ötekiler, Allah hakkında yanlış fikirlere, cahiliye düşüncelerine-zann el-cahiliye-kapıldılar..."(3-Ali Irrıran, 154)

"Zann" kelimesi herhangi bir şey hakkında akli/mantıksal, şer’i veya kevni/de- neysel ve gözlemsel hiçbir delil ve mesnet olmadan yapılan yorumsama, hüküm ve fikir yürütmeyi ifade etmektedir. Sonuç olarak da asla bir katiyet ve doğruluk elde edilememektedir.

Cahiliye, kendi insan tipini ve bu tipin zihni yapısını oluştururken onun Allah, insan ve eşyaya dönük yaklaşımlarını hep bu zann yöntemini kullanarak biçimlen­dirmiştir. Çünkü yakini ve kazanılmış bilginin, kendi var oluş nedenlerini ortadan kaldıracağını bilmektedir. Bu nedenle kendi insanının bilgi tabanını somut olandan soyut olana kaydırarak varlığını insanlık tarihi boyunca devam ettirmektedir.

Buna karşılık Allah, cahili tasavvurun bu köksüz eğitim ve biçimlendirme yön­temine şu karşılığı verir

"Onların-müşriklerin-çoğu sadece zanna uymaktadırlar. Oysa, zan haktan hiç­bir şeyi içermez..." (10-Yunus, 36)

 

Yukarıdaki ayetin hemen öncesindeki ayetlerde bu insanın Allah, varlık ve iki- -3 si arasındaki ilişkiye dönük tasavvuru ortaya konmaktadır. Kuran cahiliye insanının g inanç yapısını ortaya koyarken, bunun temelinde söz konusu zannın yatmakta olduğunu bildirir.

Copyright 2018 © RAHLE DERGİSİ